Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Haksız olduğumuz konularda yaptığımız yanlışların görülmesi, doğruyu görebilmemiz için işaret edilen yolun gösterilmesine ;yani karşımızdakilerin bizleri eleştirmesine neden izin vermiyoruz? Değerli okurlarım, sizler için kaleme almakta olduğum bu yazımda insanlar için büyük önem arz eden eleştirinin hayatımızda sahip olduğu yerin büyüklüğüne değinmeye karar verdim. Gerçekten de ele alınıp insanlara elimizin yettiğince, dilimizin döndüğünce anlatılması gereken, yaşamımıza dair önemli bir konu olduğuna dikkat çekmek istedim. Biliyorsunuz insanoğlunun doğruları olduğu kadar yanlışlarının da olduğu bir hayatın içinde yer almaktayız; fakat insanların tek bildiği şey, her şeyi ben bilirim, benim bildiğimden başkası doğru değildir fikrine kapılarak hareket etmektir. Bilinmelidir ki bu hayatımızda yaptığımız en büyük yanlışlarımızdan bir tanesidir. Başkalarını eleştirirken bir de kendimize dönüp bakmalı; ben, neyi nerede yanlış, neyi nerede doğru yapıyorum diye düşünmemiz gerekmektedir. Hayatımız boyunca eleştiri yaparken kendimizi de karşıdan gelecek söylevlere hazırlamamız lazım gelmektedir. Demem o ki eleştirel söylevlere kapımızı kapatmamalı, her daim olumlu yahut olumsuz eleştirilere açık bir kapı bırakmaya dikkat etme yolunda yürümeyi tercih etmemiz gerekmektedir. En önemlisi de Mevlana’nın şu güzel sözünü akıllarda tutarak karşımızdaki şahısları eleştiriye tabi tutmamız icap etmektedir. Bunu neden söylediğime gelince üslupsuz davranışlar yüzünden kırılan hiçbir kalbin tamiri mümkün değildir. Mevlana’ya sormuşlar o kadar okur yazarsın ne bilirsin diye Mevlana’nın da cevabı aynen şu şekilde olmuştur: “Haddimi bilirim.” bu cevap insanlara yeter de artar bence. Bir de şu var tabi Sadi Şirazi’nin güzel bir sözü bu konuyu açıklamaya yeter de artar diye düşünüyorum. “Yanlış üslup doğru sözün celladıdır.” Onun için muhataplarımızla konuşurken üslubumuza çok dikkat etmenin bizim en önemli vazifelerimizden birisi olduğu unutulmamalıdır. Eleştiri yaparken bize gelecek olan söylevlere kendimizi kapatmak, hiçbir şekilde doğru olmaz. Belli bir terbiye içerisinde kendimiz, karşımızda bulunan şahsa istediğimiz şekilde konuşabiliyorsak bizimle muhatap olan kimseye de açık olmak, yapmamız gereken en doğru hareket olacaktır. Ben karşımdakinin yanlışlarını yahut doğrularını söyleyeyim ;fakat o bana hiçbir söylevde bulunmasın mantığı, kafamızda yer bulmamalıdır. Her zaman şunu söylerim: Bizi muhatap alan şahsa karşı açık sözlü olacağız diye hadsizlik ele alınmamalıdır. Haddimizi bilmez, ağzımıza geleni saymaya devam edersek ;yani değerli yazarımız, kaderdaşım Cemil Meriç’in söylemiş olduğu gibi kimliğimiz olan üslubumuzu kaybedersek etrafımızı dostlar yerine kimsesizliğin saracağı aşikar. Nasıl, biz eleştiririz mantığı ile hareket ediyorsak karşımızda bizi insan yerine koyup iki kelam edelim diyenlerin de yoluna taş konulmaması gerektiğine dikkat çekilmelidir. Üslupsuz kimselerle yola çıkılmaması gerektiğine inanan birisi olarak kendi üslubumuzu da kaybetmememiz gerektiği akıllara silinmemecesine kazınmalıdır. Haddimizi bilmez, üslubumuzu kaybeder, ne kadar doğru söylediğimizi düşünürsek düşünelim Sadi Şirazi’nin söylemiş olduğu gibi yanlış bir üslup bütün doğrularımızı yok eder bitirir. Mevlana’nın söylediği gibi hadsizliğimiz yüzünden ise etrafımızda hiçbir şekilde dost yer bulmaz. Hayatımızda sevginin yerini nefret ,güneş ışığının yerini de ucu bucağı olmayan karanlıklar alır. Bunların olmaması için de hem haddimizi bilelim, hem de kimliğimiz olan üslubumuzu kaybetmeyelim ;doğrularımızı elimizde tutalım, yanlış üslup dediğimiz cellada vermeyelim. Yukarıda da sözünü etmiş olduğum gibi eleştiri, hayatımızda bu kadar büyük bir öneme sahiptir. Kurmakta olduğumuz cümlelerimizi özenle seçelim, karşımızdan gelen bütün eleştirileri de bir süzgeçten geçirmek için kulaklarımızı tıkamamamız gerektiği bilincini kaybetmeyelim. Son olarak da her zaman insanlara söylemekte olduğum bir sözle yazımı bitirmek istiyorum. Eleştiriliyorsak doğru yoldayız demektir. Umarım siz değerli okurlarıma anlatmak istediğim her şeyi anlatabilmişimdir. Ben siz değerli okurlarımın eleştirilerinize açığım, sizin de benim size karşı yapmakta olduğum eleştirilerime açık olmanızı beklerim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |