|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar |
121
|
|
|
|
Edebiyatımızın
Güçlü Kalemi
Harika UFUK |
|
122
|
|
|
|
Leyla Karaca’nın “Görünmeyen Uyum” başlıklı yazısı çok etkileyici geldi bana. Bunun nedeni yazının konusundan çok dokusu. Belki de yazıyı böylesine etkileyici yapan yazarın felsefe üzerine çalışmış olmasıdır.
|
|
123
|
|
|
|
Kenar Mahalle YazarlarIna Destek Olan, onlarI itmeyen, kakmayan; www.izedebiyat.com gibi kurumlara dualarla... |
|
124
|
|
|
|
“Alçakça, adice, hem de organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan, bizi savunan yurtseverlere teşekkürler” demişsin Sayın Özdil. Evet, doğru söylemişsin. Alçakça, adice, hem de organize bu alçaklığı Mustafa Kemalin adını kullandığın için acaba hiç vicdanında (eğer varsa; önceden var olduğundan, şimdi olmadığından kuşku duymadığım) bir değerlendirme yaptın mı? |
|
125
|
|
|
|
Ne türküler yakılmıştır, ne şiirler yazılmıştır özgürlük üstüne. Bazıları özgürlüğü insanlıkla, aşkla, umutla ve hayata tutunmakla özdeşleştirmiştir. Güvercin ve zeytin dalı barış ve özgürlüğün sembolü olmuştur kültürümüzde. Bütçelerinin yarısını silahlanmaya ayıranlar da barış ve özgürlük lafını ağızlarında sakız etmekten geri durmamışlardır yine de.
|
|
126
|
|
|
|
Şiir yazmak, kelimelerle oyun oynamak değildir. Hele hele, dilin mimarisini, melodisini bozarak varılacak bir menzil hiç değildir. Tıpkı Stephen King'in dediği gibi "toprak altında duran bir fosili, bir gerçekliği, bir yaşanmışlığı bulup ortaya çıkarmaktır." Herkesin görüp, yaşadığını, hissettiğini herkesi hayran bırakacak bir lisanla yeniden deşifre edebilme sanatıdır şiir. Yani şiir ihdas edilmez; var olanın ama bakir kalanın içinden her seferinde farklı bir duyuşla yeniden çıkarılır. |
|
127
|
|
|
|
Bu ülkede Kürt sorunu değil "Kürtçülük sorunu" vardır. İşgal ordularını İstanbul ve İzmir'de alkışlar ve şamatayla karşılayanlar -ekmeğini yedikleri bu ülkeye karşı- ne kadar feci bir yanlışlık yaptıklarını nasıl ki çok sonra fark edip, ama, nasıl ki bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödedilerse, aynı bedeli bugün benzer yaklaşımlar içinde olanlar da -günü geldiğinde- misliyle ödeyecektir. Nasıl ki madde boşluğu sevmez (!) doldurmak ister ise, tarihin terazisi de boş kefeleri sevmez, mutlaka dolduracaktır. |
|
128
|
|
|
|
Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!.... Gümüşhanelidir köken olarak!... Şairliğinin yanında yazardır da… Güçlü bir kalemi vardır. Siyasal Bilgiler ve Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur. Ben oldum olası hukukçuların şiire ve edebiyata olan tutku derecesindeki bağlılıklarına hayret ederim. Bir o kadar da takdir ederim bu ince zevklerini.
|
|
129
|
|
|
|
ürk Dünyasının ulu sesi, yaşayan en büyük şairi Bahtiyar Vahabzade,
13 Şubat 2009 tarihinde, Bakû'deki evinde hayatını kaybetti. |
|
130
|
|
|
|
İskender PALA, orduda pek çok ismi övgüyle ve saygıyla hatırlarken, pek çok ismi de haksız, adaletsiz ve önyargılı oluşlarıyla hatırlar. Üst rütbeli isimlerden kendisine destek veren, yardım eden, yanında olanlara haksızlık etmek istemez. Bu süreçte yazmaya, araştırmaya, eserler vermeye devam eder. Teğmenlikten Binbaşılığa kadar devam eden süreç onu güçlendirirken; eşi ve iki çocuğunun geleceği zaman zaman duygusallaştırır yazarı. |
|
131
|
|
|
|
Geçmişte Tanrı’ya yakın, ona sadık bir eş gibi olduğu için “Büyük” olan Babil, şimdi, sahte dinler-para-iktidar bileşkenleriyle düşüp kalkan, cinsel gücü ve oyunlarıyla hepsini parmağında oynatan Büyük Fahişe’dir. Bu nedenle Tanrı’yı kızdırır. Tanrı’nın öfkesi; dinleri, dilleri karıştırıp karşı karşıya getirip insanların arasında düşmanlığın doğması biçiminde kendini gösterir. |
|
132
|
|
|
|
Yüzlerce kez para çekmek için girip çıktığımız ATM’lerde neler yaşanabileceğini kimse düşünmemiştir büyük olasılıkla. Alırız ve gideriz. Kamera kayıt yapar, yoldan gelip geçenler olur tek tük, belki de geceleri birçoğumuz ıssız yerlerdeki bu makinelerden para çekip işlem yapmaya çekindiğimiz vakitler de olmuştur. Bir kapıdan dışarı çıkarız, aklımızda bir yere gitmek vardır ama gidip gidemeyeceğimizi, ulaşıp ulaşamayacağımızı, engellerimizin neler olabileceğini, ulaşmak istediğimiz noktaya vardığımızda da neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz hiçbirimiz. |
|
133
|
|
|
|
„Güzel şiirin yitmeyeceğine inanmıştım bir kez. Bir şiir kendi gücüyle yaşayamıyorsa kitaplarda isim kalabalığı olmak neye yarar diye düşünüyordum.“ |
|
134
|
|
|
|
Batı huzuru arama arayışı içindeyken; Doğu elindekilerin değerini bilememenin ve koruyamamanın sıkıntısını yaşamaktadır. Batı Rüzgarı Doğu Rüzgarı’nda olduğu gibi genç nesil kendi kültürüne yabancıdır. |
|
135
|
|
|
|
Başkahraman anlatıcımız, o “sihirli kitabı” okuduktan sonra, “yabancı bir ülkenin tehlikeli sokaklarına çıkar gibi” 22 yıldır yaşadığı mahallesinin sokaklarına çıktığında, hem büyük bir öfke, hem büyük bir sevinç duyacaktır: Bugüne kadar hep kandırılmıştır. Öfkesi bundandır. Oysa, bu ülkenin çocuğu değildir o. Her şey değişmiştir. Bu topraklar “yabancı bir ülke”dir. O, bambaşka dünyaların, hayatların insanıdır. Sevinci bundandır |
|
136
|
|
|
|
Bir anlamda ''bilgide mazoşist'' devinimlerin sonucu gelinen son. |
|
137
|
|
|
|
Son günlerde elimde okumakta olduğum kitaplar bittiğinde hüzünleniyorum. Her okuduğum öykünün içinde öykülerin kahramanlarıyla yaşıyorum. “Bir Türk Ailesinin Öyküsü” son okuduğum iste böyle bir kitap. Kitabı yine sevgili yeğenim Deniz Yağmur verdi okumam için. Önerdiği kitapları hep severek okudum, ya bu kitap?
................
Son söz, kitabın sonlarında verilen ve Hava Harp Okulundaki resmine tekrar bakıyorum, yazara derin bir sevgi duyuyorum, bu sefer farklı, bir çocuğa duyulan şefkat değil, o yakışıklı gözlerde hüzün var, hüznü sen mi çağırdın İrfan Orga yoksa o mu seni bırakmadı?
|
|
138
|
|
|
|
Bugününü ve yarınını kaybeden insan yalnızlığını ve pişmanlıklarını sırtında kambur olarak yaşadığı sürece taşıyacak ve maddeden uzaklaştıkça bilgeliğe ulaşacaktır.
|
|
139
|
|
|
|
Sevdaya yaptığın bu Gargamelliktir. Ayıp. Cidden üzdün beni orada. Kitabın sonunda vurup geçirdin. Çınladı mı kulakların Göktuğ? |
|
140
|
|
|
|
Önde gelen sitelerde bazı zamanlar 400 hatta 500 kişiye varıyor çevrim içi olanların sayısı. Ancak güne gelen eserlere baktığımız zaman eserlere iki üç yorum anca yapılmış oluyor. Zaten bir şiiri, yazıyı enine boyuna eleştirebilecek çok az edebiyatçı arkadaşımız var, diğerleri yüreğine sağlık, ellerine sağlık, aferin koçum gibi aslında kritik olmayan yazıların ötesine geçemiyor maalesef.. |
|
|
|