Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
bunun cezası çok ağır. Ama evin bir yerlerinde bazı aletler, mutfak malzemeleri olursa: “Bana saldırdı, beni öldürecekti, ben de o telaşla tavayı elime geçirdim… hakim bey.” ha, kendini savunma söz konusu olunca birini öldürsen bile hiç ceza almayabiliyorsun… Bu temizlikçi kadın dahi, peki neden düzgün bir meslek yapmıyor, kafası zehir gibi çalışıyor, bir keresinde kocasının yemeğine fare zehri katmış, adam ölmedi, “dünkü yemek çok güzeldi, var mı?” dedi. Kadın sevindi, “bu kez kesin ölür” diye düşündü, tavuk doldurmuş tabağı tepeleme. “Sen neden yemiyorsun hayatım?” “İşte yedim” dedi, masanın karşısında oturdu, sigara yaktı, az sonra gebereceksin” diye düşünüyordu, gözlerini ondan ayırmıyordu, onun acı çekerek ölmesini büyük bir zevkle, onurla, şerefle, yüreği ferahlaya ferahlaya, hafifleye hafifleye, yepyeni bir zevkle, Tanrıça olur gibi efsanelerdeki… yeniden doğarcasına zevkle izleyecekti, eh, onca acı veren bu pisliğin ölümü böyle deli bir zevk verirdi, her salisesini yaşayacaktı, mutlulukla havaya uçacaktı. İnternet araştırmalarında siyanür içersen ne olur diye araştırma yapmıştı, karın ağrısı, kasılmalar, kıvranma, ağızdan gelen tükürük köpükleri…sorun siyanürü nerden bulacak…fare zehrini bulmak kolay, bir keresinde bir dükkana girip soracakken kafasından şunlar geçti. “hanım efendi siyanürü ne yapacaksınız?” “G.tüme sokacağım. O. çocukluğu yapma da ver şunu, belimde silah var sıkarım.” Dükkandan istediğini alıp çıkarken kaçar gibi hızlıydı. Dükkan sahibi peşinden dışarı fırladı, yandaki dükkan sahibine: “Ahmet ara polisi, deli karı vuracaktı beni.” Fare zehri tespit edilse bile yalanı hazırdı, içki şişesine koymuştum, evi fareler basmıştı, bey şişeleri karıştırdı, oysa tembih etmiştim. Ah benim canım ciğerim kocacığım, evimin direği, çocuklarımın babası…” (ağlayarak) Adam tavuklu pilavı yiyordu, “Hanım neden öyle bakıyorsun?” “Nasıl?” “Beni yiyecekmiş gibi, beni çiğ çiğ yer gibi. Neyin var?” “Hazdan hayatım.” “Bana beş yüz senedir hayatım dememiştin.” “Çok seksisin şimdi.” “Aaa! Neden?” “Öyle, yemek yemen, bana bakışın.” “Karı yapma ya” dedi gülerek, “kafan mı güzel?” “Şu an orgazm oluyorum, sana tecavüz ettiğimi hayal ediyorum.” Adam bastı kahkahayı. Masada kapta on ekşi elma vardı, kadın birini aldı, başladı yemeye. Adam, yemeği bitirmişti. Benim karı kafayı üşüttü, onu doktora götürsem iyi olacak” diye düşünüyordu. “Ben de yiyeyim bir tane” dedi, bir elma aldı kaptan, beşinci elmaya ulaşmıştı. Birbirlerini kesiyorlardı. Kadından korkuyordu ama engel olamıyordu kendine: “Hadi gel yatak odasına giderim, sevişelim.” Kadın düşünüyordu; “herhalde orada gebermeye başlar.” “Sen git; ben balkonda bir sigara içip geleceğim.” Adam, yatak odasına gitti. Kadın, sigarası bitince yatak odasına gülümseyerek giderken onu yatakta can çekişirken bulacağını hayal ediyordu. “O da nedir, adam çırılçıplak, gece lambası yanmakta. Adam malını eline almış, pis pis sırıtıyor. Ne çirkin bir yaratık bu, öldürülesice, lanet! “Hanım, gelmeni iple çektim.” “Sen dur” dedi, öfkeyle mutfağa yöneldi, oklava ve ekmek bıçağını alıp geldi. “Karı neler oluyor? Vay am.na koyim!” “Çılgın bir fantezi parladı beynimde, sana bıçak ve sopa zoruyla tecavüz edeceğim, seni o. çocuğu! Uzan ibne, g.tveren pislik, adi şeytan, s.kik! İbnesin lan sen!” Adam, güldü korkuyla: “Ya karı ağzını da iyice bozdun, ibne deme bana! Abarttın!” Kadın; “bu herifi gebertcem bu gece” diye düşünüyordu, çok öfkeliydi, fare zehri neden etkisini göstermemişti, çok katmıştı üstelik. Balla sosla gizlemişti zehri. Oklavayı birkaç kez indirdi, başa, sağ omza, çeneye, dizlere. “Vay am.nı sikt.ğim neler oluyor, karı s.ktin beni, az dur canım çok yandı.” Acıyan yerlerini ovuşturmaya başlamıştı. Kadın ise kendini kaybedercesine vurmaya başladı. S.kerim böyle çılgın fantaziyi dur karı, mahvoldum!” Kadın, bıçağı eline aldı. “Uzan lan, pislik herif, tipini s.ktiğim. O göbeğinin amına koyacağım lan, uzan, g.tlek pislik, ucube!” Adam, gülmeye başladı. “Karı sen hiç böyle konuşmazdın, bir yaşıma daha girdim, kafa hapı mı içtin ne ettin? Uzak dur benden!” Kadın, bıçağı savurmaya başladı. Adam bilekten yakaladı, onu yatağa savurdu, bıçak yere düştü, adam onu öpmeye başladı, kadın karşı koyuyordu, adam bir tecavüzcü gibiydi, kan ter içinde sevişmeye başlamışlardı. O gece kadın onunla evlendiği ilk gecekinden kat be kat büyük bir haz aldı, mutluluktan galaksiler ötesine gitti sanki, inanılmazdı, sevişme sonrası sigara içiyorlardı, adam da ilk kez böyle deli ve hırçın bir zevk almıştı. Kadın şöyle düşünüyordu; “ben bu adamı öldürmeyeyim, çok güzel seviştik, dövse de sövse de katlanayım, nerden bulurum böyle sevişen adamı, dayağını yesem de katil olmaya değmez.” Sonra adam horlayarak uyumaya başladı, kadın bıçağı eline aldı, “fare zehri neden etkisini göstermedi?” diye düşündü, “sabaha ölür herhalde, “ölürse son gecemiz muhteşemdi” Güldü içinden. Sabah adam erken kalkıp kahvaltı hazırladı kadına, hayretler içinde kaldı kadın, adam hiç böyle yapmazdı. Bir rüya gördüm diye söze başladı: “Farelerle dolu bir şehirde yalın ayak geziyordum, fareler insan gibi konuşuyordu, fareler insan gibi şehri ele geçirmişti, otobüse biniyordum, şoför yaşlı biri fareydi. ‘Adam ol yoksa çükünü keserim’ dedi bana. ‘Sen deli misin?’ dedim. ‘Yok ama sen anana küfür ettirecek hareketler yapıyorsun her yerde. S.kecekler belanı, ananı.’ ‘Tamam abi’ dedim, ‘adam olacağım. Kötü şeyler yapmayacağım, tövbe.’ ‘Geç s.ktir ol git arkaya otur. Tövbeymiş, göt herif. Hep tövbeni bozuyorsun, bu kaçınca bok herif!?’ ‘Peki baba, özür.’ ‘Arkada güzel kızlar var yamuk yapma. G.tüne matkapla yepyeni delikler açarım bak!’ Adam dönüp baktı yolculara: ‘e hepsi fare, bunların nesine bakayım ya!?’’ ‘Lan senden iyi fare mi var bu otobüste?’ dedi şoför, ‘Siktir git otur lan!’ ‘Peki baba’ dedi. ‘Daha ne duruyorsun geçsene arkaya, karısını siktiğimin paçozu!’ ‘Ee yetti be!’ diyerek parladı, ‘sen ne biçim şoförsün lan s.kerim seni bak fare! Seni çalıştığın kuruma, amirine, her yere şikayet edeceğim.’ Fare atak yaptı ve onu boynundan ısırdı, adam acıyla rüyadan uyandı. Kadın korktu, “Allah bu işi istemiyor” diye düşündü, kocasını öldürmemeye karar verdi, evini temizlediği doktora sordu, “arkadaşımın birinin kocası uyuşturucu bağımlısı, kadın onun yemeğine fare zehri katmış” diye başladı anlatmaya. Doktor şöyle cevap verdi: “kocan ölmedi çünkü elma yedi, elmadaki asitler fare zehrini parçaladı ve etkisini yok etti. Bence bir daha yapma, belasını başkasından bulsun, ya da boşanmak için mahkemeye başvur.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |