..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya > Arzu Menteşeoğlu




11 Temmuz 2003
Tasvir (Doğa)  
Arzu Menteşeoğlu
bir doğa tasviri


:ACIEE:
TASVİR (DOĞA)

     Temiz havayı ciğerlerim patlayacak gibi olana kadar içime çektim. Doğa kokuyordu. Temiz hava ne mi kokar? Tarif edebileceğimi sanmıyorum. Şehrin pis havasına aşinayım ben. Temiz havadan başım dönmeye başladı.

     Yüksekteyim çok yüksekte. Ama garip... Ayağımın altında uzanan ovadaki akarsu ve ağaçlar beklediğim gibi küçücük görünmüyorlar. Hiç insan eli değmemiş buraya, eğer değmiş olsaydı çevremdeki vahşi güzellik ambarlarca mahsule yahut bina yığınlarına dönüşmüş olabilirdi. Benden başka kimsenin daha önce buraya ayak basmadığını bilmek içime hoş bir özgürlük duygusu bırakıyor.

     Ovayı keskin bir sınırla bitirip ufka doğru uzayan ilerideki ormanı aşarak geldim ben. Kimi zaman sık bitki örtüsünün toprağa basmaya izin vermeyen yapısı yüzünden ağaçların dallarına basarak yerden bir metre yüksekte ilerlemek zorunda kaldım. Ağaçlara oramı buramı çarpa çarpa aştım ormanı.Her ağaç bir kişilik gibi gelir mi size de. Gövdesine dokunduğunuzda teninin titrediğini hisseder misiniz? Gövdesinde toprak ananın bilgeliğini meyvelendirdiğini anlamaz mısınız? Bir yere çakılı olduklarına aldanmayın, kuşlar onlara göklerin uzak ufuklarından haber getirirler. Birisi dalını kırdığında, insanoğlunun kolu kırılmasına benzer bir feryad koyverdiğini işitmez misiniz? Ağaçları severim ben. 'Herhangi bir bitkiyi sever gibi' değil AĞAÇLARI severim.

     Ormanı binbir güçlükle geçtikten sonra şimdi zirvesinde olduğum dağa ulaşmak için ovada tüm gün yol almam gerekti. Bir o kadar çabayı da dağa tırmanabilmek için harcadım. Dağa tırmanıp zirveye ulaşmanın insana verdiği 'her güçlükle baş edebilirim' hissini hiç tattınız mı? Ellerim yara içinde kaldı. Her yanım ağrıyor. Ama değer doğrusu.

     Zirveye ulaşınca yorgunluktan bitap düşmüş bedenimi sırt üstü sonsuz göğün altına yığılırcasına bıraktım. Zirvesinde bulunduğum dağ ovayı çevreleyen diğerlerinden daha yüksek, böylelikle sağ tarafımdaki yalçın dağın bulut denizi içinde yalnız adaya benzeyen zirvesine yukarıdan bakabiliyorum. Hiç kimse yok. Kalabalıklar içinde hissetmeye çalıştığım yalnızlık duygusunun şimdi gerçeğiyle tanışıyorum. Meğer benimki kötü bir kopyadan öte bir şey değilmiş. Tüm dünyada O ve ben yalnızız sanki. Hafif-hafif esen rüzgarda güneşin batmaya yakın mavi ve kırmızının tonlarına boyadığı kullanılmış pamuk istifi gibi görünen bulutlar hızlı-hızlı akıyorlar tepemden. Dünya'nın dünüşünü, zamanın akışını hatırlatırcasına.

     Nereye gidiyorsanız beni de götürün. Uçan halı gibi binsem üzerinize... Siz nereye ben oraya. Kimsenin, hiçkimsenin olmadığı bir hayat sürsem. O zaman hayatın ne anlamı kalır bilmiyorum ama yalnızlığı seviyorum... Şimdilik sizinle gelmeyeceğim çünkü yattığım yerde mutluyum. Sonsuzluğu kucaklamak ister gibi kollarımı boşluğa uzatırken, ruhumun mutluluktan uçup gideceğini zannediyorum. Huzur ve mutluluk içimde dalgalanıp dururken hüngür-hüngür ağlamak istiyorum ve; Rabbim sana, beni 'var ettiğin' için teşekkür ediyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dostluk Üzerine Bir Çift Laf
Her Sevgi Özen İster
Berrin (- Bıçaklama Olayı - )
Hayat Arkadaşım...Sana....
Otobüsteki Eski Zaman Romalı'sı
Üniversite Yılları
Çocukluk Arkadaşım Halil
Bir anneden...'Canım Dilara'm'
Eğitim - Öğretim
Yüzlere Meraklıyım - Sokaktaki Herhangi Biri -

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayatın Anlamı [Şiir]
Ölüden Mektup Var [Öykü]
Resme Hapsolan Adam [Öykü]
Özlem [Öykü]
Dön Mehmet [Öykü]
Gerçek Miydi? Rüya Sanmıştım [Öykü]
Melek İnsanlar [Öykü]
Hayran [Öykü]
Labirent - Kayboldum! - [Öykü]
Sadece Bir Gazete İlanı [Öykü]


Arzu Menteşeoğlu kimdir?

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bıtkın kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevincler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana ATAOL BEHRAMOGLU

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Arzu Menteşeoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.