Ateşe inat;kibir ve yalnızlığın acısını değil,
Toprak gibi tevazu ve karşılıksız sevginin hazzını yaşa…
Bak,seni bunca günah ve ihanetine rağmen tepesinde taşıyor…

Kire inat;kokuşmuşluk ve pisliğin utancını değil,..
Su gibi saflığın ve berraklığın gururunu yaşa…
Bak,hiçbir engel tanıyor mu?..
Kafasını dağlara,taşlara vurarak menziline ulaşıyor…

Roma’ya inat;ihanet ve nefretin merkezi değil,
Anadolu gibi sadakat ve şefkatin vatanı ol…
Bak,bir ağaç gibi yalnız ama bir orman gibi kardeşçesine sıralanan
isimsiz abideler sana gülümsüyor…

Karanlı(k)ğa inat;korku ve yeisin anası değil,
Güneş gibi cesaret ve ümidin cömert babası ol…
Bak,bunca cimriliğine ve nankörlüğüne karşın sana sıcacık sinesini
açmış bekliyor…

Baykuşa inat;ayrılık ve kötülüğün habercisi değil,
Bülbül gibi aşkın ve hasretin tercümanı ol…
Bak,aşkın ve hasretinden dolayı kana boyanmış olan
Gül senden haber bekliyor…

Kılıca inat;cehalet ve kaba kuvvetin sembolü değil,
Kalem gibi bilimin ve aydınlığın şehri ol…
Bak,fikri hür,vicdanı hür nesiller kapından içeri giriyorlar…

Yaz böceğine inat;tembellik ve beleşçiliğin merkez üssü değil,
Karınca gibi çalışkanlık ve alın terinin hamalı ol…
Bak,sana hürmeten Kaf dağı büyüklüğünde ekmek minicik gövdende
İhtişamla yolculuk ediyor…

Ve Gözyaşı gibi ol…
Günahlar anaforunda kirlenen,kirletilen ruhunu yıkamak,arındırmak için,..
Buhranlar cenderesinde boğulan,daralan yüreğini azad etmek için…

Ve Toprak…
Ve Su…
Ve Anadolu…
Ve Güneş…
Ve Bülbül…
Ve Kalem…
Ve Karınca…
Ve Gözyaşı…

Ve hasret ve hicran…

Ateşe inat,..
Kire inat,..
Roma’ya inat,..
Karanlı(k)ğa inat,..
Baykuşa inat,..
Kılıca inat,..
Yaz böceğine inat,..

Aşkın kendisi ol…
Sağında veya solunda değil,merkezinde ol!..
Bütün zerreciklerinden tek kelime duyulsun;..

AŞK!..