..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > lütfi akarçay




31 Ocak 2015
Eğer Sorarlarsa…  
Dünden bugüne değişen hayatlar..Ve Ruhlar..

lütfi akarçay


Ve eğer sorarlarsa; Üzerinizde gezindğiniz o toprağın altında Bugün kaybettiğiniz.. İman,ahlak,cesaret,iffet,azim,mücadele,sabır gibi değerlerin timsali “Tarihi abideler” yatıyor dersiniz..


:AIFI:
Sevda ve hasret kokuları sardığı zaman ruhlarınızı bazen “ırlandığınız”;

“Hey on beşli on beşli
Sokak yolları taşlı
On beşliler içinde
Sevdiğim gözü yaşlı”

Türküsü var ya;
İşte o türküdeki kahraman benim..
Duyguları kirlenmemiş,,
Sevda çiçeğini dalından yeni koparmış,
Hayallerini toprak kokularına sarmış;
elleri nasırlı ama yüreğinin temizliği yüzüne vurmuş,
anasının gonca gülü,
babasının taze umudu,
gezdiği ve işlediği toprağın “namus bekçisi”..
Tek markası “helal” olan,
“Haram”ı düşman belleyen toprakların civan merdi…
Ölünce “şehit” doğurunca “gazi” olan anaların emzirdiği,
Terleri” ak”, gönülleri “mert” olan babaların büyüttüğü
Yüreğinde “iman” ,dilinde “besmele”,alnında “secde izi”nden başka
sermayesi olmayan ;
bendim o kahraman..
Sadakat kokulu topraklarda hayallerimi kovalarken,
Umutlarımı yeşertirken bir gür seda duyuldu;
-Memet kalk,Vatan nöbetine..!
Vatan dendi mi sular değil “zaman” dururdu bizim için..
Önümüze ve arkamıza bakmazdık;Ufuktan gelecek “mukaddes muştu”da olurdu
Yüreğimiz ve gözlerimiz..
Adımız “Mehmet” idi ama “Mehmetçik” oluverirdi hemen..
“Küçük Muhammed..”
Muhammed diyemezlerdi büyüklerimiz;
Ola ki “kem bir söz” duyarsak Peygamberimiz’in ruhaniyeti incinmesin diye..
Ve sonra;
Emanet ederdik hayallerimizi ve umutlarımızı
Sevdiklerimize..
Babalarımız ve analarımız mahzun ama mağrurdu..
Anamın ellerinde kına..
İbrahim’in elindeki İsmail gibi beni Rabbime yolcu ediyordu..
Vurduk sırtımıza “dualar ve aminleri”
Ulaştık menzile..
Yüreklerindeki cesareti omuzlarında madalya olarak taşıyan
Komutanlarımızla kader çizgimiz aynı mevzilerde kesişmişti..
Karşımızda “tek dişi kalmış” canavarın modern mermileri ve topları
Yanı başımızda patlarken,
Mağarada “yol arkadaşı”na;

“Korkma! Allah bizimle beraberdir..” diyen “mukaddes muştu”yu
Tekrar ediyorduk..

Kucağımızda taşıdığımız bedenler
Yarım kalmış sevinçlerin ve umutların,
Uzaklarda gizliden akıtılan gözyaşlarının,
Elleri semada dualı dudakların hasretiydi..
Toprağa gömdüğümüz bedenler nurla yıkanmış
Kirlenmemiş duyguları ötelere taşıyan
Yol ve Menzil ‘in Hakiki Sahibi’ne kavuşanlardı..
Bedr’in Aslanları,Malazgirt ve Fetih’in kahramanlarıyla
Aynı sancağın altında buluşanlardı..
Kimi zaman bulduğumuz ama çokça hasret kaldığımız
Kuru yufka ve yağsız bulgur çorbası
Yorgun bedenlerimizin yanında katığımızdı..
Koğuşlarda hasretini mektuplara,
Siperlerde türkülere döken yanık yürekleri dinlerdik..
Göklerin “ölüm” indirdiği,
Yerlerin “ölü” püskürttüğü o hengamda
Şehadet kovalayan mücahidlerdik..
Ve bir kahpe şarapnel göğsüme yapıştı..
Sımsıcak kanım toprağa suluyordu,
Benim canımdan “Can” katıyordu..
Gözlerim küçülürken içimde sevinç,
İçimde “şükür” büyüyordu..
Ve bende
Dilimde “zikir” sonsuzluk kervanına katılıyordum..
Şair’in Peygamberimiz’e sunduğu o şehit kanıyla dolu
“Mukaddes Kase”de benden de bir “damla” vardı artık..
Ve o damla benim “şehadet mührüm”dü..
Ve ben de “Ölümsüz Diriler”in yanındaydım..

Eğer sorarlarsa;
Onların avm’lerde çınlayan neşeli kahkahaları değil,
İffetli tebessümleri;
Parfüm kokulu yüzleri ve bedenleri değil,
Buğday kokulu tenleri;
Huzur evlerine terk edilen anaları ve babaları değil,
Toprak ve hamurla yoğrulmuş elleri öpülen
Cennet muştusu anaları ve babaları;
Rant ve para uğruna değerlerini terk edenler değil,
Sahip oldukları “Az”ı “helal” ile çoğaltan iradeleri;
Kadınlarının iffet ve harimlerine düşman değil,
O değerler için canlarını verecek azimleri;
Tarihi düşmanlarımızın hile ve tuzaklarıyla
Kardeşine silah sıkarak bölücülük yapanlar değil,
Vatan toprağını kanlarıyla sulayarak ağıtlarını
Türkçe,Kürtçe,arapça,lazca yakan ortak hisleri;
Hırsızlık,gasp,yolsuzluk,fuhuş,içki,kumarda kaybolmuş
Bir nesil değil,
Mayası “helal süt” ,rızkı “helal lokma”,işi “alın teri”
Markalı erdemleri;
Vardı dersiniz…

Ve eğer sorarlarsa;
Üzerinizde gezindğiniz o toprağın altında
Bugün kaybettiğiniz..
İman,ahlak,cesaret,iffet,azim,mücadele,sabır gibi değerlerin timsali
“Tarihi abideler” yatıyor dersiniz..
Eğer hatıramıza sahip çıkmak isterseniz
Tüllenen mağribi akşamları değil,
Anadolu’nun üzerine doğan
Meşriki fecirleri sarın yaralarımıza..








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çanakkale...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kızım ve Ben... Ya da Zamanda Yolculuğumuza Alegorik Bir Yaklaşım...
İçimdeki Med - Cezir...
Kûtül Amare'yi Anarken...
Kelimeler Küser mi, Küsüyorlar İşte…
Kaht-i Ricalin Tam da Zirvesindeyiz...
Mevlana ve Biz...
Dua...
"Tek Adam"... Şark Dünyası'nın "Mitolojik İkonu"
Işid,nusra,öso ve Diğerleri... Neo - Liberalizm’in "Küresel Tetikçileri"
"Siyasi Ahlak" ve "İdeal Devlet" Üzerine Tarihsel Bir Analiz...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ne Öğrendin Dersen Ey Yâr... [Şiir]
Yaşayarak Öğreneceksin Çocuk... [Şiir]
Bizden Gidenlerin Adını Zaman Koymuşlar... [Şiir]
Uyansın Umutlarım Güneş Gözlerinde... [Şiir]
Leyla'ya Mektuplar - II - [Şiir]
Düşmelerim Hep Senin Yüzünden... [Şiir]
Muna (Li) Sa’ya… [Şiir]
Ağlasam Yağmurlarda... [Şiir]
Gelecek mi O Kervan... [Şiir]
Acımı Kaybettim Despina... [Şiir]


lütfi akarçay kimdir?

yazılmamış en son şiiri,söylenmemiş en son türküyü yüreğinde arayan adam. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Mevlana,Yunus Emre,M.A.Ersoy,Nazım Hikmet,Necip Fazıl,Yahya Kemal,Sezai Karakoç, vs...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.