Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Yeni başlayanlar için... 1.Asla ama asla özel hayatınızla ilgili ipucu vermeyin: Bir gün ama bir gün mutlaka anlatılarınız size geri dönecektir. Bırakın herkes merak etsin iş saatleri dışında neler yapıyorsunuz, kimlerle görüşüyorsunuz, evinize kaçta dönüyorsunuz. Sevgilinizi, eşinizi ve çocuklarınızı anlatmayın. Özellikle sevgilinizin ismini sakın söylemeyin! 2.Kredi kart ektreleriniz daima ev adresinize gelsin: Nereye ne zaman harcama yaptığınızın öğrenilme olasılığına karşı en etkili önlemlerden biridir. Yanlışlıkla(?) meraklılar tarafından size gelen ektre açılırsa tüm şirketin diline düşersiniz maazallah! Bir gün, zam istemek zorunda kalırsanız patronunuz bu talebinize aldığı duyumlardan hareketle kesinlikle kayıtsız kalacaktır. Borçlardan, yaşam koşullarınız zorluğundan açılan her konuda diğerleri ile hem fikir olun. Aldığınız her hangi bir şeye 'yeni, şu fiyata aldım....' yerine 'yeni değil önceden almıştım...' gibi geçiştirmeler yapın. 3.Arkadaşlarınızla telefon görüşmelerinizi şirket hudutları içinde asgariye indirin: Her telefon görüşmeniz pek sevilen ve her şeyden haberi olan ayaklı gazete türleri için biçilmiş kaftandır. Merak edilen özel kolonlarınız adına eksik,yanlış ve çarpıtılmış bilgiler şirket eşrafına titizlikle yayılır. Sonunda çok başınız ağrır. Çünkü, haberi alan ve yayan ayaklı gazete türlerinin tamamlayıcısı olan ve hakkınızda söylenen her tür dedikoduyu size ileten 'yetiştirici' denilen türden de nasibinizi alısınız! 4.Uzun cümleler kurmaktan kaçının: Uzun kurulmuş cümleler daima sizi ele verecek ayrıntıları içinde gizler .Bu gizi çözmek de boş vakte sahip çoğunluk için hiç zor değildir. İş yerinizdeki sosyal ilişkileriniz 'Günaydın, iyi akşamlar, afiyet olsun, hoş geldiniz.' lerden öteye gitmemeli. 5.İşe özel arabanızla gitmeyin ya da çıkışı herkesten bir iki dakika önce yapın: Diyelim ki, servisi kaçırdınız , iş yeriniz şehir dışında bir yerde ve özel arabanızla işe gitmekten başka çareniz yok. Gidin! Ama çıkış saatinde servis kalabalığına kalıp nispet yaparcasına arabaya kırıtarak binmeyin. Siz kırıtıyor olmasanız bile 'kırıtarak nasıl da bindi arabasına ..' denilecektir! Herkesten önce, kimsenin sizi göremeyeceği şekilde ayrılın, terk edin orayı! Aksi taktirde, maaş aksamalarında finansman biriminden avans isterken, haliniz gülünç olacak ve saçma sapan bakışları üzerinizden çekemeyeceksiniz. Kimseye anlatamazsınız arabanızın lpg li filan olduğunu, anlatsanız da inanmazlar. Zaten uzun cümleler kuramıyoruz! 6.Öğle yemeklerinde yemekten her ne çıkarsa çıksın kendinize saklayın: Yemekten çıkabilecek böcek, aşçının sigara izmariti, kaşıkçının kol tüyü, tabldot tabağındaki dünden veya haftalar öncesinden kalan yemek artıkları, su bardağındaki hareli birikintiler sizi ilgilendirmesin. Mide sınırlarınız o günkü yemeği yemeyi kaldıramıyorsa, yavaşça ve hiçbir şey olmamış gibi masadan kalkın ve tabağınızı iade ederken, 'elinize sağlık. ' deyip uzaklaşın yemekhaneden. Alabildiğince yapmacıktan bir gülümsemeyi de konduruverin dudak kenarınıza. Kimse ayırt edemeyecektir yapmacıkla sahici gülücük arasındaki farkı emin olun. Yemek şirketine yiyemediğiniz yemekler adına soru sormayın. Size ne! Hatta yemekhaneye çıkmayın bile, evden ekmek arası bir şeyler getirin. Sağlıklı beslenme filan gibi yeni moda(?) özenti yaşam şekillerinden kaçının! 