• ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar |
1
|
|
|
|
Evet, Harb, ciddi bir ilim adamý; onun için sempatiler, antipatiler önemli deðildi; hakikat önemliydi. Arap kaynaklarýndan Osmanlý-Arap iliþkilerinin gerçek durumunu günýþýðýna çýkarmanýn güçlüðünü görmüþ; çünkü Osmanlý’yý karalama esasýna dayanan peþin hükümle kaleme alýnmýþlardý.
|
|
2
|
|
|
|
“Osmanlý Ýmparatorluðu bana ait deðil, bu ümmete aittir. Ben onun hiçbir parçasýný veremem. Býrakalým Yahudiler milyonlarýný saklasýnlar. Benim imparatorluðum parçalandýðý zaman, onlar Filistin’i hiç karþýlýksýz ele geçirebilirler. Fakat yalnýz bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlý bir vücut üzerinde ameliyat yapýlmasýna müsaade edemem.” |
|
3
|
|
|
|
Akýcý bir üsluba sahip olan Aytmatov, olaylarý adeta bir zincir halkasý gibi ardý ardýna baðlayarak akan bir su gibi anlatmýþtýr. Dili son derece sade ve açýktýr. Bu nedenle okuyucu, onun eserlerini eline aldýðýnda, kitabýn kalýnlýðýna bakmadan, kitabý elinden býrakmak istememektedir. Bir an önce eseri bitirip sonuca ulaþmak istemektedir.
|
|
4
|
|
|
|
Palto’nun bir baþyapýt niteliði kazanmasýnýn nedenlerinden biri de gerçekliðinin yanýnda gerçeküstü, fantastik bir sonla bitmesi olduðu açýktýr. Ölmüþ olan memurun hayalet olarak þehrin belirli yerlerinde görülmesi ve insanlarýn sýrtlarýndan paltolarýný almalarý gayet çarpýcýdýr. Bu fantastik sonun bir nedeninin de insanlarýn zor þartlarda edindikleri nesnelerin, eþyalarýn onlarýn hayatýnda çok önemli bir yere sahip olduðu gerçeði ve kaybedildiði takdirde adeta gözlerinin arkada kalacaðý vurgulanmak istenmektedir. Akakiy Akakiyeviç’in ruhu ancak kendisini sýký biçimde azarlayan “mühim adam”ýn paltosunu aldýðý zaman huzura kavuþmuþtur. Burada bir çaresizliðin ve karamsarlýðýn var olduðu gerçeði de gözden kaçmamalýdýr. Çözümü olmayan bir durum ya da sorun ancak fantastik bir sona dayanýlarak çözüme kavuþturulmaktadýr ki, bu bir karamsarlýk, adaletsizlik ve güvensizlik göstergesidir.
|
|
5
|
|
|
|
‘‘Yýllar yarlardan,yarlar yýllardan vefasýz…Kara baht bir kasýrga gibi…Bu ne baþ döndürücü iþ?Geceler günleri,günler geceleri,cefalar cefalarý kolluyor. Saçlarýmýzda aklar aklarý, alnýmýzda çizgiler çizgileri doðuruyor…’’ Böyle akýcý,böyle sanatkarane ve böyle nesirle bütünleþmiþ bir paragraf o dönemde ancak Yahya Kemal ile yeni bir akýmý baþlatma çabasý içerisinde olan birisinde görülebilirdi .
.
.
. |
|
6
|
|
|
|
Türk hikâye sanatý en yakýn Sami Paþazade Sezai’ye kadar uzanýr. Ama hikâye denince Ömer Seyfettin ve Ahmed Hikmet Müftüoðlu’nu hatýrlarým. |
|
7
|
|
|
|
Bir akþam vaktiydi. Dostumla söyleþi içindeydik. Az sonra gün Ýda'nýn batýsýndan süzülecekti. Uzak Doðu felsefesiyle çok yakýndan alakalý dostum, gözlerimin içine bakýp "Osho'yu tanýdýn mý?" diye sordu. Yutkundum önce. Belleðimde evirdim, çevirdim, Osho hakkýnda bir bilgi belleðimin arþivine atmamýþtým. Dostuma gülümsedim. "Osho'yu sen tanýdýn galiba, onu anlatýr mýsýn bana, nasýl biriydi?" diye sordum. |
|
8
|
|
|
|
Beyin felçli olarak doðan, sadece sol ayaðýný kontrol edebilen Ýrlandalý yazar Christy Brown’un hayatla mücadelesinin gerçek romanýdýr “Sol Ayaðým”. Bu roman yaradýlýþa karþý kazanýlan zaferin öyküsüdür aslýnda. Belki de Gardner’in Çoklu Zekâ Kuramý’na örnek bir yaþam öyküsüdür. Hayata tutunmanýn öyküsüdür de diyebiliriz. |
|
9
|
|
|
|
Ýnsanca yaþamak için insanca bir
toplum düzeni gerekir oysa o dönemde insanca yaþamak sadece bir hayaldi |
|
10
|
|
|
|
Büyük þair, edip ve kültür adamý Necip Fâzýl Kýsakürek' in Hz. Muhammed (s.a.v) aþký iþlniyor... |
|
11
|
|
|
|
yazýmýz edebiyatýmýzýn özgün þairlerinden üstad necip fazýldaki anne unsurunu açýklamak |
|
12
|
|
|
|
Ben Ýbreti Baba’yý ilk kez rahmetli Feyzullah Çýnar’la tanýdým. Mahalli âþýklarýn içinde çok deðer verdiðim, sazýný, sözünü, karakterini hayranlýkla takip ettiðim Feyzullah Çýnar’ý hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum. |
|
13
|
|
|
|
Edebiyatýmýzýn çýnarlarýndan biri olan Rýfat Ilgaz’ýn yaþam öyküsü çok çetindir; sürgünler, hapislikler ve zorluklarla dolu bir roman gibi. Týpký 1944’lerin Ýstanbul’unu anlattýðý, “Karartma Geceleri” adlý romaný gibi… |
|
14
|
|
|
|
Siz hiç pislik içine düþmüþ bir altýnýn deðerini yitirdiðini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altýn küpünün içine bir parça tezek düþünce, o tezeðin altýn deðeri kazandýðýný gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum. |
|
15
|
|
|
|
Türk edebiyatý ayrýlmaz bir bütündür.Yani Halk edebiyatý, Divan edebiyatý, Tasavvuf edebiyatý… vb. gibi isimler altýnda anýlýyorsa da bunlarý birbirinden soyutlayamayýz. Bu edebiyatlar daima birbirinden etkilenmiþtir. |
|
16
|
|
|
|
Bir sabah erkenden olanlar olmuþ. Küçük Kara Balýk, annesini uyandýrýp þöyle demiþ: Anneciðim, burada daha fazla kalamam, gitmeliyim! |
|
17
|
|
|
|
Ýhsan, Su Þehri’nden bir arkadaþtý. Doðduðu þehre adeta âþýktý. Sözünün bir cümlesi mutlaka Su Þehri idi. Orayý anlatmakla bitiremezdi.
|
|
18
|
|
|
|
Cumhuriyet Döneminin ünlü edebiyatçýsý Kemal Tahir'in yaþam'ý ve Eserleri |
|
19
|
|
|
|
Günümüzün birçok kalem ustasý yazmaya ilk baþladýðý zamanlarda þiir ile merhaba demiþtir edebiyat dünyasýna. Daha sonra öyküye, romana, denemeye de zaman ayýrmýþlar ve bu dallarda da deðerli eserler ortaya koymuþlardýr. Hani der ya bir büyüðümüz ''Türkiye de her üç kiþiden dördü þairdir.'' diye. Kýsmen doðrudur da bu tez. Bir bakarsýnýz komþunuz olan yetmiþlik Ýsmail amca bile þiir yazmýþtýr, bir bakarsýnýz babaanneniz size hiç duymadýðýnýz bir maniyi söyler, bir bakarsýnýz amcanýz duygulu bir þiir okur hiç duymadýðýnýz. Onlarýn çoðu yazdýðý kitaplara girmemiþtir, ama inanýn birçok kitabý olup da þairim diye geçinenlerden daha naif ve güzeldir yazdýklarý. Duygulu insanlar yurdudur memleketimiz aslýnda; duygulu ve bir o kadar da sevecen. Dünyanýn en güzel tabiatlarýndan birini Allah cc bizlere armaðan etmiþtir. Þiir çok özel bir edebiyat sahasýdýr ve derler ki ''Baþka dillerde yazýlan þiirler insanýn ana diline zor çevrilir.'' |
|
20
|
|
|
|
Bir edebiyat ansiklopedisine giremeyince üzülen arkadaþýný Peyami Safa þöyle teselli etmiþ: “Bizim gibi ülkelerde bir ansiklopediye girmek, ancak onu hazýrlayanýn yakýný olmakla mümkündür.” Yani üstat kimsenin, bileðinin hakkýyla bir yere gelemediðine, dost ahbap iliþkilerinin önemli olduðuna dikkatlerimizi çekmiþ bu sözüyle… |
|