Bucaspor, kredi kartıyla futbolcu aldı.
Kredi kartı mağduru vatandaşın sorunları mı dediniz ? Kim dedi onlara kredi kartı kullanın diye? Kullanmasalardı. İçmeye ayranı olmayanların, bir yere giderken faytona binmeye de hakları da olamaz.

Ünlü oyuncu Cameron Diaz, kendini spora verdi .
Ne örnek bir davranış. Ya içkiye verseydi kendini ? Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içseydi?

Fatmagül ’ün Suçu Ne, bu hafta da izlenme rekoru kırdı.
THM sanatçısı Sabahat Akkiraz’ ın CHP’ ye katılmasından bir süre sonra, Kars’ ta vereceği konserinin Kars Belediyesi tarafından iptal edildiğinden söz etmeye gerek bile yok. Konser verecek başka şehir mi yok ? Hem söz edersek, milletin aklına özgürlük falan gelir. Durup dururken, eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmenin âlemi yok.

NTV’ de yeni bir yarışma programı başlayacak.
Tutuklanma sırasının kendilerine geldiği söylenen beş gazetecinin kimler olabileceği konusunda kafa yormaya ne gerek var. Oturun tv başına, yarışma izleyin.

Eşinden ayrılacağı söylenen Gülben Ergen, konuyla ilgili açıklama yapacak yakında.
Şimdi böylesine önemli bir magazin haberi varken; memur, emekli, dul ve yetimlere Ocak’ tan itibaren verilmesi gereken üç kuruşluk zammın, iki aylık gecikmeyle Mart ayında verileceğinden, hatta gecikme süresinin uzayacağından dem vurmaya ne gerek var ? Aksi takdirde, vatandaşı galeyana getirme suçu işlemiş oluruz. Eşkıya değiliz çok şükür.

Tüm Türkiye, Beşiktaş - Fenerbahçe maçına kilitlendi. Lig sıralamasını karıştıracak bu dev maç için nefesler tutuldu.
Soner Yalçın ve arkadaşlarının davasından size ne ? Babanızın oğlu mu sanki onlar ? Maç izleyin, maç... Re re re ra ra ra Gassaray Gassaray Cimbombom !

Colin Kazım’ın dans yeteneği, herkesi şaşırttı .
“ Dekolte giyene tecavüz kaçınılmaz.” diyen profesöre kızmanın, söylenmenin hiç lüzumu yok…” Şortla gezen erkeklere kadınlar saldırmıyor da, dekolte giyen kadınlara erkekler neden sarkıntılık ediyor ?” sorusunu da sormayın hiç. Erkeklerin cinsel dürtüleri vardır sevgili okuyucu, ama kadınların böyle bir dürtüsü yoktur, olmamalıdır. Olursa, çok ayıp olur. Bir zihniyete göre kadın, zaten ikinci sınıf vatandaştır.

Türkiye güzelini, yaşı 24 olmadığı için bara almadılar.
On beş- on altı yaşında evlenebilen, yirmi dört yaşında seçme ve seçilme hakkına sahip olabilen, ehliyet alabilen bir genç kız, alkol kullanmaz mı deyip de milletin kafasını bulandırmayın. Halkın sabrını test etmenin yöntemi bunlar.

Fatmagül’ün yengesi, alışveriş rekoru kırdı. Dış ticaret açığı da rekor kırdı.
Ancak, Fatmagül’ ün yengesinin kırdığı rekor, kırılan diğer rekordan daha önemli. Hem, bizim de yengemiz sayılır kendisi. Ayrıca, vatandaşa da zararı yok kırdığı rekorun. Acaba neler aldı yengemiz, kredi kartı mı kullandı, peşin alışveriş mi yaptı ? Hani demiş ya atalarımız; “ Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.” diye; siz de kafanızı - çenenizi yorun biraz. Hem böylece, memleket meselelerinden uzak tutulmuş olursunuz. Dış ticaret açığını da unutmuş olursunuz.

Enes’ in , dokuzuncu yaş gününü kutlayacağız önümüzdeki hafta . Enes, benim büyük torun. Sakıncasız bir haber diye yazdım. Muhalif bir haber değil yani.
………………

Bu ne biçim köşe yazısı demeyin sakın. Gazetecilerin, köşe yazarlarının, internetteki haber sitelerinin baskı altına alındığı, kendilerine gözdağı verildiği ve hatta yazarların- gazetecilerin tutuklandığı şu günlerde; köşe yazarının yazdığı- yazacağı yazı, gazetelerin haber başlıkları , işte böyle olmalı.

Aksi halde, nereye el atsam, mutlaka birine dokunacağım. Ya başbakana, ya bir bakana, ya bir milletvekiline… Başbakanı, hükümetin icraatlarını eleştirmeyeyim mi ? Başbakanın, bir partinin kadınları için söylediği “ Bunların hepsi tornadan çıkmış.” cümlesini kınamayayım mı ? Kızlarla erkeklerin ayrı okullarda eğitim almasına prensip olarak karşı değilim diyen Nimet Çubukçu’ya hayret etmeyeyim mi ? Deniz Feneri davasını hatırlatmayım mı ? Basın özgürlüğünün aldığı darbeden söz etmeyeyim mi ? Üstümüze çöken korku imparatorluğunun kara bulutlarından şikâyet etmeyeyim de yemek tarifi mi yapayım ? Ya da, magazin turuna mı çıkayım ? Kim kiminle nerede ne yapmış, nerde nasıl yakalanmış, kimin göğüs çatalı görünmüş; bunları mı yazayım ?

Onu yazma, bunu yazma, şunu yazma. İyi de, ben ne yazayım be kardeşim ?