7.İş yerinizi 8 saatliğine gitmek zorunda kaldığınız bir yer altı mezarlığı gibi düşünün: Bu işte çalışmaya mecbursunuz!Sabır taşınızı çatlama olasılığına karşı yok edin. Mutlu olmanız evinize huzur içinde dönmeniz gibi teranelere saplanıp kalmayın .Yok öyle bir şey. İşi öğrenme, şirket lehinde yeni projeler üzerinde düşünme, içinden çıkamadığınız hesap kitap olaylarında saçlarınızı yolma arifesine gelme, asabi olma,gece başınızı yastığa koyduğunuzda yarın halledilecek işleri düşüme gibi demode çalışan kılığından sıyrılın. Elinize bir dosya alıp oradan oraya koşuşturup çok çalışıyormuşsunuz gibi bir imaj da çizebilirsiniz. Bu tipler daima şirket bünyesinde taktir toplamışlardır. Oturun,kahvenizi yudumlarken sigara tüttürün; keyfinize bakın, amirlerden birini görünce toparlanın, iş yapıyormuş gibi davranın hatta arada bir of lama puf lama esnekliğine geçiş yapın ki, 'vay be yoruluyor ' desinler. Yıllanmış çalışanlar... İş yerinde çalışma süreniz epey geçti mi? Süper...Her geçen yıl rahatlama yolunda bir adım daha demektir.. Artık bir çiftlik gibi o iş yerini kullanabilirsiniz. Yıllandıkça iğrençleşebilme dereceniz de yükselecektir. İyi niyet sahibi patronunuzun gözüne emektarlar listesine girdiğinizden beri zaten çok fazla takip edilmiyor olacaksınız. Sallayın kafanızı efendim; alın maaşınızı. Şirket batana kadar el ense durumlarının hiçbir zararı olmayacaktır. Eee, siz kıdemli bir çalışansınız, şirketin girdilerini çıktılarını siz bilmeyeceksiniz de yeni yetme işe başlayanlar mı bilecek Allah aşkına.(!) Fikir yürütmek onların ne haddine! Nerede angarya saçma sapan iş var; yükleyin omuzlarına .. Gitsin- gelsinler işte...Bu devirde iş bulmak kolay mı? Hem siz de işe başladığınızda bu zorlukları yaşamadınız mı? Size de şefleriniz amirleriniz böyle yapmadı mı? Gençlerden.,astınız olup namusuyla çalışan yaşça sizden büyük olanlardan da alın intikamınızı. Bildiklerinizi asla ama asla kimseyle paylaşmayın ki, koltuğunuzda gözü olanlar çatlasınlar! Diyelim ki, bilgilerinizin gelişen şirket bünyesindeki yeri çatlamaya başladı. Acil durum!!!!! Ne yapın ne edin ikna edin çevrenizi; düzenin devamlılığını kesintiye uğratabilecek yeni tekniklerin aslında bir safsata olduğuna. Başaramam diye endişeye kapılmayın sakın. Yıllardır neleri başardınız şirkette düşünün: Tam terfi alacakken iftiraya boğduğunuz mesai arkadaşınızı işten attırdınız, işe yeni başlayan zeki ve çok şey başarabileceğine inandığınız o genç kızın adını kötüye çıkarıp istifa etmekten başka çare bırakmadınız ve daha bunun gibi neler neler yaptınız. Başarırsınız yahu! Kötülüğün durak noktası diye bir şey mi var sanki bu dünyada .. Eve gittiğiniz de neşeyle, huzurla koltuğunuza otururduysanız ne mutlu size! Hanginiz bu satırları okurken 'Yook bu kadarı fazla pes, böyle şeyler olmaz, abartı bunlar..!' dediniz söyler misiniz? Maalesef ki, yazdıklarım doğru.. Çoğunluğun kötü niyetli olduğu (istisnalar hariç) bu coğrafyada verimli çalışmak mı? Zor hem de çok zor
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |