..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > İnci Fügen Yılmaz




17 Ekim 2001
Kararsızlığıma İkna Oldum...  
İnci Fügen Yılmaz
Kararsızlık yüzünden kaybettiğimiz aşklar vardır kalbimizin bir yerlerinde. Bir an gelir, bir müzik çalar veya yolda birini ona benzetirsin için sızlar. Ya da sen çok istemişsindir de o kararsız kalmıştır. Seni de engeller bu kararsızlık, uçar gider e


:BEGJ:
Bu gün kararsızlığım üzerimde, ne giyeceğimi bilemedim. Yeşil pantalonumu giysem belimi sıkıyor, beyaz giysem toz oluyor, siyah giysem söz oluyor. Gideceğim yere vapurla gitsem çok yürüyeceğim, otobüse binsem çok sıcak of off bu kararsızlık nasıl bir illet böyle yaşamın her anında karşımızda.

Ben kendimi kararlı, ne istediğin bilen, aklına koyduğunu yapan biri zannederdim. Oysa şöyle bir düşündüm de bugüne gelene kadar ne çok kararsızlık yaşamışım.

Benim çocukluğumda öyle bilgisayar oyunları falan yoktu. Biz sokaklarda oynardık. Oynardık da ne oynayacağımıza karar vermek oldukça zordu. Her kafadan bir ses çıkardı. Hadi saklanbaç oynayalım, hayır yakantop, yok yok topsuz istop...Bana bana ne sessiz film oynayalım.

Ahmet bizim takımda olsun... Hayır bizim takımda...Yazı tura atalım..arkadaşlar: İp atlayalım.. Ya! O kız oyunu, eniyisi voleybol oynayalım...
Çekişmeler sürer giderdi. Bir süre sonra annem açar pencereyi. ‘’Fügeeen, hadi kızım akşam oldu. Birazdan baban gelecek. Çabuk eve gel....’’ Yine oyuna, sokaklara doyamadan, aklım, hala ne oynayacaklarına karar veremeyen arkadaşlarımda, istemeye istemeye eve girerdim.

Okul hayatında da bu kararsızlık denen şey yakamızı hiç bırakmaz. İngilizceyi mi seçsem Fransızcayı mı? Edebiyata mı ağırlık versem matemetiğe mi? Ben ne olsam acaba? Doktor olsam kan görmeye dayanamam. En iyisi inşaat mühendisliği. Yok yok elektronik... Ya! Aslında benim müziğe yeteneğim var. Konservatuara mı gitsem? Karar verirken iyi düşünmek lazım. Gelecek sözkonusu. Kaç uykusuz gece? Kaç, hergün alınıp ertesi gün vazgeçilen karar? Aldığın karara tepki gösteren, seni kararsız bırakan eş, dost, anne baba.da cabası…

Küçükken ezcacı olmaya hevesliydim.Lise biterken elektroniği taktım kafaya. Taktım ama şartlar ve şanslar elektronik okumamdan yana olmadı. Sonra da kader bir sürü çatal yol çıkardı karşıma. Yalnızca, birini seçme şansın olan bir sürü çatal yol.

Biliyormusunuz? Adına yaşam dediğimiz süreç aslında bir yol. Yalnız başladığın ve yalnız bitirdiğin bir yol. Ara sıra refakatçilerin olur bu yolda, ailen, okul arkadaşların, iş arkadaşların,.dostların sevgililerin, eşin çocukların... Hepsi refakatçidir. Kimi uzun sure, kimi kısa süre bu yolda sana eşlik ederler. Bazen onlardan birileri senin için, bazen de sen onlardan biri için yolları değişirsiniz ama sonuç değişmez. Herkesin kendi yolu vardır. Herkesin tek başına sürdürmek ve bitirmek zorunda olduğu bir yol. Ve bu yol asla düz değildir. İnişli çıkışlı, çatallı, virajlı. Bazen bir süre dümdüz gidersin gidersin, derken önüne iki üç seçenekli çatal yollar çıkar. Hangisine sapacağını şaşırırsın. Birine sapsan, aklın diğerinde kalır. Bir sapaktan dönüp doğru yolu kestirmeden bulmak da vardır, yanlış sapaklara girip eziyet çekmek de. Seçim sana bırakılmıştır. Seçim sana bırakılmıştır ama sapakların sonunu görecek yeti, tecrübe ve bilgi eksiktir çoğu kez. Yaşar öyle öğrenirsin. İşte bu yol ayrımlarında kararsızlık, herşeyden daha çok seninledir.

Uzun Süredir yalnızken kızsan, iki talibin aynı anda çıkıverir. Biri esmerdir biri sarışın.
Birinin ailesi iyidir diğerinin işi maaşı. Erkeksen, iki kız arasında kalma olasılığın oldukça yüksektir. Biri iyi huyludur diğeri güzel. Gel seç seçebilirsen….

Aynı zamanda iki iş teklifi alırsın. Birinin parası iyidir, diğerinde kariyer yapma şansın vardır. Bir tatil yapayım dersin. Önünde yüzlerce seçenek belirir. Kimine paran yetmez, kimini canın çekmez..Kararsız kalmak için öyle hayati konulara falan da gerek yoktur. Ne giyeyim? Hangi filmi seyredeyim? Akşama ne yiyeyim? Düğüne kimleri çağırsak? Oyumu kime versem.? Onu mu alsam bunu mu? Üç kuruş paramı repomu yapsam dövize mi yatırsam?

Çatal yollar, sapaklar alternatifler hiç bitmez. Bunlar bitmedikçe de kararsızlık her zaman yanındadır...

Kararsızlık en çok yaşadığımız şey. Bu kesin. Kesin olan bir şey daha var. Verdiğimiz kararları uygulamanın zorluğu. Karar vermek zaten zor iş. Düşünmüşsün, taşınmışsın, hesap kitap yapmışsın. İyi kötü bir karara varmışsın.. Hadi gel uygula uygulayabilirsen. Daha ilk adımda önüne engeller çıkar. Seni yoldan çıkarmaya çalışanlar, çelme takanlar, arkandan itenler önüne geçenler. Ne zaman rejime başlasam, akşam bir arkadaşım telefon açar ‘’Hadi atla gel, mantı yaptım. Sen de çok seversin. Pek güzel oldu’’Der. Ayrıca Ben giyinme konusunda da oldukça özürlüyüm. Ne zaman bir düğün dernek olsa, Ne giyeceğim? Krizim tutar. Bir arkadaşım ‘’Sen ne zaman ne giyeceğim diye sorsan içimden intihar etmek geçiyor’’ dedi de, artık ona soramıyorum. Hadi bunlar önemsiz diyelim. Bir iş yapmaya karar verirsin. Her kafadan bir ses çıkar. ‘’Bak benim bir ahbabım vardı bu işi yaptı battı’’ Der biri. Diğeri ‘’Piyasa kötü kardeşim vazgeç sen bu sevdadan’’ Diye akıl verir.Gel de kararsız kalma....


Aşkta da kararsızlık yaşar insan. Aşk zaten karmaşık, çapraşık labirent gibi bir yol. Bir de kararsız kaldın mı yandın hem de ne yandın. Aynı anda iki çıkma teklifi alırsın. Daha işin başında al sana kararsızlık! Hadi diyelim böyle bir şey yaşanmadı.Yalnızca bir kişi var önünde Kararsızlık yine yanında. Arasam mı? Acaba beni seviyor mu? Dün nasıl üzdü beni keşke şöyle şöyle deseydim. Arasın bak! Nasıl canına okuyacağım. Görür o gününü, ah! bir arasa da ne kadar çok sevdiğimi söylesem. Aramadı Tüh! Keşke öyle davranmasaydım…

Kararsızlık yüzünden kaybettiğimiz aşklar vardır kalbimizin bir yerlerinde. Bir an gelir, bir müzik çalar veya yolda birini ona benzetirsin için sızlar. Ya da sen çok istemişsindir de o kararsız kalmıştır. Seni de engeller bu kararsızlık, uçar gider ellerinden.

İşte bu yaşam iki derede bir arada bırakır insanı.Ben size bir şey diyeyim mi? Ne kararsızlıktan ne de verdiğiniz kararları uygulayamamaktan dolayı üzülmeyin. Çünkü herkes aynı. Yok aslında birbirimizden farkımız. Öyle bir karar abidesi gibi durup akıl verenlere de kanmayın. Herkesin aklı kendine yeter. Kararınız da kararsızlıklarınız da sizin olsun. Bu yaşam sizin. Nasıl keyif alıyorsanız, nasıl içinize siniyorsa öyle yaşayın.Kararlarınızda da, kararsızlıklarınız da da karar verip yapmadıklarınızda da özgürlüğünüzü, kendinize olan güveninizi kaybetmeyin. Şansınız bol olsun.

Nasıl ikna ettim kendimi ama?

Fügen Yılmaz
01.09 2001







Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yalnızlık
Hayallerinizin Resmini Çizin...
Renkler Ruhumda Böyle Yansır
Hala Farketmiyor Musunuz?
Maksat Güzellik Olsun
Sahi Neresi Bu Hoşumuz?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hergele Meydanı
İki Sevgili
İyiliğim Kötülüğüme Denk Mi?
Kendimi Oldukça Güzel Buluyorum
Anılara Uçmak
Mutlulukla İlintili Şeyler
Öğrencinin Kulağı Kapalı Olamaz
Ah Başım, Vah Boğazım...
Bir Şehri Tanımak Bir İnsanı Tanımak Gibidir...
Uzun Süredir Aşka Düşmedim Ben...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Masal [Şiir]
Dört Erkek Bir Böcek [Öykü]
Hayalde Aşk [Öykü]
İlk Kitabım Tüm Kitapçılarda [Öykü]
Babadan Oğula Atatürk Sevdası [Öykü]


İnci Fügen Yılmaz kimdir?

Araştırarak, gözlemleyerek ve deneyimleyerek yaşadıklarımı, düşünce duygu ve anılarımı yazıp biriktirmeyi seviyorum. Birike birike bir gün taşacakları günü hayal ediyorum. Umarım olur.

Etkilendiği Yazarlar:
Türk edebiyatından etkileniyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İnci Fügen Yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.