• İzEdebiyat > Deneme > Yapıtlar |
21
|
|
|
|
Yazıya yazılan’lar var, bir de ‘yazı yazan’lar… Bu ikisi arasında da farklar var. Yani, ‘Yazıya yazılan’da, yazı ile yazıcısı arasında herhangi bir mesafe yoktur; yazan, yazıya konu olmuş şeyi sadece muhayyilesinde taşımaz, o konunun içinde yaşar ve konunun adeta kendisi olur. |
|
22
|
|
|
|
Edward Said, “Şarkiyatçılık”ta, “bilginin yozlaşmasına ve insani çabanın beyhudeliğine ilişkin bir çeşit ansiklopedik güldürü romanı olan “Bilirbilmezler”de Gustave Flaubert’in, 19. yüzyıl Burjuvazisinin kendi eşitleştirici yetersizliklerinin, sıradanlıklarının acemi kurbanları haline getiren o hayal kırıklığına uğratıcı deneyimlerinin bütününü ele almıştır. |
|
23
|
|
|
|
Roman duygusu hayatıma ne zaman karıştı, ne zaman giriş yaptı kestiremem, bilemem.. Bu roman duygusu da neyin nesi diye soracak olsanız, net bir şekilde yanıtlayamam. Ancak sezgilerle birkaç selam, kelam, hüsnü hitam… |
|
24
|
|
|
|
Yeni Türk Edebiyatına ister akademik açıdan, ister popüler yayınları okuyup yeni bakış açıları elde etmek için bakın, bu dergi herkese hitap ediyor |
|
25
|
|
|
|
İçim – dışım, sağım – solum, önüm – arkam garip bir hüzünden ibaret… Mıknatısın demiri kendine çektiği gibi ben de nerede bir hüzün varsa üstüme çekiyorum… Arkadaşlar bile “neden düşünceli” olduğumu soruyorlar. “Yapım böyle takılmayın bu ifademe” desem de inandıramıyorum kimseyi… Sanıyorum bu dünyayı ve içinde yaşam sürenleri fazlasıyla ciddiye alıyorum.
|
|
26
|
|
|
|
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, 20 Mart 1960’ta Adalet Cimcoz’a kaygılar içinde yazmış olduğu bir mektubu var. Paris’te o dönemde birden bahar geliyormuş… Önce; “kaygı” söz konusu değil, yol boyu giderken, çiçek hali çıkıyor şairin karşısına. Divan edebiyatının şükûfenâmelerini hatırlıyor. Sonra, adlarını bilmediği otuz çiçek. Bu renk ve şekil şöleninden oldukça mutlu ve mesut… |
|
27
|
|
|
|
İyi bir şair, usta bir yazar dünyamızı terk ettiğinde ona değil, kendimize yanmalıyız dostlar. Onu bir daha sokakta göremeyecek oluşumuza üzülelim…
|
|
28
|
|
|
|
Pek çok insan yaşam enerjilerinin büyük miktarını “ufak şeyleri dert ederek” harcadıkları için, yaşamın güzelliğini ve büyüsünü ıskalamaktadırlar.
|
|
29
|
|
|
|
Evet Almanya’nın, Hollanda’nın, Fransa’nın halkına bakıldığında gelir seviyeleri oldukça yüksek ve içinde bulundukları şartlar ve sunulan nimetlerden en iyi istifade eden milletler arasında yer alıyorlar. Peki nasıl oluyor da bunca gelire, imkana ve nimete rağmen bu şehirlerin sokaklarında adım başı psikiyatri klinikleri var?
|
|
30
|
|
|
|
Roberto Bolano, sürgün yazarlar üzerine bir denemesinde, insanoğlu cennetten kovulduğuna göre herkesin “sürgün insanlar” olduğunu dile getirip; “sürgün yazarlar” diye bir sınıflandırmanın anlamsızlığından dem vurmuştu. |
|
31
|
|
|
|
Bir insanı, yemini ve de sadakati üç durumda tanırsınız. Ya elindeki tüm güç ve konfor alanını alırsınız; tepkilerini izlersiniz. Ya eline sonsuz güç ve yetki verirsiniz. Ya da sadece onun kararlarına güvenir, onun karakterine ya da sözüne güvenirsiniz. |
|
32
|
|
|
|
Değerli Şair-Yazar Dostum Hatice Eğilmez Kaya'ya teşekkürlerimle. |
|
33
|
|
|
|
‘Özgürlük için kanat çırpmayınca bir kuş
Rüzgar gökyüzüne uzatmaz elini’ |
|
34
|
|
|
|
Bir gün özgürlüğü ve soru sormanın ne olduğunu anlayacak bir toplum hayal ediyorum. İskender Pala’nın kitabı sanki bana bu hayalim gerçek olacak ümidi veriyor.
|
|
35
|
|
|
|
"kast” kelimesi hindistan’da çok şey ifade ederken türkiye için pek bir şey ifade etmediğini başlangıç için düşünülebilirsiniz. ancak detaya girdikçe arada pek bir fark olmadığını göreceksiniz. |
|
36
|
|
|
|
Yolcu bu yolda yürüyen yolcunun haykırışıdır. Bir anadan doğan yolcuların hikâyesidir bu. Dünyaya bakanların, insan olarak doğanlara öte dünyanın hatırlatıcısıdır. |
|
37
|
|
|
|
‘Bu gülzarın ortasında bir tutkudur AYASOFYA. |
|
38
|
|
|
|
Avrupa'nın 7 ülkesinde satılan haftalık SESVER GAZETESİ'nde yayınlamış bir makale... |
|
39
|
|
|
|
İnsan yaşıyla değil, yaşadıklarıyla yok oluyor..
|
|
40
|
|
|
|
Durmadan aydın sorumluluğundan dem vuruyoruz ya hani, külliyen yalan. Sorumluluk görevini, sorumsuzluk hakkını kullanmaya dönüştürmüş ikiyüzlüleriz hepimiz. Hep birlikte el ele verip kendi geleceğimize kıymışız biz. |
|