..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşmekten yükselme doğar. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




22 Aralık 2014
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm  
Kâmuran Esen
Üryamdaki gibi bi hükümetimiz olmadığı için, üryamdaki saçmalıkların yaşandığı bir memleketin vatandaşı olmadığım için, Allah’a şükrettim…


:BDJJ:
Merhaba Sevgili Günlüğüm;
Nasılsın, iyi min ceviz içim? Allah sana günlerin en iyisini versin. Bu arada beni de unutmasın. Çünkü, benim işim, hepimizin işi tamamen Allah’a galdı. Memleketçe içine düştüğümüz durumu düşünmekden, hasdalar oldum. Medyaya baskıyı gördükçe - okudukça, bunun sonu nereye varacak diye gara gara düşünüyom. Gündüz düşündüğüm yetmiyormuş gibi, bi de gece üryasını görüyom. Çırpınırken, dövünürken bi uyanıyorsam, gan ter içinde galmışım.
Dün gece gene saçma bi ürya gördüm. Nasıl saçma, nasıl akıl dışı, nasıl gerçeklerden uzak, sana anlatamam. Bak anlatıverim de dinle: Üryamda televizyon izliyom, tamam mı? Televizyonda bi adam gonuşuyo. Güya başbakanmış. Sakal dersen, nerdeyse göbeğe gadar. Hükümet olarak bazı gararlar almışlar, onları açıklıyo. Getirdikleri yeni düzenlemeleri(yasakları demiyo da) sıralıyo.
Bisiklete binmek yasaklanmış. Ancak islami bisiklet üretilecekmiş, işte o vakıt o bisiklete binebilirmişiz. Beş vakit ezan okuyan otomobil üreteceklermiş. Böylece yolculuklarda namaz vaktini geçirmeyecekmişiz. Her saat başı “Beraber ıslandık biz bu yağmurda,” şarkısını söyleyen saat üreteceklermiş, her eve bedava dağıdacaklarmış. Yeni doğan bebekler için de, sallanınca ilahi söyleyen beşik yapacaklarmış. Dindar nesil, ancak böyle yetişirmiş. Allahım sen aklıma mukayyet ol ya Rabbim diyom.
Yandaş olmayan tv ganalları açıldığında, kendiliğinden gapanan televizyon üreteceklermiş. Su saçmalığa bi bak hele. Ürya olduğunu bilsem, telâşlanmayacam ama, ürya olduğunu bilmiyom ki. Bir ecnebinin icat ettiği ampullerin üstüne, “Aslında bu bir Müslüman icadıdır.” diye yazacaklarmış. Böylece, bir ecnebinin icadını gullanmanın günahından milletçe gurtulacakmışız. Bütün hastanelere, doğumevlerine “ sezaryen yasağı ” getirmişler. Sezaryen, bizim fıtratımıza tersmiş.
Anasınıfından başlamak şartıyla, gız – erkek öğrencilerin sınıflarını ayıracaklarmış. Okul bahçeleri gız ve erkek öğrenciler için ayrı ayrı düzenlenecekmiş. Teneffüste gızların ve erkeklerin birbirlerini görmemeleri için, araya uzun boylu ağaçlar dikeceklermiş. Hatta gız öğrencileri ve erkek öğrencileri ayrı okullarda eğiteceklermiş. Böylece; gız öğrencilerin erkek öğrencileri tahrik etmesinin önüne geçeceklermiş. Bunların; gadın veya gız deyince neden akıllarına hemen sexis geliyo, anlayamıyom sevgili günlüğüm.
Gız öğrencilere gadın öğretmen vereceklermiş. Erkek öğretmenlerden bugüne gadar gızlara ne kötülük gelmiş, onu açıklayamıyorla. Erkek öğrencilerin eskiden olduğu gibi, gadın öğretmende okumalarında sakınca yokmuş. Çünkü; “Gadın için yüz garası, erkek için el gınasıymış.”… İşte burda cinler tepeme çıkmasın mı? Sinirden ellerim tiril parıl etmeye başlamasın mı! Bu gadarla galsa, ballı börek. Bak, gerisini de deyverim: Şehir içinde ve şehirler arasında gadınlara özel otobüs galdıracaklarmış. Bankalara, gadınlar için ayrı gişeler goyacaklarmış. Hastanelere; gadın hastalara bakan gadın doktor bulundurma mecburiyeti getiriliyormuş. Allah Allah! Şinciye gadar geç tane erkek dokdura gitdim, hiç birinden de bi kötülük görmedim. Ondan sonra sevgili günlüğüm; pazar yerlerini de gadınlar ve erkekler için ayrı ayrı düzenleyeceklermiş. Gadınlara özel pazarda, gatiyen erkek satıcı bulundurmayacaklarmış. Şu üryanın saçmalığına bi bakıver hele. Geçek hayatla uzakdan yakından ilgisi yok. Uygulanabilirliği yok.
