..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




16 Eylül 2002
Öğretmenlik Yıllarımı Ve Öğrencilerimi Çok Özledim  
Kâmuran Esen
Emekli olduğumdan bu yana, okulların açılması beni çok hüzünlendiriyor. Bugün okullar açıldı ama ben evdeyim. Sanki, çok yakınımın düğünü var ama ben o düğüne davetli değilim. Bir sını


:BFAC:
Emekli olduğumdan bu yana, okulların açılması beni çok hüzünlendiriyor. Bugün okullar açıldı ama ben evdeyim. Sanki, çok yakınımın düğünü var ama ben o düğüne davetli değilim. Bir sınıfım yok üç yıldır, öğrencilerim yok, sınıfımda duyduğum coşkular yok. ”Öğretmenim!” sesleri yok. Birilerinin artık bana “öğretmenim” dememesi, derinden yaralıyor beni. Bu monoton yaşama acaba daha ne kadar dayanacağım?

Düşünüyorum zaman zaman, hatta sıklıkla: Severek öğretmenlik yaptığım yılları , - özellikle - okulların açıldığı ilk günlerdeki anlatılmaz coşkumu....Yeni öğretim yılına girerken, öğrencilerden çok daha fazla heyecanlandığımı, okulun açılmasını nasıl dört gözle beklediğimi.....Okullar açılıyor diye, çocuklar gibi kendime yeni giysiler, ayakkabılar, çantalar aldığımı, haftalar önceden her türlü okul hazırlıklarımı tamamladığımı, defter ve kitaplarımı dahi kapladığımı ....Ve bunları yapmaktan nasıl mutluluk duyduğumu.

Oysa şimdi bunlar o kadar uzak ki bana! Gördüğüm güzel bir rüyadan uyanmış gibiyim. Ben 28 yıl öğretmenlik yaptım mı gerçekten? Yoksa kısa bir rüya mı gördüm? Emekli olmakla acaba kendime haksızlık mı ettim? Oyuncağımı, neden kendi ellerimle kırdım? Mesleki coşkumu, mutluluğumu hiç olmazsa birkaç yıl daha yaşayamaz mıydım?......Bu soruları kendime sorduğumda, içimde bir şeyler kaynamaya başlıyor.Davullar çalıyor kulaklarımda. Yüreğimde gürül gürül akan ırmakların sesini duyuyorum. Beynimde, sıkıştırılmış bir yay var.Bir türlü, sıkıştığı yerden kurtulamıyor.....

Okullar açıldı, ama ben evdeyim. Sınıfa girdiğimde bana saygıyla, sevgiyle bakan onlarca çift göz yok, gülümseyen yüzler yok. Ziller yok, dersler yok, tenefüsler yok, bağrışan çocuklar yok. Sabahları, okula geç kalmak endişesiyle duyduğum tatlı telâşlar yok. Saatler bile bir şey ifade etmiyor artık bana. Üç olmuş, beş olmuş, on olmuş; ne farkeder? Duvara çakılmış bir çivi gibiyim. Öylesine çakılmış, amaçsız bir çivi. Ya da taşıdığı fotoğrafı düşürmüş boş bir çerçeve.

Zaman geçtikçe öğretmenliği, öğrencilerimi daha çok özlüyorum. Kabul etmek istemesem de....... Bunu, bırakın başkalarına, kendime bile açık açık söyleyemedim hiç. Gizli bir aşk yaşıyorum sanki.Öğrencilerimi özlemek, özlediğimi kabul etmek istemiyorum.Bu konuda kendimi neden kandırmak istediğimi de anlayamıyorum.Duyacağım bu özleme dayanamamaktan korkuyorum belki de.

Alışkanlığım olduğu üzere, bu sabah erkenden yürüyüşe çıktım.Dönüşte, yolun birden hareketlendiğini farkettim. Her gün pek fazla araba geçmeyen yol, bu sabah yoğundu. Öğrenci servisi yapan otobüslerin biri geliyor, biri gidiyordu. Köylerde çalışan öğretmenlerin de arabayla yanımdan geçtiklerini gördüm.Yol kenarında servis bekleyen öğrenciler ve veliler vardı. Herkes, bir süre ara verdiği bir koşuya yeniden başlamış gibiydi. Ben ise, bu koşuyu çoktan bırakmıştım. Okullar açılmış, açılmamış, benim için farketmiyordu. İçimden bir ses şöyle diyordu:
- Çalışmayan bir makinesin sen!
-Suyu olmayan bir değirmensin!
-Kullanma süresi dolmuş bir yiyecek veya tedavülden kaldırılmış para gibisin!
Daha neler neler!
Bir başka ses de şöyle diyordu:
- Nasıl olsa er-geç emekli olmayacak mıydın?
- Nasıl olsa, emeklilik günleri bir gün gelmeyecek miydi?
- Başarılı bir meslek yaşamın oldu.Bununla öğünmelisin, mutlu olmalısın.
İçimde konuşan iki sesten hangisinin sözlerine kulak vermem gerektiğini bir türlü bilemiyorum. Bir ikilem içindeyim. Emekli olmakla iyi mi ettim, yoksa daha çalışmalı mıydım?. Bu soruya ne “evet” diyebiliyorum, ne “hayır”. Kendimle mücadele edip duruyorum, emekli olduğumdan bu yana. İçimdeki iki kişiliğin, sürekli konuşan iki ses’ten hangisinin “ben” olduğumu anlayamadım üç yıldır.

Bu ikilemden kurtulmanın bir yolu olmalı. Ama nasıl? Bunu bir türlü bilemiyorum. Bildiğim bir şey var ki; öğrencilerimi , öğretmenliği çok özledim. Keşke öğretmenlik yıllarıma geri dönebilsem. Bir sınıfım olsa, öğrencilerim olsa. Yarışsam yine zamana karşı. Eski çalışma tempoma geri dönsem.......

Öğretmenlik yaptığım yılları geri istiyorum . Hiç olmazsa yalnızca bir tanesini. Bu kadarına bile razıyım. Ama ne mümkün!


16 / Eylül / 2002

.Eleştiriler & Yorumlar

:: En Güzel İtirafa...
Gönderen: Arzu BAYTEKİN MUMCU / Istanbul
21 Eylül 2002
Sayın Kamuran Hocam, o eşsiz kaleminizden dökülen duygular var ya, ne demeli ki??...Yeter ki, insanın böylesi gurur duyabileceği itirafları olsun değil mi? Geçen zamana, güzelliklere hep özlem duyarız.Okul yıllarına, askerlik anılarına,genç kızlık duygularına,gençliğimizin gücüne..Güzele duyulan özlem her daim yaşar bizimle.Ben de hayatımda önemi büyük hocalarımı çok özlerim..İnanın sizin sevgi tohumu serptiğiniz zamanın minik yürekleri şu an kocaman aşkla sizi özlüyordur.Mesleğini bu denli seven insana yürekten teşekkürler.Özleyin hocam, özlem acı da olsa güzeldir....

:: Güzel insan....
Gönderen: Mehmet Ali Güneş / Rize
21 Eylül 2002
Öğretmenim, canım benim.Özlemler içinde yanan o güzel yüreğine sağlık.Binlerce öğrencinizin adına haykırıyorum size o özlediğiniz kelimeyi."Öğretmenim"...

:: iyiki öğretmensiniz....
Gönderen: H.Deniz HATİPOGLU / bursa
17 Eylül 2002
inanın yazınızı gözlerim dolarak okudum. Ne kadar isterdim oysa dedim içimden sizin gibi öğretmenlik yapmış olmayı .....içinizdeki sesler sizin hala o günlerde olduğnuzun kanıtı, öğretmen her yerde öğretmendir bence. Kendinizi üzmek yerine gurur duyun öyle ki siz bu duyguyu tattınız, ya bizim gibi tadamayanlar ne yapsınlar... tebesssümle ve hoş kalın...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Ben Bir Yalancıyım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.