..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > Oğuz Düzgün




11 Haziran 2008
Cengiz Aytmatov ve Mankurtlar  
Oğuz Düzgün
Bugün biz de büyük bir acıyı, derin bir yalnızlığı yaşıyoruz. Büyük Üstad Cengiz Aytmatov en azından bedenen aramızdan ayrıldı


:CJED:
Ayrılıklar her zaman üzer beni. Ayrılıkların en uzağına, en ulaşılmazına açılan kapı da ölümdür. Ölüm de her faninin kaçınılmaz yazgısıdır. Bazı insanlar vardır ki, onların dehaları, hayat saçan bakışları, ruhları dirilten sözleri, ölümsüzlük diye bir gerçeğin var olduğunu açıkça ortaya koyar.

Okyanustan alınan bir bardak su, o büyük ummanın varlığını ortaya koyduğu gibi bu yüksek ruhlu insanlar da Sonsuzluğun varlığını hayatlarıyla ve de vefatlarıyla ortaya koyarlar. Onların öldüklerine bile inanamayız. O kadar canlıdırlar ki biraz sonra hemen şu kapıdan girivereceklermiş gibi ümitliyizdir. Ancak bu ümidimiz gerçeği asla değiştirmez. Giden gitmiştir bizi bize ve derinlerimizdeki karanlık yalnızlığımıza bırakıp. Bu saatten sonra, onun Sonsuz hayatta yaşadığını bilmekten daha anlamlı bir gerçek yoktur bizim için. Yoksa gerisi zulüm olacaktır, anlamsızlık girdapları doğuracaktır. Bazı insanlar ise, bin yıl yaşasalar da ölüdürler. Çünkü yaşamları sadece kendileri içindir ve hiçbir yüreğe yüreklerini klonlamazlar. İşleri güçleri, zulümdür, kötülüktür. İşte gerçek ölü bunlardır. Onlar toprağa değil unutulma karanlıklarına gömülmüşlerdir. Aytmatov ise asla bunlardan biri değildir.

Bugün biz de büyük bir acıyı, derin bir yalnızlığı yaşıyoruz. Büyük Üstad Cengiz Aytmatov en azından bedenen aramızdan ayrıldı. Bizi yalnızlığımıza bırakıp Sonsuzluğuna gitti. 1928 yılında yılında Kırgızistan’ın Bişkek’e bağlı Şeker köyünde doğan Aytmatov, son anına kadar insanlık ve Türk-İslam dünyasının uyanışı için çalıştı. Son anına kadar diyorum çünkü rahatsızlandığı sırada “Gün Olur Asra Bedel” adlı romanının film çekimlerini gerçekleştiriyordu.

Belki de onu ölümüne kadar devam edecek olan özgürlük yürüyüşüne iten sebep, çok sevdiği babasının Stalin tarafından 1937 yılında katledilmesiydi. Bu onun yüreğinde derin yaralar açmıştı. Müslüman Türklerin maruz kaldıkları baskılar, zulümler, aşağılamalar onu daha da cesaretlendirmişti. Bu düzen böyle gidemezdi. Birileri çıkmalı ve haksızlıklara karşı kendini siper eylemeliydi. Bizde Mehmed Akif’in Kurtuluş Savaşı için icra ettiği o büyük rolün bir benzerini de Cengiz Aytmatov, bütün Türk İslam dünyasının özgürlüğü adına üstlenmişti.

Bir zamanların dünyaya hükmeden bu asil milleti dış ve dışlaştırılmış iç mihraklar tarafından adeta Mankurtlaştırılmıştır. İlk olarak “Gün Olur Asra Bedel” romanında geçen “Mankurtlaşmak” deyimi Cengiz Aytmatov’un bugünkü Müslüman Türklerin içine düştükleri acı durumu ortaya koymak için bilinçli olarak dirilttiği, geliştirdiği çok anlamlı bir deyimdir. Orta Asya kavimlerinden olan Juan Juanlar ele geçirdikleri Kırgızları Mankurtlaştırırlar. Bunu yaparken onların beyinlerini türlü işkencelerle ele geçirirler. Yani onları köleleştirirler.

Mankurtların geçmişle hiçbir bağlantıları yoktur. Çünkü hafızalarını kaybetmişlerdir. Aslında Mankurtlaştırılmış insan, beyni ele geçirilmiş, maziyle arasındaki bütün bağları ortadan kaldırılmış insandır. İşte Türk İslam dünyasının içine düştüğü bugünkü büyük bunalımların ardında bu Mankurtlaştırılmışların büyük payı vardır. Aslında hepimizde biraz Mankurtluk vardır ve bizler, öncelikle bu Mankurtluktan kurtulmanın şerefli mücadelesini vermeliyiz.

Bugün Cengiz Aytmatov’un ardından dökülecek gözyaşlarının, yakılacak ağıtların fazla da bir önemi yoktur. Onun ruhunu şâd etmenin yegâne yolu öncelikle bütün eserlerini tek tek okumak, ardından bu büyük insanın vermek istediği mesajı iyi bir şekilde kavrayarak özgürlük yolculuğuna ilk adımı atmaktır. Mankurtluktan kurtulmanın yegane yolu da hafızamıza kavuşmak; maziden, tarihten koparılan benliğimizi yeniden o şanlı geçmişimizle buluşturmaktır. Yapacağımız iş, her daim ecdadımızın yaptıklarıyla övünmekten öte, maziden ilham alarak yeni bir istikbal oluşturmaktır.

Boş konuşmaları, boş işleri bir kenara bırakarak kitapların aydınlığıyla yıkanmamızın zamanı geldi de geçiyor. Bizi köleleştiren cehaletimizi, ilimle, irfanla yenmemiz gerekiyor. Arşivlerde çürümeyi bekleyen binlerce yıllık kitaplarımızı, belgelerimizi okuyamadan, anlayamadan hafızamıza kavuşmamız imkansızdır. Şiddeti, nefreti bir kenara bırakarak hayal kurmanın, mutlu geleceği kurgulamanın büyük gücüne erişmemiz gerekiyor. Tüm kötü huylarımızı bir kenara bırakarak, özümüzde var olan güzel ahlakımızı ortaya koymamız gerekiyor. İşte Aytmatov bunu başarmıştı ve bize de bu ulvi yolu göstermişti.

Cengiz Aytmatov bir yıldız gibi aramızdan kaydı. O bir kutup yıldızıydı. Yolunu kaybetmiş bu milletin hatta insanlığın önünde giden asil bir rehberdi. Aramızdan ayrıldığı için kederliyiz ama vasiyetini bildiğimiz için de mutluyuz. Onun vasiyeti Mankurtluktan kurtulmaya çalışmamızdan başka da bir şey değildi. Ağlamak, sızlanmak yerine bir saniye bile durmadan özgürlük yolculuğumuza devam etmeliyiz. Okumalıyız, çalışmalıyız, araştırmalıyız ve ruhumuza vurulan bütün prangaları nefret ve şiddet yollarına süluk etmeden bir bir parçalamalıyız. Türk İslam dünyasının ve güzel ülkemiz Türkiye’nin gelişmesinin, ilerlemesinin başka da yolu yoktur.

Hâla ne diye duruyorsunuz? Cengiz Aytmatov’un eserlerinden birisini okuyarak bu yolculuğa başlayabilirsiniz. Ben de birazdan “Gün Olur Asra Bedel” romanını okumaya bir kere daha başlayacağım ve bu büyük insana dualarımla kanatlanan şükranlarımı sunacağım.

Cengiz Aytmatov gitti, üzgünüm. Ancak aranızda uyanmayı bekleyen on binlerce AYTMATOV’un varlığını derinden derine hissediyorum. Eminim ki Cengiz AYTMATOV da şu anda sizlerin yüreklerinizde canlanan özgürlük filizlerinden hissesini alıyordur. Bu filizler güle dönüştüğünde, hep birlikte AYTMATOV’un kabrini ziyarete gideceğiz ve bu büyük rehbere teşekkürlerimizi sunacağız. Tüm benliğimizle haykıracağız:

“Bizi ve tüm insanlığı Mankurtluktan kurtaracak yolları öğrettiğin için teşekkürler Özgürlük Savaşçısı!”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güneşçağ Savaşçısı Erdem Bayazıt
Mevlânâ'dan Reçeteler
Necip Fâzıl'ın Şiiri

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fâtih İstanbul'u Kaç Yaşında Fethetti?
Mevlid Kardeşliği
Kâfiyelerin Birliği
Kemençe Kimin?
Baklava'nın Kökeni
Kurân'ın Kökeni Sümerde mi?
Şiir Düşünceleri
Amerika Osmanlı Tarafından Keşfedilseydi?
Medeniyet Bestemizin Notaları
Evliya Menkıbelerinden Türk Fantastik Edebiyatına

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Var Ya Sen! [Şiir]
Çakkıdı Çakkıdı [Şiir]
Bâlibilen Dilinde Şiir [Şiir]
Üç Boyutlu Şiir [Şiir]
Miraciye [Şiir]
Sağanak Sen Yağıyor [Şiir]
Bülbüller Şehri İstanbul [Şiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Şiir]
Burası Sessiz Biraz [Şiir]
New Orleans'lı Siyahi Kirpiklerin [Şiir]


Oğuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatın her alanında çalışmalar yapıyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoğlunun özelliği değil midir iletişimde bulunduğu varlıklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.