İçine şeytan girmiş olabilir düşüncesiyle, her türlü müzik aletini çalmayı yasaklamışlar. Çünkü, ne olursa olsun, her türlü çalmaya yasak getirmişler. Ayakkabıların, - milletin aklına kötü şeyler getirmemesi için- bundan böyle ayakkabı gutusuna gonması da yasaklanmış. Saksıya mı goyacaklarmış bundan böyle, yoksa sürahiye mi goyacaklarmış, bilmiyom sevgili günlüğüm, orasını pek anlayamadım. Beş vakit okunan her ezanın ardından, iktidar partisi için dua edilecek, halka dinletilecekmiş. Başbakanı, iktidarı öven devlet memurlarını, ödüllendirmek amacıyla üst makamlara tayin edeceklermiş. Böylece millet, dilini dutmayı öğrenecekmiş. Darbeci olmalarının önüne geçilecekmiş.
Muhalif memurları; caydırıcı olması bakımından ve hayat tecrübelerini arttırmak için üç ayda bir-(sürgüne gönderecez demiyorlar da); rotasyon adı altında başka başka yerlere tayin edeceklermiş. Görgülerini arttıracaklarmış. Hay sizin boyunuz, posunuz devrilsin diye söyleniyom. Öğrencilere; – ileride muhalif olmalarını önlemek için- , başbakanımızı ve cumhurbaşkanımızı tanıtan, öven kitaplar (ücretsiz) dağıtacaklarmış. Halkın, bütçesine böylece gatkıda bulunacaklarmış. Ayh sevgili günlüğüm, anlatırken bile sinir bastı. Alfabemizden F ve G harflerini çıkaracaklarmış. Bütün basılı kitaplar, bu iki harften arındırılarak yeniden basılacakmış. Bu iş için maddi gaynak bulmak çok golaymış. Yeni vergiler getirerek, kimlikleri ve ehliyetleri 20 lira garşılığında yenileyerek bu işi de tereyağından gıl çeker gibi halledeceklermiş.
Dinlerken galpden gidecem ama, gerisini merak ediyom sevgili günlüğüm. Onun için televizyonu gapadamıyom. Dinlemeye devam ediyom. Her türlü paralel çizgiyi, hatta paralelkenarı bile yasaklamışlar. Bu yasağa riayet etmeyenler terör suçlusu olarak yargılanacaklarmış. Israil’e yalandan bağırıp çağırırken, öte yandan aramızdaki ticaret hacmini arttıracaklarmış. Böylece Amerika’ya sevimli görüneceklermiş. Amerika’sız, hiçbir işte başarılı olunmazmış. Bunu, milletimizin artık anlaması lâzımmış.
Açılım’ı yanlış anlayıp, orası burası açık gezen gadınların üstüne ahlâk zabıtasını salacaklar, gadınların günah işlemesinin önüne geçeceklermiş. Cennete gitmenin yolunun bile, bu hükümetin gararlarına uymakdan geçdiğini cahil vatandaş anlayacakmış. ODTÜ’de okuyan gençlere; her türlü etkinlik, basın açıklaması, mezuniyet töreni yasağı gelecekmiş. Çünkü orada terörist yetişiyormuş. Allahım! Sen herkesi guru iftiralardan sakla ya Rabbim!
