..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




27 Kasım 2002
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!  
Kâmuran Esen
İlgi: "Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim" Keşke elim kırılaydı da vermez olaydım.


:DHIB:
Bundan epey zaman önce, vitamin haplarımı çiçeklerime verdiğimi, bunu neden yaptığımı anlatmıştım size. ”Çingene marifetini söylerken, hırsızlığını ele verirmiş.” ya, benimki de o hesap. Yaptığım büyük yanlışı, kafasızlığımı kendim ilân ettim böylece herkese.....Hani, kansızdım ya; doktor bu nedenle vitamin hapı vermişti bana. Ancak, hapların bitiminde yapılan kan sayımında yine kanım düşük çıkmıştı. Ben de buna kızmış, yeniden verilen vitamin haplarımı içmemiş, çiçeklerime vermiştim. Hatırladınız di mi?( Sorum, sözünü ettiğim yazımı okuyanlara.).........Bakın neler oldu o günden sonra:

“İnsanın kendine ettiğini hiç kimse etmezmiş.” derler ya; ne kadar doğru. Vitamin haplarımı kullanmadığım, çiçeklerime verdiğim için, ne işler geldi başıma. Anlatayım da, bir ders alın. Ben aldım dersimi. Hem de sular seller gibi ezberledim. “Bir musibet, bin nasihatten iyidir.” Derler.

Bazı şikâyetlerim nedeniyle doktora gittim. Ayak parmaklarımda ağrılar, kalp atışlarımda düzensizlik (yani galiba) gibi. Bu arada, vitamin haplarımı çiçeklerime verdiğimi doktora söylemedim tabi. Söyleyemedim daha doğrusu, utandım. Eğer söyleseydim, belki şöyle derdi doktor bana: “Hanımefendi! Ben hapları size vermiştim, çiçeklerinize değil. Madem hapları çiçeklerinize verdiniz, muayeneye neden çiçeklerinizi getirmediniz?”...Onun yerine ben olsaydım, böyle derdim.

Yine kansızlıktan şüphelendi doktor. Kan sayımı istedi. Daha bir sürü tetkik.....Kan aldılar, hem de üç tüp. Ben kan toplamaya çalışıyorum, her gittiğimde kan veriyorum. Kan vermek, alışkanlık yapacak bu gidişle. Neyse verdim kanımı. Sonuçları bekleyemedim, eve döndüm.(Bolu’da yapıyorlar bunu, bense Mudurnu’dayım.)...

Ancak beş gün sonra gidebildim sonuçları almaya. Dikkatinizi çekerim; beş yıl sonra değil, sadece beş gün sonra. Sonuçları istediğimde hemşire hanım ; “Sonuçlar şu masanın üzerinde. Bakın bakalım sizinki var mı.” Dedi. Ne demek var mı? Demek ki olmayabilir. Baktım oradaki sonuçlara, benimki yok. Dedi ki aynı hemşire : ”Beş gün olmuşsunuz kan vereli. Demek ki kayboldu sonuçlar.” Hayret bir şey!.......Bilgisayarda tahlil sonuçlarının olması gerektiğini söyledim. O da şöyle yanıtladı: ”Yoktur yoktur! Bilgisayarımızın hafızasında problem var.”..... Kısacası benim tahliller kaybolmuş. Çünkü tahlilin üzerinden beş gün gibi çok uzun(!) bir süre geçmiş- miş.....Ve sonra yüzünü buruşturup, kaşlarını kaldırarak, gözlerini çıkardı yuvalarından. Başını iki yana salladı. Bunun anlamı sanıyorum, “Nerdeydin şimdiye kadar?” demek oluyordu.

Çaresiz tekrar kan verdim, öğleden sonra sonuçları aldım, doktora gittim. Bazı sonuçlar çok yüksek. Eksik demir bile fırlamış, tavana vurmuş.Hap kullanmadım bir şey yapmadım, nasıl yükselmiş, hayret! Bırakın demir haplarını içmek, demirin kendisini yesem bu kadar yükselmez.Yani yükselmemesi lâzım. Kolesterol da yüksek üstelik.Yağlı yemem, yumurta yemem oysa. Bir terslik var ama, nerde? İlk kez kolesterolüm yüksek çıkıyor. Doktor sonuçlara baktı, ”Kolesterolünüz düşük çıkmış.” Dedi. Şaşırdım. ”Nasıl olur, normal değerlerin çok üstünde.” Dedim....Güldü. “O hastanenin yaptığı ölçümlerde, çok yüksek çıkar. Sizinki düşük bile. Onların aletleri yanlış. Yeniden tahlil yapılacak, işte falan yerde.” Dedi.

Mecburen, doktorun istediği yerde yeniden kan verdim tahlil için. Bir de “kansızsınız” diyorlar. İyi de, ikide bir alacak kanı nasıl buluyorlar! Demek ki yine de epey kanım varmış. Oluk oluk kan alıyorlar habire. Kan alınırken dedim ki görevliye: ”İnşallah sonuçlarınız sağlıklı çıkıyordur. Bir haftada üçüncü kez kan veriyorum. Artezyenden su çekmiyorsunuz, damardan kan alıyorsunuz.” Dedim. Acayip acayip suratıma baktı. Sonra izah ettim neden böyle söylediğimi.

Eğer yine kaybolmazsa sonuçlar, iyi. Çünkü üç gün sonra almam gerekiyormuş. Bu arada yine başına bir kaza gelebilir tahlillerimin. Yoksa tekrar kan vermem gerekecek. Dördüncü kez verecek kanım kalmamış olabilir diye korkuyorum.

Bunları niye mi anlattım? Siz siz olun, vitamin haplarınızı çiçeklerinize vermeyin diye. Kan sayımı tahlil sonuçlarının güvenilir olduğu bir sağlık birimi yakalayabilmek için, benim gibi haftada üç kez kan vermek zorunda kalabilirsiniz.

Çok merak ediyorum, bakalım sonuçlar nasıl çıkacak.Verdiğim kanları toplamak için, şimdiden iri çekirdekli siyah üzümleri çatır çutur yiyorum, çekirdekleriyle birlikte. Kan yaparmış da.....Siyah üzümleri içim bulanarak yemeye çalışırken; ”Hap içmezsen, işte böyle iri çekirdekli üzüm yersin.” diye söylenip duruyorum kendime.......Ben bunu çoktan hakettim. Vitamin haplarımı çiçeklerime vermeseydim, hiçbir şey olacağı yoktu. Ah benim akılsız kafam, ahhhh!

Önemli not: Kan yapıcı yiyeceklerin neler olduğunu bilenleriniz varsa, söylesin. Kendileri, tarafımdan memnun edilecektir. Nasıl mı? Hele bir düşüneyim, bulurum....Ama yapılan önerinin olumlu sonuç vermesi şartıyla. Yok öyle üç kuruşa beş köfte.:)

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Dana dalagi...
Gönderen: Fikret Simsek / Almanya
2 Aralık 2002
Yazinizi okurken cok keyif aldim. Öncelikle size gecmis olsun. Benim size önerim bol bol dana dalagi yemeniz... Annem bize kan vardir yeyin derdi hep... Yattigi yerler nur olsun.... Yazdiklarinizi okuyunca sevgili annecigimi hatirladim...Birde bu tahlil sonuclari ve cektiklerinizi ben yasasam acaba ne yapardim diye düsündüm... Cok harikasiniz, zevkle okuyorum yazdiklarinizi. Elinize, yüreginize saglik... Sevgiler, saygilar.

:: :))))))Vay be!
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu
30 Kasım 2002
Ben bir yol biliyorum arkadaşım\'Bırak üzüm müzüm yemeyi,bence vampir ol sen!Dişlerini çıkarınca tahlilini doğru yaparlar belki,kimbilir:))))Güleriz işte ağlanacak hailimize.Geçmiş olsun arkadaşım!Yazın gerçekten çok güzeldi.Bence bu yazının kopyasını Sağlık Bakanlığına göndermek gerek.Düzeltsinler bakalım,nasıl düzelteceklerse değil mi?Televizyonlara çıkıp kuru-sıkı atmaya benziyor muymuş bakalım,bir görelim!Ne dersin,hı!..Selam ve sevgiler benden!

:: Kırmızı Şarap
Gönderen: M. Sinan Gür / İstanbul/Kadıköy
27 Kasım 2002
Merhaba, Öncelikle rahatsızlığınızla ve ona rağmen başınıza gelenlerle dalga geçişinizi takdir etmek gerekir. Herkes yapamaz (Böylece Bolu’daki bir hastanenin Türkiye’nin başka bir yerindeki hastaneden farklı olmadığını da öğrenmiş olduk). Sonra bir geçmiş olsun dileği vee... “kansızlığa ne iyi gelir” sorusuna yanıt arama... Birkaç şey var. Koyu kırmızı şarap, pekmez, nar, nar ekşisi ve kuruyemiş de olabilir. Ben olsam şarabı tercih ederim. Daha eğlenceli :).




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Ben Bir Yalancıyım!
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Gençlik Kirez Mevsimi Gibi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.