Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Bu satırları yazan insana hayat son birkaç aydır her zamankinden daha zor geliyordu; ‘depresyon’ denilen illete de yakalanmak üzereydi..Bu satırları okuyan ‘Sen’ eminim ömrün boyunca bu tür yazılardan, kitaplardan bir dolusunu devirdin ama, zamanı gelince de ‘zor’ hayatı yaşama sancılarından kurtaramadın kendini değil mi? Ben de.. Veya bu konuda yazılanlara bir safsata olarak baktın.Kitabın kapağını eline alıp ’Ne kardeşim bunlar, yazılanların hepsini ben de biliyorum!’ dedin.Çok bilmiş edalarınla değil mi? Ben de. Şimdi oturup bilmediğim sıkıntıların için, ‘Şöyle yap,bir de şunu düşün....’ filan diyemeyeceğim doğal olarak.. Sen ağlayıp (ya da... ‘Ağlamak: Güçsüzlüğe eş değer bir dışa vurumdur’ saçmalığına inanıp, dolan ve kan çanağına dönen gözlerini kaçırarak benden- dertlerini anlatırken, elini dostça tutarak ’daima yanındayım, mutluluğu yakaladığın an, eğer şaşırırsan omzuna vura vura yutturacağım sana ’ da diyemem. Uzaksın benden. Tanımıyorum bile seni! Zaman zaman kendini delicesine yalnız hissettiğin oluyor mu senin de? Evet mi? Benim de... İşinde sıkıntıların mı var ya da uygun bir iş bulamıyor musun kendine, özel hayatın, özel ve hayat kısmını bir türlü bir araya getiremediğin oluyor mu, yıllarca ‘dost’ dediğini -aslına hiç değmeyecek olduğunu görüp- geçmişinden sildiğinde çocuk gibi iç çekip , başını ellerinin arasına alarak, ‘keşke onu hiç tanımasaydım!’ dediğin oluyor mu? Evet mi? Benim de... Hiç sevdin mi? Hani, Sevmek;: Şu altı ılık; üstü sıcak, kadifeden kesesi olan bişey gibi. Aşk vs filan da diyorlar.Yakar,dondurur, ağlatır, güldürür her bir haltı yaptırır..... Terk ettin mi,t erk edildin mi? Boğasın ve boğulasın geldi mi mesela:) Aklına geldiğinde sevdiğin, cayır cayır yandı mı sol yanın, bir daha hiç göremeyecek olduklarını zamanında olabilecekleri düşünemeyerek,sarılıp doyasıya öpmeden sevgini ifade edemediğin oldu mu, bu dünyadan göçüp giden sevdiklerin olmadı mı sanki hiç? Bu kadar kısa işte hayat..! Bir çok şeyi yaptın; yaşadın, yaşattın belki de öldürdün. Ne oldu:Bugün depresyondasın işte! Kendine gel ve silkelen. Hayatı kolaylaştırma yollarını yazacağımı sanmıştın değil mi?’Eee, hani bu yazıda içerik bomboş!’ filan da diyor olabilirsin.. Şimdi dinle...... Hayatım o kadar karmaşıktı ki;yaşamak istemiyordum. (Daha birkaç gün öncesine kadar) Dertlerimi anlatarak başını ağrıtmayayım ama, yüklenemeyeceğim kadar sıkıntı, bir çuval dolusu -en janjanlı sevdiklerim tarafından hem de- omuzlarıma yüklenmeye çalışıldı .Bana bu kadar kötülük yapanların sanki umurunda mıydı! Bu satırları yazan ölse; gitse bu dünyadan ’onlar’ ne kadar yanardı ki ardımdan?Ayrıca birilerinin canını yakmak adına terk-i diyar etme isteği ne kadar anlamsızmış.Ben öldükten sonra, benim dünyamın kıyameti kopacaktı; kimsenin değil.Kötüler bu hayata iyon gibi yayılmış durumdalar.Zaten onlar olmasa senin benim gibilerin kıymeti de bilinmeyecek..Arada sırada değer bilmez insanlar da çıkacak karşına hazırlıklı ol. Çok amiyane olacak ama ‘salla gitsin!’ öyleleri..Seni mutlu eden ve gerçekten değer verenlere kutsal vaktini harca.Hayatına elek teorisinden geçen insanları al zira hayatın çöplük değil. Unutma ömrü boyunca dostluğunu, sevgini göğsünde broş gibi taşıyacak müthiş insanlar var hayatta en az senin kadar güzel insanlar diyoruz bunlara:) Ben mi, ne yapıyorum? Çalışıyorum, ama öyle böyle değil bazı günler gece mesailerine filan kalarak.. Sonra... Bisiklet sürüyorum dünya tatlısı yeğenimle.Araba kullanmamı pek dikkate almayan hatta siteye girişimde yolumu kesip ‘Dondurmamı yine unuttuğunu söyleme hala, bence park etmeden git al dondurmamıııııııı’ diye mızmızlanan yeğenim ben bisiklet sürerken arkadaşlarına ’Bu benim halaaam!’ diyecek kadar mutlu oluyor mesela. Nedenini pek anlayamasam da... :) O gün ne dondurma ne de çikolata istemeden benimle bisiklet sürdü sadece.. Anneme sarılıyorum her sabah, akşama belki göremezsem diye daha da sıkıca. Babamın cep telefonuna sevgimi öyle ya da böyle ifade ettiğim mesajları gönderiyorum görüşemezsek bile.. Arkadaşlarımı, dostlarımı dinliyorum hiç sıkılmadan...Anlatıyorum dilediğimce sıkılmayacaklarını bilerek. Hiç tanımadığım yüzlerce ‘okur’ dostlarıma e-mailler atıyorum.Dertleşiyorum ’Yazar’ arkadaşlarıma en son yazdığım yazıya dair içimdekileri tüm şeffaflığıyla anlatıyorum yine.. Ben bu hayatı artık kolay yaşıyorum.Kolaylaştırmak için çabalamadan öte! Kolay yaşa hayatını.Basiçe, bayağıca demiyorum yanlış anlama.. Bu satırları yazan insan yaşadığı sürece kötülük yapmayacak hiçbir canlıya.. Üzülecek yine belki.. Delirip manyak yazılar yazacak. Ağlayacak. Tekrar ruhsal dengesi bozulacak olur ya! Ama hayatı kolay yaşaması gerektiğini ve bu yazısını hiç unutmayacak!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |