• İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar |
241
|
|
|
|
Bu salak saçma masal kahramanları çizgifilm kahramanları çocuklara iyiyi, doğruyu öğretmek gibi boş bir uğraş içerisinde olmaktan vazgeçsinler artık...
onlar elbet bir gün kötünün dünyaya egemen olduğunu anlayacaklar... |
|
242
|
|
|
|
İzmirli Şair Sayın Nursev Eser Yıldırım bıkmadan usanmadan şiir yazan bir sanatçı. Büyük bir cesaretle ve azimle duygularını dile getiriyor. Tabii yine büyük bir cesaretle bunları bir kitapta da topladı.
Şiirlerini büyük bir keyif alarak okuyorum. Zaten kendisi de kendini bir şair olarak değil “En ağır yürek işçisi” olarak görüyor. Bu da çok yüce bir düşünce bana göre. |
|
243
|
|
|
|
Yazarlıkla hükmi şahsiyeti arasında en ufak bir benzerliği olmayan lümbuşlar, küçük hüsametinin longplayleri gibi yazı yazmaya devam edenler , osura osura lüks otellerin süitinde kayıngillerden bir meşe gibi halka '' inenler '' ... |
|
244
|
|
|
|
Bu günlerde çok sayıda dosttan bu yakınmayı, daha doğrusu feryadı duydum. Belki siz de aynı durumdasınız ve belki de bir çığlık da siz atmak üzeresiniz. Yazmaya hevesiniz ve yeteneğiniz var. Yazdıklarınız birikip de bir kitap hacmine ulaştığında “Şu ölümlü dünyadan geçip gideceğiz. Hiç olmazsa arkamızda bir şeyler bırakalım.” Diye düşünüyorsunuz ve bir kitap bastırmaya karar veriyorsunuz. Bunu nasıl yapabileceğinizin yollarını araştırıyorsunuz. Belli başlı iki seçenek olduğunu görüyorsunuz:
|
|
245
|
|
|
|
Bir kitabevine girdiğimde ne zaman çıkacağımı kesinlikle kestiremem. Hatta bir randevum varsa, çoğu kez zamanında yetişememe gibi bir sorun da yaşarım. |
|
246
|
|
|
|
En yücesi "böcek"liğini kabul etme onurunu gösteren Gregor Samsa'dır.. 28mart2004eSelamEderim..DönüşümOGündürBeni! |
|
247
|
|
|
|
Trabzonlu genç şairlerden Ömer Turan’ın ilk kitabı “Üryan ve İsyan” elimde… Kitap, Kıyı Dergisi Yayınları arasında çıkmış. Kitabın kapağındaki üç serçe, şiir sofrasına buyur ediyor sizi. Bembeyaz bir zemin üzerindeki bu üç serçe sanki şiir tarlasında imge avcılığına soyunmuş izlenimi veriyor bize. Kitap sanki şairin Trabzonlu oluşuna işaret edercesine 61 sayfadan meydana geliyor. 1971 yılında Yomra’da doğan Ömer Turan’ın arka sayfadaki kısa biyografisini okuyunca doğrusu şaşırıyorum. Çünkü şair ilk şiirini 2006 senesinde Hayal dergisinde yayınlamış. Yani 35 yaşında şiir dünyasında ‘ben de varım’ demiş. İlk şiirini yayınladıktan iki yıl sonra da bu ilk kitabını okuyucularıyla buluşturmuş. Kitaptaki özgün ve birbirinden güzel şiirleri okuyunca insan içinden “Bugüne kadar neredeydin be birader!...” diyesi geliyor. Bir şair okuyucusuyla buluşmak için niçin bu kadar uzun süre bekler?
|
|
248
|
|
|
|
Yazmaktan umudumu kesmemek ve yazacak yeteneği yitirmek üzereyken kendimi kandırmam hakkında bahaneler denemesi. bahane1-bahane-2.. |
|
249
|
|
|
|
Bütün Yazanların Kalemine Sağlık! |
|
250
|
|
|
|
''Bu kitap gerçekten gerçekti...''
|
|
251
|
|
|
|
*Hayat, bize meydan okurken beklemez. Hayat, geriye bakmaz. Bir hafta, alınyazımızı kabul edip etmemeye karar vermemize bol bol yetecek bir zamandır. |
|
252
|
|
|
|
Kendi sitesinde ve kitaplarında ki Sırrı Çınar'ın kendi dilinden özgeçmişi
http://www.sirricinar.com
|
|
253
|
|
|
|
Şâirler yüreklerimizin tercümanıdır. Onlarla görürüz, onlarla düşünür, onlarla hayal ederiz. Bu yürek dostları olmasa nasıl ifade ederdik hislerimizi?.... Dünya onlarla güzel… Kanın ve barut kokusunun gök kubbemizi sardığı bu çağda şâirler az da olsa hayatımıza renk katıyorlar. Bize insanî hislerin ölmediğini haykırıyorlar. Katılaşan yüreklerimizi yumuşatıyorlar.
|
|
254
|
|
|
|
Pırpırbıyık Hasan Kaçan,Gani Müjde'nin Osmanlı Cumhuriyeti filmine atıfda bulunarak şöyle buyurmuş; |
|
255
|
|
|
|
'Bir bebeğimiz olursa ne yapacağız peki? Hele de çocukların gözü önünde - ne kadar da utanç verici olacak. Bebeği ne zaman yaptığımızı hemen tahmin edecekler ve Kroyçer Sonat'ı okuyacaklar. Utanç derecesinde mutsuzluk veriyor bütün bu olup bitenler. Ben de düşünüp karar verdim: insanlar önünde değil. Tanrı önünde korkmalı insan. Bu durumda Tanrı'nın huzurunda hâlim nedir benim diye sordum kendime. Ve hemen sakinleştiğimi hissettim.'
- Tolstoy'un günlüğünden, Ağustos 1889
|
|
256
|
|
|
|
Tesadüfen gördüğüm bir kalpti onunkisi. Daha ilk saniyelerde farkedilen bir iç ürpertisi, bir kendinle yüzleşme, bir uzaklara bakma, hatırlama ve gözyaşıydı gerisi. Tokat gibi patladı yüzümde.. Sarsıcı, çokça yalnız, tedirgin edici, çokça yıkıcı gerçeklerdi. Bir çağan ırmak betimlemesiydi bu yaşananlar.. |
|
257
|
|
|
|
Her gün yazılar düşer bu sayfalara renkli..kimisi siyah, kimisi beyaz, ben en çok ela olanları severim..
|
|
258
|
|
|
|
Eskişehir, Çifteler Köy Enstitüsü, 1944-45 Ders-yılı çıkışlı bir köylü çocuğuyum. Bu güne değin bastırabildiğim 7 kitabım oldu. Daha bastırılmaya hazır 30 kitaplık birikmiş yazılarım var. Dar olanaklarımı da bu 7 kitabımın basımı işine harcayıp tükettiğim için, bekleyenleri bastıramıyorum. Şu an sıfır-dayım. |
|
259
|
|
|
|
Frederic Beigbeder yalan diyooo!!! Siz siz olun umudunuzu kaybetmeyin... |
|
260
|
|
|
|
Romanda Abdülhamit’e suikast yapıldığı günlerde doğan Râna’nın kısacık yaşamı, dine ve dünyaya bakışı ön planda anlatılırken, arka planda, Ermeni terörü, 31 Mart Vakası, Abdülhamit’in tahtan indirilmesi, İttihat Terakki’nin yükselişi, I. Dünya Savaşı, Ermenilerin göç ettirilmesi, imparatorluğun yıkılışı, memleketin işgali, Kurtuluş Savaşı gibi 20.ci yüzyılın sarsıcı tarihsel olaylarının gürültülü yankılarını işitiyoruz. |
|