Sosyo - Kültürel Bir Erozyon;"dil ile Din Arasında Kayıp Kimlikler... ""
(lütfi akarçay) 26 Ocak 2008 |
Toplum |
| |
Bir toplum için dramların en büyüklerinden biri,herhalde,kendi kısa mazisinde yaşadığı
tarihi ve kültürel değerlerin bireyleri tarafından algılanamamasıdır.Hayır,yanlış anlaşılmasın
okuma veya dinleme problemi değildir burada kastettiğimiz;okuma ve dinlemesine
rağmen kısa mazisinden kopuk olması,kopuk yaşamasıdır.Bu sorun sadece ondan kaynaklanan bir sorun da değildir;bunda eğitim,kültür ve sanat hayatımızın yaşadığı
akamet ve kaht-i rical dediğimiz “adam kıtlığı” ya da yetişmiş insan kalitesinin düşük seviyede seyretmesi de başlıca amiller arasında sayılabilir.
|
|
Önce "Yürek"te Yaşamak Gerekir...
(lütfi akarçay) 17 Mart 2010 |
Din |
| |
Affan’ın oğlu Osman’ın “Duruşu” ile anlattığı bizim “söz” ile anlattıklarımızdan daha derin bir “tesir”
bırakıyorsa o zaman “söz”ü artık “Yürek”’e bırakmanın zamanı gelmiştir!..
Önce “Yürek”te yaşamak gerekir…
|
|
Verin Değerlerimi!..
(lütfi akarçay) 13 Eylül 2014 |
Toplum |
| |
Biz "idealler" ile büyüdük,büyütüldük..
"Dava" dediğimiz manevi emziklerimiz vardı..
Kimi zaman "Yeniden Büyük Türkiye" ,
Kimi zaman "Milliyetçi Türkiye" ,
Kimi zamanlar da "Bağımsız Türkiye" diye attığımız sloganlar.. |
|
Eğer Sorarlarsa…
(lütfi akarçay) 31 Ocak 2015 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Ve eğer sorarlarsa;
Üzerinizde gezindğiniz o toprağın altında
Bugün kaybettiğiniz..
İman,ahlak,cesaret,iffet,azim,mücadele,sabır gibi değerlerin timsali
“Tarihi abideler” yatıyor dersiniz..
|
|
"Siyasi Ahlak" ve "İdeal Devlet" Üzerine Tarihsel Bir Analiz...
(lütfi akarçay) 7 Mart 2015 |
Toplum |
| |
Yönetim ve yönetim ahlakı üzerine “semavi kaynakları” bir tarafa bırakacak olursak ilk bilimsel
denemeler ve yazılar Antik Yunan’a kadar uzanmaktadır..Sokrates ve öğrencisi Platon’un
Devlet ve “devlet yönetimi” üzerine ortaya koydukları çalışmalar ve sisteme karşı
sergiledikleri “manifesto” ve Sokrates’in bedel olarak hayatıyla ödediği “yönetim kritiği”
insan ve toplumlar için hep bir “evrensel açmaz” olarak karşımızda durmuştur..
|
|
"Yaşamak" Bir Sanattır...
(lütfi akarçay) 27 Nisan 2015 |
Estetik |
| |
Yaşamak,..
sana göz bebekleriyle gülen bir çocuğun bakışlarında,..
ellerinden tutan bir babanın sıcak avuçlarında,..
yüzüne gülümseyen ananın taze ve körpe umutlarında,..
üzerinde gezdiğin toprağın kutsal kokusunda,..
arkadaş ve dostlarının riyasız sevinçlerinde,..
rengini ve desenini “İlahi Nur”dan alan bir çiçeğin kokusunda,..
meftun olduğu gözlere baktığında iffetle çarpan bir yürekte,
Nakış nakış işlemektir duyguları..
“Ben” değil “Biz”in,..
“Söz” değil “Hal”in,..
“Zahir” değil “Batın”ın,..
“Dil” değil “Yürek”in
Sahne almasıdır..
|
|
"Ganimet"i Görünce Uzlaşıdan Vazgeçmek...
(lütfi akarçay) 11 Haziran 2015 |
Toplum |
| |
Dün “ulus(o)alcı Kemalist”,
Milliyetçi muhafazakar,
Sağ liberal,
Dindar muhafazakar,
Kürt milliyetçi..
Ama “iktidar koltuğu”na oturup ganimeti karşısına alınca..
Hepimiz “Tek Renk” oluyoruz..
İşte o “renk”te uzlaşıyoruz sadece..
Uzlaşı kültürümüz denizi,pardon,ganimeti görünceye kadar..
|
|
"Tek Adam"... Şark Dünyası'nın "Mitolojik İkonu"
(lütfi akarçay) 31 Mayıs 2015 |
Toplum |
| |
İnsanlık ve Medeniyetler tarihi boyunca halkların kurmuş oldukları yönetimler
Zaman içinde Firavun,Nemrut,Budha gibi liderleri-kanaat önderlerini “Yarı Tanrı-Tanrı”
Biçiminde “İkon” konumuna sokmuşlar veya Antik Yunan’da olduğu gibi “antropomorfojist”
Bir metodla Tanrıları “insanileştirerek” insan ve toplumun kronik problemlerini aşmaya
çalışmışlardır.. |
|
Men Dakka Dukka...
(lütfi akarçay) 30 Haziran 2015 |
Yüzleşme |
| |
Men dakka dukka..
“Çalma kapımı çalarlar kapını..” deyiminin arapça karşılığı..
Yunanistan ekonomik iflasını verdi..
Portekiz,İspanya,İtalya gibi ülkeler sırada bekliyorlar..
|
|
Dua...
(lütfi akarçay) 31 Ağustos 2018 |
Din |
| |
Dua,ben-merkez’den ötelere iletilen Zat’a münhasır
bir itirafnamedir… |
|
Mevlana ve Biz...
(lütfi akarçay) 12 Aralık 2019 |
Yaşam |
| |
asavvuf hayatı okuma..
Tasavvuf, insanın varlık karşısında kendisini anlamlandırması..
Tasavvuf ,içten dışa
dıştan içe yolculuk ve Hakkın muhteşem esrarını temaşa etmektir..
Mevlana çağlar ötesinden insan ve yaşam okumasıdır.. |
|
Çanakkale...
(lütfi akarçay) 17 Mart 2021 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Bazı destanlar
Bazı kahramanlıklar vardır ki ne kelimelerle anlatabilirsiniz
Ne cümleler taşıyabilir onların hikayesini..
Bu kahramanlığı en güzel mısralarla gönül atlasımıza sunan Büyük Şairimiz’in başka bir mısrasında dediği gibi :
-Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım..
|
|
Kaht-i Ricalin Tam da Zirvesindeyiz...
(lütfi akarçay) 31 Aralık 2021 |
Toplum |
| |
Kaht-i ricâlin tam da zirvesindeyiz…
Yaşadığımız bugünlerde ‘kıtlık’ kelimesi ve kavramı gündemi
haylice neşgul ediyor..
Gıda kıtlığı,
Enerji kaynakları kıtlığı,
İklimsel bazlı yağış kıtlığı
vs diye sıralayıp gidiyoruz..
Fakat asıl kıtlığı ;
yani eskilerin ifadesiyle ‘Kaht-i ricâl’
günümüz diliyle ‘Adam kıtlığı’ndan bahseden pek yok ya da diğer kıtlıklardan olsa
gerek insanlar bunu unutmuş ve ihmal etmiş görünüyor.. |
|
İçimdeki Med - Cezir...
(lütfi akarçay) 8 Ocak 2022 |
Yaşam |
| |
Tv’de sinema kanallarını gezerken tesadüfen rastladım Heidi filmine..
Bizim çocukluk-gençlik dönemimizin çizgi filmini sinemaya uyarlanmış olarak
İzledim..
İzledim çünkü o filmlerde kalan ve artık ulaşılması hayal olan duyguları
ve mutlu sonları, o muazzam sevinçleri yeniden hatırlamak, onlara olan özlemlerimi
bir nebze gidermek adına oturup izledim.. |
|
Kelimeler Küser mi, Küsüyorlar İşte…
(lütfi akarçay) 19 Haziran 2022 |
Yaşam |
| |
Fikirler, kadük/kısır kalır mı
yahut kelimeler küser, senden kaçarlar mı ?
“evet” demek içimden gelmese de demek zorundayım.
‘Dijital kölelik’ten bahsediliyor,
son zamanlarda hepimizin ortak gündemi, tartışıyoruz..
Çocuklarımızı / yeni nesli ‘çağımızın vebası’ olarak adlandırdığımız
İflah olmaz bu hastalığın kollarına teslim ettik.
Ya Biz |
|
Kûtül Amare'yi Anarken...
(lütfi akarçay) 29 Nisan 2023 |
Türkiye |
| |
Millet ve medeniyet olarak dünya coğrafyasında yerimizi aldığımızdan beri tarihi süreç
İçinde sayısız büyük olaylar ve gelişmelere imza attık. Bu mümtaz özelliğimizden dolayı olsa
Gerek dünya üzerinde kurulan 25 büyük imparatorluktan 16’sının altında bizim imzamız mevcuttur. |
|
Kızım ve Ben... Ya da Zamanda Yolculuğumuza Alegorik Bir Yaklaşım...
(lütfi akarçay) 18 Temmuz 2023 |
Toplum |
| |
Pazarda ve markette sebze ve meyve alırken ‘doğal’ olanını arıyor,
hızlı büyüme seansına maruz kalmış hormonlularından kaçmaya çalışıyoruz.
Niye ? Çünkü biliyoruzki onu pre-matüre olarak sofralarımıza sunan katkılı karışımlar
vücudumuza sirayet ettiğinde yıllar içinde bizde tamiri mümkün olmayan arızalara yol açacaklar, |
|
|
Siz Hiç Yaşadınız mı ?..
Daha çok "ideler alemi"nde yaşadığı ve gerçeği ve mutluluğu ve sonsuzluğu orada aradığı için mı bilmem Platon isim babası olmuş galiba bu "platonik aşk"in... Yaşadınız mı hıç platonik bir aşk?..
Tattınız mi?..
Yoksa sadece masal kitaplarından derince bir iç çekerek yalnızca uzaklardan seyirci mı oldunuz?..
Veya daldığınız tatlı hülyalarda ve düşlerinizde kısa enstantaneler olarak bir daha karşılaşamayacağınız "flu görüntüler" olarak mı kaldı sizin için?..
Ya da hıç ulaşılamayacak bir zirve,bir Zümrüt-i Anka'nin kanatlarında tepesine konulacak bir "Kaf Dağı" kadar hayal mi?..
Yoksa bunlardan hıçbirinin yaşama şansı bulunmayan "realist" bir beynin acımasız gerçekleriyle ördügü "gri dünya"nın sıradan bir ferdi mısınız?..
Yaşadığımız dünyada,bilmem hıç merak eder mısınız, bir Mecnun,bir Kerem,bir Ferhat,bir Romeo ya da bir Leyla,bir Aslı,bir Şirin,bir Juliette olup olmadığını;onlarsız bir dünya ve çevrenin insanın fitratına aykırı olacak kadar çirkinleştiğini,kend i dışındaki varlıkların kendisine amade kılındığı insanın adeta kendisini onlara amade kılacak kadar alçaldığını ve köleleştiğini;..
farkedebiliyor,hissedebiliyor ve bir "iç sızısı" yaşayabiliyor,"vicdanı bir muhasebe"ye kendinizi teslim edebiliyor musunuz?..
Kerem bizim oralardan geçmiş,..
Ferhat bizim oralarda kazma sesleriyle sevdalarına ritim tutmuş,..
Aslı saçlarını bizim oraların küllerine süpürge ederek "yürek sızısı"nı dindirmeye çalışmış,..
Şirin bizim oraların kızlarıyla yüreğindeki hasretin öyküsünü gergeflerle işlemiş...
Neden şimdi yüreğim soğuk,yüreğim katı,yüreğim herşeyden ürkek ve korkak tavırlarla kaçiyor;neden sevgiye,aşklara kapalı,kendisini ahde vefası olmayan fersiz gözlerin,soğuk yüzlerin,katı kalplerin zebunu kılıyor,neden hala bunlardan ibret alıp "çöl çiçekleri"nin bile açmaya korktuğu ıssız ve soğuk gecelerde yürek ısıtan ve "kirlenmemiş duygular"in tercümanı olarak Mecnun gibi "özünü" söylemiyor ve haykırmıyor?..
Neden üç kuruşluk fani çıkarlar peşinde eskiyen bu bedenim,yorulan bu ruhum kendisini "abad" edecek olan,"ölümsüz" olan,eskimez ve pörsümez olan "aşk" için Ferhat gibi eline kazmasını,sırtına yüreğini almıyor?..
Zavallı "Ben!"..
Bu acizliğimi ve fukaralığımı göremeyecek kadar basiretimi bağlayan,beni kendisine "ram" eden egomun kölesi olan zavalli"Ben!"..
Onların kimine "Mecnun" kimine "Meczup" kimine "Behlül" diyerek kendisini "ukela' sınıfı"nin zirvesine yerleştiren zavallı "Ben!"..
Acaba "Mecnun" olan onlar mıydı yoksa "Sen" miydin?..
Sevgiyle kalın,..
Lütfi AKARÇAY
|
|