Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
yahut kelimeler küser, senden kaçarlar mı ? “evet” demek içimden gelmese de demek zorundayım. ‘Dijital kölelik’ten bahsediliyor, son zamanlarda hepimizin ortak gündemi, tartışıyoruz.. Çocuklarımızı / yeni nesli ‘çağımızın vebası’ olarak adlandırdığımız İflah olmaz bu hastalığın kollarına teslim ettik. Ya Biz ? Her ne kadar çocuklarımız için yeni bir ‘bağımlılık’ türü olsa da Bizler de bu hastalığa düçar olmuş yetişkinleriz. Belki tek ve en büyük farkımız mazimizde ‘dokunmak’ , sevmek ve özlemek gibi duyguları az ya da çok tatmış olmamız. Bugünümüz ve dünümüz arasında çok sık ‘gel-gitler’ yaşamamız. İçinden geçtiğimiz süreç ile geçmişi sorgulamamız, muhakeme ve muhasebe yapabilmemiz. Kimi zaman derin ‘ahh’lar Kimi zaman ince sızılar olarak yüreğimize dokunup geçen özlemler, Kimi zaman telafisi mümkün olmayan pişmanlıklar arasında en çok da ‘kalabalıklarımız’ içinde kaybettiğimiz o sadakat ve samimiyet kokulu sadeliğimizi arıyor insan. Merhum Üstad Cemil Meriç’in şu serzenişi bizim içinden geçtiğimiz hal-i pür melalimizin en güzel ifadesidir : -“İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni ; Eşyaların sevilmeleri, insanların kullanılmasıdır…” Eşyalar ve dijital aparatların kalabalığı içinde kaybolmuş, duygularını ve düşüncelerini o renkli kalabalığın atraksiyonuna teksif etmiş bir ‘esir benlikler cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. İradesine hakim, Duyguları ve düşünceleri arı ve berrak, Eşyadan ve maddeden bağımsız ve âri bir birey miyim bugün ? Gözleriyle dokunan, Yüreğiyle okuyan, kalemiyle yazan, ruhuyla dolaşan insanların beyin dağarcığından sadır olur(du) en güzel duygular, fikirler ve yazılar. Şimdilerde suskun olmamız, Derin bir sükuta gömülmemiz, Lirik mısraların, yürek okşayan cümlelerin ve nadide fikirlerin, hayat pınarı kelimelerin sanki bizimle vedalaşır gibi uzaklaşmaları, yetim bir yalnızlığa çekilmeleri nedendir ? Zengin vitrinlerin temaşasında kaybolmuş gözler, Doyumsuz bir iştah, ben-merkezci bir gösteriş budalalığında kaybolmuş kimlikler olarak dolaşıyoruz. Ceplerimiz ve kıyafetlerimiz ile zengin, Ruhlarımız ile ‘fakir’ bireyler olarak o kadar çok kalabalığımız, O kadar çok şifrelerimiz ve sayılarımız var ki, Bu modern hengame içerisinde çoğunlukla kendimizi ve asli ihtiyaçlarımızı dahi unutur hale geldik. Nesneler arasında gezinti yapan, bir eşyadan diğerine atlayan, Bir şifreden diğerine geçen ‘seyyah-i pür fakirleriz’ tam manasıyla. Demans ve Alzaimer gibi gibi hastalıkların günümüzde bu kadar yaygın olmasının altında yatan temel gerçeklik ‘sadelik’ten uzaklaşıp ‘kalabalıklarımız’ içinde kaybolmak ve tüm zihni faaliyetlerimizi de bu kalabalıklarımıza teksif etmekten geçiyor. Mazimizde neyimiz vardı ; Yarı ahşap müstakil evlerimiz Tahta sofralarımız Organik toprak kokulu gıdalarımız Siyah-beyaz filmlerimiz ve tek kanallı tvlerimiz Renkli resimli kitaplarımız ve boyalarımız Kokulu silgilerimiz ve kara kalemlerimiz Nisan yağmurlarımız ve beyaz karlarımız Örgülü kazaklarımız ve kömür sobalarımız Çokça da Gülen gözleri Nasırlı elleri olan insanlarımız vardı. Sadeydik.. Azını çoğaltan, Çoğunu paylaşan, Çıkarsız sevgi ve dostlukların keyfini cömert sofralarda ve sıcak çaylarda kutlayan gönüller vardı. Biz sadeydik, Biz fakirdik ama Kelimelerimiz zengindi Şiirlerimiz zengindi Fikirlerimiz zengindi. Şimdi anlıyorum ‘KELİMELER’ nasıl küsermiş, ‘FİKİRLER ve ŞİİRLER’ sessizce aramızdan nasıl hicret edermiş… Bazen nadir de olsa yakalıyorum o güzel kelimeleri, O nadide fikir ve duyguları. Nasıl mı ? Ancak maziye gittiğimde, o gidişlerde içimin sızladığı anlarda.. Veya TOPRAK’a dokunduğum zamanlarda, Vesselam….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |