|
• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar |
1
|
|
|
|
Karadeniz'in incisi Trabzon þair, yazar, ressam; genel anlamda söylemek gerekirse sanat erbabý bakýmýndan Türkiye'nin en bereketli topraklarýnýn baþýnda geliyor. Bu þehir her alanda olduðu gibi sanat alanýnda da farkýný fark ettiriyor büyük küçük herkese. Trabzon'un sanat alanýndaki önemli isimlerinden, kalem erbaplarýndan biri de, yazdýðý birbirinden kýymetli kitaplarla bu alandaki rüþtünü herkese ispatlayan Bahaettin Kabahasanoðlu'dur. Türkçeyi ustaca kullanan Kabahasanoðlu bugüne kadar hikâye, roman, deneme, þiir, tiyatro (oyun) ve hatýra türlerinde birbirinden deðerli onlarca eser býraktý bu ülkenin okumayý seven güzel insanlarýna. Dilerseniz onu, siz kýymetli okurlara kýsaca tanýtmaya çalýþalým. |
|
2
|
|
|
|
Bazý insanlar için bir yaþam tarzýdýr þiir, yaþama sebebidir. Belki de hayatýn ta kendisidir, öznesidir. Þiir, yaþam sevgisinin berrak pýnarýdýr. Hayatý idame ettirebilmek için nefes gibidir. Þair söyleyecek sözü olandýr. Þairlik en zor zamanlarda bile dik, diri ve iri durmaktýr. Sözcüklerin gücünü güç edinmektir. Bir duygu iþçiliðidir þiir. Yusuf'un zindandaki duasý, Züleyha'nýn sýcak gözyaþý, Ýbrahim'in teslimiyetinin söze bürünmüþ hâlidir. Ham sözlerin iþlenmiþ, son safhasýdýr. Þair kelimelerin elinden tutandýr. Þair, þiirin coþkun ve derin sularýna kendini býrakandýr. |
|
3
|
|
|
|
"Yaðmur Kokusu" Ordulu kýymetli þair ve yazar Yýlmaz Ýmanlýk'ýn kaleme aldýðý 112 sayfalýk bir hikâye kitabýdýr. Kitapta birbirinden güzel ve özgün 27 hikâye bulunmaktadýr. Hikâyeler kýsa hikâye türüne girecek cinsten metinler. Her biri üçer beþer sayfalýk tadýmlýk metinler. Onun için de okuyucuyu yormuyor ve sýkmýyor. 13,5 x 19,5 ebatlarýndaki söz konusu kitap 2023 yýlýnda Ateþ Yayýnlarý tarafýndan okuyucuyla buluþturulmuþtur. |
|
4
|
|
|
|
Akif ismi, anlamýndan mý, yoksa Mehmet Akif duyarlýðýndan mý, çok beðendiðim bir isim. "Ýsmiyle müsemma" denilen deyimin bir adama bu kadar yakýþtýðýna çok rastlamadým. Mehmet; hamdeden, Akif ise, ideallerinden taviz vermeyen, kararlý anlamýnda. Mehmet Akif Ersoy da isminin bütün özelliklerini taþýyor. |
|
5
|
|
|
|
Roman, dedesi yaþýnda bir adamla evlendirilen, ergenliðini yeni yeni yaþamaya baþlayan, genç bir kýzýn dramatik, kýsacýk yaþamýna yer veriyor. Romandaki en çarpýcý ve saklý öðe bu. Bu öðe dinsellik, kutsallýk ve “ipek dokunuþlu, ayva gülü gibi kokan” müezzin ezanlarýnýn verdiði rehavetin ötesinde kanayan gizli bir yara olarak kendini belli ediyor. Yaranýn çok derinlerde olduðu, yazarýn da nasýl bir baský altýnda olduðu, bir çok þeyi açýkça dile getiremediði seziliyor. |
|
6
|
|
|
|
Dede korkut'la baþlayan hikayeciliðimizden bir kesit: Dede Korkut'tan Yegenek hikâyesi... |
|
7
|
|
|
|
Günümüz modern dünyasýnýn temel edimlerinden biri olan yazmak meselesi belirli bir önem dünyasýna hakim olmasýyla birlikte içinde muhtelif sorunlarý da ciddi anlamda tartýþma sahasýna sokmuþtur. Temeli “fi” tarihinde baþlayan “sanat için mi; yoksa toplum için mi yazmalý?” anlayýþýnýn varyasyonlarý þeklen deðiþip nitelik olarak ayný kalarak halen entelektüel kirlilik oluþturmaktadýr. Bu mülahazalarýn çözümü pek mümkün gözükmemekte ve daha da ötesinde bir tefekkür mülahazasýndan öteye geçmeye muvaffak olamayacaðý izlenimi oluþturmaktadýr. Çünkü yazmak, tamamiyle, ne sanat içindir; ne de toplum için. Yazmak bir tarafýyla sanat için olanla; toplum için olaný birleþtirmektir. Peki günümüzde kaç yazar bunu baþarabiliyor? Tabii ki, bu soruya cevap bulmak eleþtirmenlerin baþlýca görevidir. Bu baðlamda, biz de bir bütün olarak düþünülebilecek bu sorunun bir parçasýný yanýtlayabilmek adýna, kitaplarý çok satan bir yazarýmýz olarak Halit Ertuðrul’un “Kendini Arayan Adam” adlý kitabýndan hareketle, bu konuda dikkatimizi celbeden sorunlarý dillendirmeye çalýþacaðýz. |
|
8
|
|
|
|
Bu þiir Ýsmet Özel kaleminden çýkmýþ bir þiir. Ben okuyunca utandým. Oysa Allah kadýnlarla ilgili ayetlerde, kadýný ötekileþtirici bir tavýr takýnmýyor.