Vergileri arttırmak ve kamu mallarını satmak suretiyle sağlanan kaynağı, “ sosyal yardım” adı altında seçmenlere dağıtacaklarmış. Bunun devlet değil, iktidar partisinin yardımı olduğunu söyleyeceklermiş. Çok çalışıp, çok kazananların aldığı- alacağı lüks arabaların, lüks evlerin vergisini beş katına çıkaracaklarmış. Birkaç hurmayla açlığını yatıştıran bir peygamberin ümmeti olduğumuzu böylece herkese hatırlatacaklarmış. Yerli araba dururken, yabancı arabaya binmek; harammış, günahmış. Saray gibi lüks evlerde oturmak, israfın ta kendisiymiş. Ki, Allah israf edenleri hiç sevmezmiş. Ancak bu günah, sadece vatandaşaymış. Siyasiler, itibarımızı yükseltmek için lüks arabalara binebilirler, konforlu evlerde oturabilirlermiş. Hatta 2500 odalı yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayı yapılacakmış. Dünyadaki itibarımız böylece tavan yapacakmış. Bu haberi dinleyince sevgili günlüğüm, şak diye düşüp bayılıyom; ganepenin kenarına gafamı çarpıp, ayılıyom. Golonya dökünüp aycık ferahlayınca, dinlemeye devam ediyom. Hükümetin yasakları, Yeni Türkiye için alınan kararları oku oku bitmiyo, dinle dinle bitmiyo. Sanırsın ki, pehlivan tefrikası.
Milli bayramların gutlanmasının, resmi gurumlarda iş gaybına sebep olduğu gerçeğinden( bence saçmalığından) yola çıkarak, bayram gutlamalarını galdıracaklarmış.“Tupa tapmak günahtır,” gerçeğinden hareketle, yurdumuzdaki bütün heykelleri, büstleri galdıracaklarmış. Camileri, iktidar partisinin siyasilerine açacaklarmış( Sanki açık değilmiş gibi.), orada propaganda yapmalarına olanak vereceklermiş. Dış ülkelerden gelen konukları, Anıtkabir yerine, dini sohbet etkinliklerine götürecekler, kendilerine ilâhiler dinletecekler, hatta onların Müslüman olmaları için ikna odaları açılacakmış. İşde buna “ pessss” dedim sevgili günlüğüm. Şu saçmalığa bi bak hele.
Bitmedi mi deme sevgili günlüğüm, ben de bitsin isdiyom ama bitmedi. Eşe dosta gol saati hediye etmeyi yasaklamışlar. Muhalif köşe yazarlarının evlerine, çalışma ofislerine dinleme aleti goyacaklar, bu yazarların halkı galeyana getirmelerine böylece engel olacaklarmış. Tüm çocuklara, okul öncesi eğitime başlamadan önce - 2 yaşında falan - , anasınıfında kendilerine verilecek dini eğitime hazırlamak için, golaylaştırılmış din eğitimi verilecekmiş. Gadın şarkıcı ve türkücülerin, sahneye çıkmasını yasaklayacaklarmış. Ancak, gapalı mekânda, sadece kendi hemcinslerine gonser vermelerine izin vereceklermiş. Demokrasi, bunu gerektiriyormuş.
Ramazanda, bütün lokantaların iftar saatine gadar gapalı olmasını sağlayacaklarmış. Üniversite için okul- branş tercihi yapacak öğrencileri, okula devamsızlık yapan öğrencileri, kendilerine yardımcı olması için mahallenin imamına yönlendireceklermiş. Sorun çıkaran öğrencilere muska yazılarak uslanmaları sağlanacakmış. Devletten ve çeşitli birimlerden aldıkları yardımlarla geçinen, yan gelip yatan, elinden hiçbir iş gelmediği için çalışamayan(!), gününü altmışaltı oynayarak geçirmek zorunda galan(!) vatandaşlarımız için, kahvehanelerin sayısını arttıracaklarmış.
Bu son cümleyi duyunca sevgili günlüğüm, sinirden saçımı başımı yolmaya başladım. Bi hırsla depiniver bakalım, dövünüver bakalım derken bir uyandım, ıccak yatağımdayım. Memet Amca’n da horuldayıp duruyo. Allahım ! Şu adam gibi ben de rahat bi uyku uyusam ne olur, dedim. Uyuyan adamı silkeleyerek uyandırdım. Sonra da, üryamdaki gibi bi hükümetimiz olmadığı için, üryamdaki saçmalıkların yaşandığı bir memleketin vatandaşı olmadığım için, Allah’a şükrettim…Bugün gafanı şişirdim ama sevgili günlüğüm, ne yapayım, üryam çok uzundu. Hadi öpüyom gözlerinden. Gidip üryamı suya anlatayım da, hayırlara tebdil olsun. Görüşürüz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Ben Bir Yalancıyım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Gençlik Kirez Mevsimi Gibi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.