Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Birincisi düşlerimizin sınırsızlığınca yükselmeyi, diğeri ise aşkın olandan kopup arzî olana iradi bir düşüşü ifade ediyor. Türkçe'mizdeki "düşünmek" fiilinin bizlere sunduğu başka başka imkânları da sorguladığımız anda şaşırtıcı bir durumla karşılaşıyoruz. Bana hangi filolog, ne kadar katılır ya da katılmaz bilmem ama bendeniz, düşüncenin kökü olan 'düş' ile 'düşmek'in kökü olan 'düş-' sözcüğünün etimolojik olarak ortak bir 'tüş' kökünden geldiğini düşünüyorum. Bu 'tüş' kökü bugün Azerbaycan Türkçesinde de kullanıldığı anlamlarda; 'inmek, konmak ve durmak' anlamlarında kullanılan bir kelimedir. Bu noktada 'düşünmek' fiilinin dönüşlü yapısı, düşüncenin kendi üzerine bükülen refleksif yapısını ifşa ettiği gibi, kendi düşüncesinin üzerinde durmak yani kendiliğinin farkına varmak anlamında özbilincin varlığını da ortaya koyuyor. Kant'ın da ortaya koyduğu gibi dışsal deneyimin edinilmesi, saf benin kendini idraki ile mümkündür. Ich denke (cogito) ile sembolleştirilen bu saf benin kendini idraki, Türkçemizdeki 'düşünmek' fiilinin dilbilgisel tahlili yoluyla bile hemen tezahür edebilmektedir. O halde Kant'tan ve Descartes'tan çok önceleri, (belki de Antik Yunan'dan çok önce) farklı epistemik evrenlerde de olsa, benzer mevzular düşünülmüş ve 'düşünmek' fiili gibi düşünsel derinliği fazla kelimelerin inşâsıyla bu düşünceler yaşam dünyasına taşmıştır. Dahası düşünmek fiilinde müstetir, kendi düşüncesinin ya da kendisinin üzerine 'inmek ve konmak' anlamı, Türklerin o vakitlerde, bugün bildiğimiz ve deneyimlediğimiz 'düşünme' eyleminden daha yüksek bir düşünme imkânının farkında olduklarını, insan düşünmesinin ise o yüksek düşünme imkânı karşısında bir inişe ve hatta düşüşe karşılık geldiğini de ifşa eder gibidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |