"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Bir atasözü şöyle der: ” Erkeğin kalbi enginar yaprağıdır, her katında bir kadın yatar. ”… Eskiden bu söz bana çok saçma gelirdi, ama şimdi “ tam isabet ” diyorum. Demek ki gerçekten öyle. Enginar kaç yapraksa, o kadar kadın. Bir erkeğin kalbinde yüzlerce enginar yaprağı var bence. Buna bağlı olarak da yüzlerce de kadın. Çünkü; sırf erkekler etkilenmesin, cinsel arzuları harekete geçmesin diye kızların ve kadınların saçları kapatılıyor. Kadınların giyim sınırları, erkeklerin cinsel arzularına göre belirleniyor. Kadınları ve kızları eşarpla veya baş örtüsüyle kapatmak bile yetmiyor, türban taktırılıyor. İyi de; kömürlük penceresi gibi rimelli kirpiklerden, abartılı boyanmış gözlerden, kıpkırmızı boyanmış dudaklardan neden etkilenmiyor erkekler ? Neden illâ ki saç sorun oluyor ?... “ Cami dururken, mescitte namaz kılınmaz.” hesabı ; ağız – burun – kaş – göz dururken ; neden kafayı saça takıyor erkekler ? Geçen gün çarşıda, etraftaki hemen herkesin bakışlarının bir noktaya odaklandığını fark ettim. Merak ettim, ben de o tarafa çevirdim gözlerimi. Türbanlı bir kızımız salına salına yürüyordu. Başı, şehzade başı gibiydi. Kırmızı türban takmış, kırmızı ceket giymişti. Renk uyumunu; kırmızı ayakkabı ve kırmızı çantayla tamamlamıştı . Gözleri acayip boyalı, kirpikleri ok gibiydi. Kaşlar ise, usta bir ressamın fırçasından çıkmışçasına düzgün ve göze çarpacak şekilde belirgindi. Yanıma yaklaşınca, parfüm kokusundan burnumun direği sızladı. Hani derler ya, içim kalktı diye; işte aynen öyle oldu. Ayrıca, dapdaracık eteği vücudunun bütün hatlarını belli ediyordu. Saçları kapalı olmasına rağmen, çevredeki hemen herkesin dikkatini çekmişti. Hele hele yüzündeki ağır makyaj, anlatılır gibi değildi. Etraftaki hiçbir erkeğin bana bakmadığını , kısacık saçlarımla hiç ilgilenmediklerini gördüm. Başım açık olmasına rağmen, hiçbir erkeğin dikkatini çekmemiştim. Bütün gözler türbanlı kızımızdaydı. Sizin anlayacağınız, beni hiç “ ıslayıp kazıyan ” yoktu Mudurnu tabiriyle. Bence; bir insanın – kadın olsun, erkek olsun hiç fark etmez – en etkileyici organı gözleridir. İnsanın o anki ruh hali bile gözlerinden, bakışlarından belli olur. Birisinin size sevgiyle mi, öfkeyle mi, şehvetle mi , şüpheyle mi yaklaştığı; o kişinin gözlerinden anlaşılır. Hal böyle iken ve kadının gözleri açık dururken saçını kapatmasının mantığı nedir ? Şu yaşa geldim; bir erkeğin, bir kızın veya kadının saçlarından etkilenip ona âşık olduğunu ne duydum, ne gördüm ne de okudum. Peki, erkekler neden örtünmüyor ? Kadınların, kızların cinsel arzuları yok mu ? Bir genç kız; yakışıklı, pantolon giymiş, saçları jöleli, hatta belki kısa kollu gömlek ya da şort giymiş erkeklerden etkilenmez mi ? Eğer cevabınız “ etkilenir ” ise; o halde erkekler de şalvar giysinler. Şalvar giymek yetmez, ayrıca cüppe de giysinler. Elin kızlarını, kadınlarını günaha sokmasınlar. Yok eğer yanıtınız ” etkilenmez ” ise; o halde erkekler de kadınlardan etkilenmesinler. Kadının saçından etkilenen erkeğin sorununu, kadını kapatarak halledemezsiniz. Bu, kadına haksızlık olur. Karşımdaki erkeğin arzularına, ahlâk anlayışına göre kıyafetimi belirleyemem. “ Babası koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.” hesabı; baktığı her kadında hemen cinselliği düşünen erkeğe göre giysime sınır çizemem. Diyelim ki, karşımda sapık bir erkek var; bu erkek kadınların burnundan bile etkileniyor. O zaman ben burnumu da mı kapatacağım ? Sesimden etkileniyor diye, konuşmayacak mıyım ? Gözlerimden etkilenecek diye, güneş gözlüğü mü takacağım, ya da gözlerime bant mı çekeceğim ? Peki, ya benim kaşlarımdan etkilenecek kadar sapkın davranışlı erkekler için ne yapacağım ? Atalarımız; “ Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz. ” demişler. Erkeğin niyeti kötüyse, kadında kendini kaptıracak bir şey mutlaka bulur. Ama saç, ama kaş, ama göz; hatta belki burun. Geçen gün, akrabamız olan bir genç kız geldi ziyaretime. Yanında kız arkadaşı vardı. Başladık sohbete. Televizyonun da sesini kıstık iyice . Ama tv o kadar alışkanlığımız olmuş ki, arada bir tv’ ye gidiyor gözlerimiz. Konuşmamı büyük bir ilgiyle ve zevkle dinleyen bu kızlar, birden bire çığlık atmaya başladılar “ Ayyyyyy ! Olamaaaaaaaazzzzzz ! “ diye. İkisi birden tv kumandasının üstüne atladılar, gözlerini tv’ye diktiler. Baktım, tv’ de Kewin Kosnır. Meğer onun için çığlık atmışlar. Beni unutup, başladılar K. Kosnır’ ı izlemeye ve övgüler yağdırmaya : - Ay ! Ne kadar yakışıklı. - Canııııım! Boyu kaç acaba ? - Pazulara bakar mısın ? - Gömleğinin rengiyle göz rengi nasıl da uymuş ! - Bakışları ne kadar etkileyici , değil mi ? Sonra bana dönüp; “ Ne kadar yakışıklı, di ‘ mi Kâmuran Teyze ? ” dediler. Dünya âhiret kardeşim olsun, yakışıklı adam. Gençlik heyecanlarımı çoktan geride bırakmış olmam nedeniyle sanırım, bu aktör, kızları etkilediği kadar beni etkilemedi. Evet, yakışıklı olmasına yakışıklı da; bizim kızlar gibi “ ayh ! uyh ! ” falan yapmadım tabi. Ama, konuk kızlar gibi etkilenen binlerce genç kız vardır mutlaka. K.Kosnır’ı görünce kimbilir ne fanteziler kuruyorlardır. Onun gibi yakışıklı sevgililerinin olmasını istiyorlardır. Bu kızlarımızın böyle yanlış(!) şeyler hissetmemeleri, aktörle ilgili fantezi kurmamaları , cinsel duygular yaşamamaları için; böyle yakışıklı erkekleri tv’ ye çıkarmasınlar. Dapdaracık kot pantolonlar giydirmesinler. Nasıl ki kadınları baştan ayağa kapatıyorlar; erkekleri ( hele hele böyle yakışıklı olanlarını ) de kapatsınlar.Vücut hatları belli olmasın diye şalvar ve cüppe giydirsinler. Bizim zavallı kızlarımızı günaha sokmasınlar. Madem kadınlar kapalı, erkekler de kapalı olsun. Hem böylece eşitlik ilkesi hayata geçirilmiş olur. Kızların ve kadınların cinsel arzularını harekete geçirmemek için erkeklerin kapatılması, kendilerine şalvar ve cüppe giydirilmesi önerimi saçma mı buldunuz ? Ben de kadınların, sırf erkeklerin cinsel arzularını harekete geçirmemek için kapatılmasını saçma buluyorum. O halde ödeştik. Kâmuran ESEN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |