..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > Yûşa Irmak




6 Ağustos 2021
The Black Dahlia 2006 / Cehennem Çiçeği  
Yûşa Irmak
Siyah Dalya, polisiye türün ‘sıkı’ romanlarındandır. 40’lı yıllarda, Los Angeles polis departmanında çalışan iki eski boksör-yeni polis Bucky Bleichart ve Lee Blanchard’ın hayatlarını mahveden bir cinayetin öyküsüdür bu.


:GHI:
Siyah Dalya, polisiye türün ‘sıkı’ romanlarındandır. 40’lı yıllarda, Los Angeles polis departmanında çalışan iki eski boksör-yeni polis Bucky Bleichart ve Lee Blanchard’ın hayatlarını mahveden bir cinayetin öyküsüdür bu.


Polis departmanına kaynak aktarımı yapılması için düzenlenen bir maçta ringe çıkan bu iki sert erkek daha sonra polis merkezinde ortak çalışmaya başlamışlardır. Aynı kadına (Kay Lake) âşık oldukları halde bunu dostlukları adına gizli tutmuşlar, ringde başlayan şovları çözdükleri ya da Bucky’nin çözüldüğünü sandığı davalarla devam etmiş, medyanın sağladığı şöhret katkısı mutluluklarını cilalamıştır. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın yaralarını saramayan, yoksullukla ve artan suç oranlarıyla dolu Amerikan gerçeği bahşettiği bu üç kişilik peri masalını ‘alacak’ hanesine yazmıştır çoktan. 15 Ocak 1947’de boş bir arsada işkence edilerek öldürülmüş genç ve güzel bir kadının cesedi bulunur ve bu ceset üçünün hayatını da sonsuza dek değiştirir. İki erkekten daha saf olanı, Bucky, zaman içinde çok sevdiği Lee ve Kay hakkında da bir hayli aydınlanacaktır. Kimse masum değildir.

Roman 2 dolar için hayatların feda edildiği, savcılarla bahisçilerin kol kola gezdiği, uyanık müteahhitlerin film işine girip, film setlerinden malzeme çaldıkları ve figüranlarını aynı zamanda inşaatlarında çalıştırıp ücretten tasarruf ettikleri savaş sonrası Amerika’sının içine düştüğü hukuk ve vicdan krizini mükemmel ‘olaylandırır’. Sözgelimi bu müteahhitlerden biri, Emmet Sprague, milyoner olduğunu duyuran gazeteyi getiren köpeğini, ‘o anı ölümsüzleştirmek’ için vurmuştur. Köpeğin içini doldurtup malum gazeteyi ağzına yerleştirerek hole koymuştur; Ming vazolarına ve Rembrandt tablolara eşlik etsin diye. Türedi Amerikalı zenginin ‘duygusallık’ anlayışı…

Asıl olay, dehşet verici bir cinayet ve bu cinayetin dönemin Los Angeles otoritelerince nasıl ‘kullanıldığı’, nasıl bir politik malzemeye dönüştürüldüğüdür. Sözgelimi savcı Ellis Loewe, ceset kızın, Siyah Dalya’nın, düşmüş hayatını medyadan gizler ki halkta maktul kadına karşı bir sempati uyansın ve davanın çözümü kendisine politik puan kazandırsın!

Ama çok önemli bir ‘iç hikayesi’ daha var romanın. Bu, esere adını veren Siyah Dalya’nın, ‘star’ olma hayalleriyle bulduğu her kapıda/erkekte şans arayan hafifmeşrep ve artık bir cesetten ibaret olan Elizabeth Short’un, polis Bleichart nezdinde ucuz bir sefihten bir azizeye dönüşme serüveni. Roman, aynı zamanda, ağzı iki yanından kulaklarına kadar kesilmiş, iç organları çıkarılmış ve bel hizasından ikiye ayrılmış bir kadının sağ iken elde edemediği şeyi ölümüyle yapmasının hikayesi. Roman, bu ölü kadının hayat hikayesinden önce iğrenen, sonra onu saplantı haline getiren, daha sonra da ona âşık olan polislerin hikayesi. Bunun ‘ölü sevicilikten’ çok ötede bir şey olduğunu, birikmiş bir kolektif suçluluk duygusunun, hayattan çekilip gitmiş adaleti arayışın ve dahi 1947’de artık Hollywood’da oturmayan merhamet duygusunun transformasyonu olduğunu anlıyorsunuz. Tabii, romanı okuyunca. Ancak bu seyrettiğim film anlattıklarımın yanından bile geçmiyor o ayrı bir konu…

Oysa, James Ellroy’un The Black Dahlia/Siyah Dalya adlı polisiyesi tıpkı yazarın bir diğer Los Angeles takıntılı romanı L.A.Confidental/Los Angeles Sırları gibi son derece başarılıydı. L.A.Confidental’in film uyarlaması da senaryo işinde aynı zamanda deneyimli bir yönetmenin Brian Helgeland’ın olması nedeniyle belki, türün meraklısına heyecan dolu anlar yaşatmış olabilir. Siyah Dalya’nın film versiyonunda Brian de Palma faktörüne rağmen, tek kelimeyle özetlenecek olursa: “Berbat”… Brian De Palma, romanın sert üslubunu filme olduğu şekliyle taşımaya kalkmış, romanın sert üsluba rağmen aktarabildiği duygusal iklimi, karakterlerin ikilemlerini ve saplantılarını resmedebilmek ise ne yazık ki mümkün olamamış tabii ki bana göre.

Biraz para ve biraz iktidar ile hem politize hem de organize olan, kentli olmanın medeni olmak anlamına gelmediğini anlatan suç öykülerine ilgi duyanlardansanız, kitabı okumanızı tavsiye ederim. Zira söz konusu bu film, sinemanın komplike bir polisiye karşısında nasıl çuvalladığını kanıtlamaktan öte gitmiyor diyebilirim.

Her ne ise işte, hepinize iyi seyirler.

Notçuk; Bu arada filmi beş ay önce önerip eleştiri yazısı bekleyen kıymetli kardeşim Ayşenur’a da sabrı için teşekkür ederim. Umarım bu eleştiri işine yaramıştır kardeşim. Zira senin bu kitaptan haberin yoktu sanıyorum.

Selamlar, sevgiler. 😊




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
Türk Sinemasının Ezberini Bozan Yönetmen
The Man Who Wasn’t There 2001 (Orada Olmayan Adam)
Çit Filminin Düşündürdükleri (Rabbit - Proof Fence 2003)
25. Saat Filmi
Scenes Of A Sexual Nature (Aşk Manzaraları) Filmi Üzerine
Amistad Filmi ve Türkiye’ye Gelen 70 Afrikalı Devlet Başkanları
Big Eyes (Büyük Gözler) 2014 Filmi Üzerine
Bize: "Bol Acılı" Aşk Lütfen…
Dünyanın Bütün Sabahları (Tous Les Matins Du Monde 1991) Filmi Üzerine Birkaç Kelam…

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kilidi Açmak
Chp’nin Psikopatolojisi
Ben Olsam Ne Yaparım
İnsan Bu "X’tir Git" Diyesi de Gelir
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mıdır?
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Neyimizi Kaybettik
Yarın Bekleyebilir Şiir Kitabı Üzerine
Seviye
Sorumluluğa Davet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.