Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Aşk nedir ki,önemli olan sevgidir… Aşk geçicidir,sevgi kalıcı,.. Aşk uçup gider,sevgi sendedir… Zirveye ulaşmak zor olunca yamaçta seyretme ve kalmanın hazzını yaşarız. Yaşarız da zirvedekini aşağıya çekerek!.. Bu çekme,çekememe kıskançlık ve hırstan öte bir şey değildir… Aşk,meşakkat ister,.. Yürek teri ister,.. Göz nuru ister… Sevgi ise kolaycılığın en yalın ifadesidir… Seni seviyorum,.. Elmayı seviyorum,.. Havayı,güneşi seviyorum,.. Annemi-babamı seviyorum,.. Vatanımı-milletimi seviyorum,.. İnsanları seviyorum… Çok hümanist bir yürek taşımaya başlarsınız ama bir müddet sonra sevgileriniz başka sevgilerle yer değiştirebilir,çabuk yorulursunuz aynı yerde saymaktan, çabuk terk edersiniz arkanıza bakmadan… “Seni seviyorum Roza’”nın yerini “Seni seviyorum yeşil tonlu kağıtlar” ve kariyer basamakları alabilir,hem de ağır ağır değil hızla çıkma hırs ve arzusuyla… Dün sevdiğiniz bir dost bugün düşmanınız oluverir,”çıkar bıçağı” çok keskin olduğundan bir anda kesip atıvermiştir aranızdaki sevgi bağını… canınızdan çok sevdiğiniz vatanınızın yerini size bol kazanç ve lüks sağlayan başka bereketli topraklar alıvermiş,sevginizi vatanınıza gömüp heyecanı orada yaşamaya karar vermişsinizdir… Ya millet?.. “Global dünyanın çağdaş seyyahı”yım diyerekten küresel bir şekilde yuvarlanmak ve “entel” bir kimlik olarak başka lisanlarla kendinizi takdim etmek,.. Ne büyük bir haz ve şeref!.. Ulus,Anadolu’da kaldı;sevgi ise kıtalar dolaşıyor,kıtalar fethediyor… Seni seviyorum,.. Onu seviyorum,.. Bunu seviyorum,.. En çok da “Ben”i seviyorum… Sahi Zümrüt-i Anka nerede?.. Kaf dağının zirvelerinde dolaşmıyor muydu?.. Neydi onu zirveye çıkaran?.. Aşk!.. Zirveye çıkanlar zirveden inmediler ki… Onlar yamaçları hiç tanımadılar da zaten… Aşk,zamanı aşmak,.. Mekana hükmetmektir... “Ben”’de “O”,O’nda “Ben” olabilmektir… Su’da yanmak,.. Ateşte “Gül”,.. Toprakta “Can” olmaktır… “Öz aynası”nda kendinizi görebilmek, “Varlık aynası”nda yok olabilmek, Ve “Son”’dan “Baş”’a dönebilmektir… Aşk,.. Dil ile susmak “Hal” ile konuşmaktır… Uykuyu unutmak Uyanıkken sayıklamaktır… Aşk,.. Gündüz hayal avına çıkmak Gece rüyaları kovalamaktır… Acıyı şerbet yerine yudumlamak, Gözyaşını sabıra katık etmektir… Dinmeyen “Yürek sancısı”, İlacı keşfedilmemiş “Gönül yarası”dır… Aşk,.. Mezar taşlarına değil Zamana atılan “unutulmazlık imzası”, Tarihe düşülen “efsane kimlikler”dir… “Ölümsüzlük iksiri”,.. “Ezel ile Ebed” arasındaki nurdan kanatlı”Gönül Kuşu”dur.. Aşk,.. Çölde Mecnun, Gecede Leyla, Yollarda Kerem, Hasrette Aslı olabilmektir… Yunus’la mısralarda, Mevlana ile semada Nur’un etrafında pervane, İbrahim ile ateşte “Gül”, Muhammed ile zulmette “Nur” olabilmektir… Zamanın üstünde olmak Mekana sığmamaktır… Ve aşkın kırıntısı “sevgi”yi terennüm edenlerin Dilinde söylenmektir… Aşk, Zirvedir… Yamaçtakilerin hayallerine sığmayacak kadar büyük bir zirve… Zirvedekilere selam olsun!.. En içten dileklerimle, Lütfi AKARÇAY
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |