• İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar |
101
|
|
|
|
Cezayirlilerin her şeyini aldılar
Adlarıyla birlikte ülkelerini
İlahi dilleriyle sözlerini
Beşikten mezara giden yolda
adım attıran bilgeliği
buğday yüklü toraklarını
Sular çağlayan bahçelerini
Ağızlarındaki ekmeği
ve ruhlarının ekmeğini
(…)
Her şeyin dışına itildi Cezayirliler
Yaşadıkları toprağın öksüzü
Anısız ve geleceksiz bir bugünün
tutsağı yaptılar onları
|
|
102
|
|
|
|
O zaman kurmaca bir eserle, bir gazete haberi ya da tarih kitabı arasında ne fark vardır? Onlar da sözcüklerden oluşmaz mı? Ve onlar da, anlatının yapay zamanı içinde gerçek zamanın sınırsız sağanağını kapsamazlar mı? Neyin gerçek olduğuna yaklaşırken zıt yapılar söz konusudur: Roman yaşama baş kaldırırır ve çiğner onu, öteki türler hep onun kölesi olur. Her iki örnekte doğruluk ve aldatma kavramları farklı işler. Gazetecelik ya da tarihte, yazılmışla karşılık gelen gerçeğin ne kadar ilintili olduğuna bağlıdır |
|
103
|
|
|
|
Bir sabah erkenden olanlar olmuş. Küçük Kara Balık, annesini uyandırıp şöyle demiş: Anneciğim, burada daha fazla kalamam, gitmeliyim! |
|
104
|
|
|
|
Ve öldüğünde onu sevenler ağladı. Hala da içi sızlar dizelerine gözü değerse insanın. Lakin biri var ki Dünya Edebiyatının önemli bir kalemi, adı Pablo Neruda da ağladı gönül dostunun ardından. Şiiriyle adeta yas tuttu: |
|
105
|
|
|
|
Hayal etmekle başladı her şey. |
|
106
|
|
|
|
Cenab Şahabettin'in eseri olan Elhan-ı Şita'nın daha çok imgeleriyle alakalı kısa bir yazı. |
|
107
|
|
|
|
Türkiye’nin tanınmış şairi Mehmet Nacar’ın
“Hasrete Yolcuyum” kitabının dil ve üslup özellikleri hakkında inceleme
|
|
108
|
|
|
|
Törelere İsyan Eden Adam Nazım-2 (Nazım Hikmet’e dair kırk başlık)
|
|
109
|
|
|
|
Ege yöresinin saf, çalışkan ve yiğit insanlarını anlatır. Köy edebiyatından uzak kalır kalmasına ama sıradan köylüler için suyun ve toprağın ne kadar önemli olduğunu da öğretir bizlere. Ülke sorunlarından ve toplumsal gelişmelerden uzak kalmaz hiçbir zaman. Yaşamın, şu anda birçoğumuza basit gelen kavramlara entegre olduğunu unutturmaz, hala… “Susuz Yaz”daki kavgayı unutabilir miyiz? Tütün ekicilerinin geleceklerini tütüne bağlamasını? “Acı Tütün”ü, “Yağmurlarla Topraklar”ı… “Boş Beşik”teki, “Zeliş”teki dramları… |
|
110
|
|
|
|
Homeros'un Odessa destanının modern zamana uyarlanması niteliğindeki Ulysses'in ölümsüzleştirdiği gün bu yıl 100 yaşında. |
|
111
|
|
|
|
Bu yazımı da engelsizerisim.com'da yayınlamıştım. |
|
112
|
|
|
|
Metin Eloğlu şiirindeki mizah öğelerine ilişkin bir inceleme |
|
113
|
|
|
|
Prof. Dr. Yılmaz, bu kitapta, insan zihninin çalışma mekanizmasını ayrıntılarıyla tanıtmakta ve öğrenmede en yüksek verimi sağlayacak koşullara ilişkin bilgiler vermektedir. |
|
114
|
|
|
|
Ölüm bir güzel insanı daha aramızdan ayırdı. 21 Haziran 2008 tarihinde Trabzon’un önemli söz üstatlarından biri olan Hüsnü Mustafa Tomaç’ı kaybettik. Mustafa Tomaç Ağabeyin 1934 senesinde Trabzon’un Beştaş(Kanliga) köyünde başlayan hayat yolculuğu 21 Haziran 2008 tarihinde son buldu. O da her nefis gibi ölümü tattı. Bizler de günü gelince ölümü tadacağız. Ne mutlu bu dünyadan hoş bir seda bırakarak göç edenlere…
|
|
115
|
|
|
|
Birlikte üretmenin ve sanat edebiyat tadıyla sevgiler. |
|
116
|
|
|
|
Yalnızlık korkusu , beğenilmemek korkusu belki . Ancak özlemler sevgiyi yüreklendirip çoğaltıyor bazen hiç
ummadığımız hiç düşünmediğimizle bile hayal kurabiliyoruz . Beden ve ruh aynı aslında ikiside aynı şeyi istiyor
ama bunları aynı anda bulabi |
|
117
|
|
|
|
Yazarı İkbal Gürpınar , kitabının adı; içimden geldiği gibi.
Gerçekten de öyle bir kitap.Onu ilk ekranda gördüm şiirleri öyle manalı okuyordu ki etkilenmemek olamazdı. Böyle insanlar da varmış dedim sevgiyi gerçekten bilen ve hisseden , karşısındakinin n |
|
118
|
|
|
|
Türk şiirinin üstatları birer birer aramızdan ayrılıyor.Bu durum Türk şiiri adına bir hayli endişelendiriyor bizi.Çünkü pınar baştan kuruyor.Yeni sesler ve yeni renkler geliyorsa da bunlar bir balon misali kısa zamanda sönüyor. |
|
119
|
|
|
|
On yıl önce yayın hayatına girmiş bir edebiyat,kültür sanat dergisi onyıl önce neyse şimdi yine aynı.Bir adım yol alamamış..Okuyucusu aynı,alıcı aynı…
Diğer kuruluşlar,internet siteleri bazı yayın organları..Malesef çürümüş durumdalar.Adam kayırmacılık,ben bencilik kaliteyi her geçen gün daha fazla düşürüyor..Eee o zaman ne olacak!Başaranlar nasıl başarıyor?İşte bu sorunun cevabı makalemizin temelini oluşturuyor.
|
|
120
|
|
|
|
yöre halkında dışa dönük bir zihniyet hakimdir. tutucu değil. yeniliğe açıktır. memlekette sıkça vurgulanan farklılıklara hoşgörü çağrısı bu yörede karşılık bulmuştur. iskenderun’un sahili izmir’i andırır. düzgün, yürüme yollarına ve çay içme yerlerine sahiptir. |
|