• İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon |
141
|
|
|
|
Turgul, Kürt açılımından uzak bir film yaparken devletin en önemli bir kurumu olan polis teşkilatınca çalışan memurların sorunlarına eğildi. Polis dizilerinin arttığı, ejder kapanı gibi filmlerin arttığı bir dönemde cinayet masası dedektiflerin ruh haline eğilme konusu şaşırtıcı ve sürpriz olmasa gerek.
|
|
142
|
|
|
|
Film içinde film ve hatta kendini anlatan film diyebiliriz Adaptasyon’a. Zekasına hayran olmamak elde değil senaristin ve oyunculuğuna hayran olmamak elde değil Cage’in.
|
|
143
|
|
|
|
Televizyon seyredersiniz değil mi?Hemen hepimiz belirli saatlerde, belirli programları seyrederiz.Tv ler özelllikle akşam saatleri açık olur evlerimizde.Evin reisleri babalarımız dedelerimiz akşam saatleri hemen evin gençlerine ''haberleri açın da izl |
|
144
|
|
|
|
Özetlemek gerekirse, eleştirmen kimliğine sahip biri, sinema sektöründekilerle çok sıkı ilişkiler kurmamalı, mesafe ve sınırları koruyarak çalışmalarını sürdürmelidir. Ancak böyle tarafsız olunur. |
|
145
|
|
|
|
Ve Galatasaray bir “ilk”e daha kalıbını bastı.. |
|
146
|
|
|
|
Günümüz toplumlarına ve yönetme anlayışlarına uygun görünmemesine rağmen, ya şu an yaşanan gelişmelere paralel bir mantık öne çıkarılıyor ve size gösterilen yol bunu işaretliyorsa? Büyük reis kulelerin yıkılmasından sonra ülke içi özgürlüğü biraz tırpanla |
|
147
|
|
|
|
Nesnelere anlam yüklemek…
Gökyüzüne çizilen şemsiye, ahtapot…
Sevgiliye verilen mendilin, her durumda ve her şartta anlamını koruması…
Bana gerçek çözümün aklımızda değil, yüreğimizde olduğunu düşündürdü.
|
|
148
|
|
|
|
Gittikçe çeşitlenen güzel sanatlar okulları ile günümüzde kişiler, teoride ve pratikte sultanımızın yetişme ortamından çok daha fazla şansla dolu değil mi sizce de? Görünüşte öyle ama neticeye bakınca anlıyoruz ki değil!
|
|
149
|
|
|
|
Bir Yudum İnsan yeniden ve daima ekranlarda.... |
|
150
|
|
|
|
Maalesef Türkiye, hala yabancı senaryoları aşırıp Türkçeye çevirmekle meşgul… Hala Avrupa ve ABD’de çok tutan yarışmaları kendi kanallarına uyarlamakla vakit geçiriyor. Üretmek ve kendinden olanı sunmak şu aşamada hayal gibi…
Aslında bu durumu sadece sinema için söylemek yanlış. Sinema görünenlerden sadece biri… |
|
151
|
|
|
|
Sanatta ve sinema da devletin parmak izleri aranmalıdır. İhmal edilen, gözden kaçan bir konudur. Belki de bilinçli olarak değinilmeyen bir konudur. |
|
152
|
|
|
|
Lynch’in görsel kılavuzluğunda inen maskeler, balo ertesi bir burukluğu yaşayacak hep yüzlerinde... |
|
153
|
|
|
|
Matrix çılgınlığının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen gündeminizden düşmemesi hayra alamet olabilir mi? Ya da şöyle soralım; Bu filmde ne var ki sinemayla ilgisi belli bir çizginin üstüne çıkmamış olanlara bile cazip geliyor, adeta bu çılgınlığı yaşama |
|
154
|
|
|
|
Türkiye sineması ve seyircisi için üzücü olan Uzakdoğu sinemasından mahrum olmasıdır. Dağıtım şirketlerin ve anlayışın Amerikan tekelinde olması bu mahrumiyetin başlıca nedenleridir. Uzakdoğu sinemasını takip eden Amerikalılar, uzak doğunun birçok filmini taklit ederek önümüze sererken, filmleri kendine mal ederek, bizleri aldatıyor. Bu aldanmanın kurbanı Türkiye seyircisi olmaktadır. |
|
155
|
|
|
|
Gündüz kadınlara yönelik hazırlanan toplumsal güveni, değerleri zedelemeye yönelik programların önü alınamıyor. Hiçbir amacı ve hedefi olmayan sırf reyting kaygısıyla yapılan programlar ne kadar iyi ve güzel olan varsa yıpratmaya çalışmaktadır. Adeta kötülüğü ve çirkinliği akıllara ve kalplere kazıyarak insanları insanlara ve topluma karşı ürkek ve korkak hale getirmektedir. Kurgulanan programlar; ne kadar küfür, hakaret, alay, küçümse ve cinsellik konusu içerirse o kadar seyredilir düşüncesiyle çekiliyorlar. Hemen hemen bütün kanalların aynı tarz programları yapması izleyicilere alternatif programları gerekli kılmaktadır. Bu boşluğu az da olsa dini ve ideolojik kanallar yerine getirmeye çalışmaktadır. Ancak bunlarında izleyici kitlesi sınırlıdır.
|
|
156
|
|
|
|
Kendisi tam bir Meddah’tır. ‘’ Meddah : Bir topluluk önünde çeşitli hikâyeler anlatan ve taklit sanatı yapan kişiye denir. Meddah genellikle karakterlerin seslerini, mimiklerini ve hareketlerini konu içinde canlandırır. Abartır, mübalağa yapar.’’ bu tamamı ile anlatan kişinin başarısına bağlıdır.
Bu konuda Uğur yücel tartışmasız bir sanatçıdır. Sakın anlatımımı Cem Yılmaz ile karıştırmayın kendisinin gösterisi farklı bir gösteridir. |
|
157
|
|
|
|
Ağa dizileri İstanbul’daki Laila’ları bulundukları bölgeye taşıyor ve orada da çok renkli bir hayatın yaşanabileceğini gösteriyordu. Nitekim çok geçmeden gazetelerin ‘kıroyum ama para bende’ mantığını gözeterek verdikleri Diyarbakı |
|
158
|
|
|
|
Çeşitli yayın organlarında yayınlanmış, ve güncelliğni yitirmediğini düşündüğüm bir yazı. G.Ö.T hakkında düşünceşlerinizi yazarsanız sevinirim |
|
159
|
|
|
|
Loşluğun, karanlığın, ağır hareketlerin filme hâkim olduğu Meleğin Düşüşü, bir aile dramını sessizce haykırmaktadır.
|
|
160
|
|
|
|
Adam renk değiştirdi ve türlü boyalarla karışıp her birimizin önüne düştü. Adam, yarınki dünyanın manşetiydi. Kırmızı harflerle karalanmıştı ve ne yazdığını okumak mümkün görünmüyordu. Bir alın yazısı mı, bir tükeniş mi bir haykırış mı, kimse bilemedi.
Ç |
|