|
|
9
|
|
|
|
Ýlk kitabý “Ýntihar Ýlacý (1985)”ndan bu yana; içe dönüklüðü, alaycýlýðý, daðýnýklýðý ama cebirsel kurgulu þiiriyle kendine has bir üslubu ve dili olan Hüseyin Atlansoy’un “Yarýn Bekleyebilir” þiir kitabýný okudum ve çok beðendim. Aslýnda kitap hakkýnda tek cümlecik özet istense: Atlansoy’un kendi ifadesiyle: “Yarýn bekleyebilir, beklesin!” sözüyle tanýmlayabilirim.
|
|
10
|
|
|
|
Türkiye’nin gündemine bomba gibi düþtü “Metal Fýrtýna” |
|
11
|
|
|
|
Uzun zamandýr kitap tanýtýmý ve eleþtirisi yapmýyordum. Bunun nedeni de yayýna hazýrladýðým kitaplarýmdý. Önemli ölçüde bu çalýþmalarý azalttým. Önümde iki önemli ser kaldý; biri yeni bir kurgu ve tekniði denediðim öykü kitabým, diðeri is tarihsel süreçte gerek devletler, gerekse kendi toplumumun yaþadýðý maðdurluklar… |
|
12
|
|
|
|
Ben, "Yazar ve þair kimdir?" sorusu üzerinde durmak, arkasýndan da "Bir ülkenin geliþmesi nelere baðlýdýr? Sorusuna sosyal geliþim sürecinde yanýt aramak istiyorum. Sonra da bu sanatsal çerçevenin geliþimi doðrultusunda ülkenin geldiði ya da getirildiði duruma deðinmek istiyorum. |
|
13
|
|
|
|
Barýþçý olmak, barýþý arzulamak yetmez. Barýþ için savaþmalýdýr. Boþnaklar, orada mýsýnýz? |
|
14
|
|
|
|
Diren Yardýmlý nerdesin be kardeþim, kop gel sarýl deðiþime, deðiþim muazzam bir attýr, ona binmelisin! |
|
15
|
|
|
|
Öðretmenlik yaptýðým yýllarda rahatsýzlýk duyduðum bir konu vardý. O da Atatürk’ü öðrencilerimize anlatabilmek ve tanýtabilmek için giriþtiðimiz yoðun çabalardý. Rahatsýzlýk duymam; Atatürk’ü tanýtmak ve anlatmak için gösterdið |
|
16
|
|
|
|
Ýzedebiyat sitemizin, yazarlarý ve okuyucularý hiç bir þekilde yüzyüze gelemiyor tartýþamýyor hep bir sýnýr, bir engel var arada, þimdi bu eksikliði facebook grubumuzu kurarak gidermeye çalýþtýk. Eleþtiri, beklentiler ve sitemizde görmek isteyip de editörlerine ulaþtýramadýðýmýz sorunlarý tartýþacaðýz. Ýzedebiyat editörlerinin de katýlmasýný istiyoruz. Biz bu siteye sahip çýkmaya kararlýyýz. |
|
17
|
|
|
|
Matrix filmi üzerine William Irwin'in derlediði yirmi felsefi yazýdan oluþan Matrix ve Felsefe kitabý üzerine kaleme alýnmýþ bir kitap eleþtirisi. "Ayný masallarý dinlemelerine raðmen, ötekiler hiç böyle bir þey yaþamadýlar" Novalis |
|
18
|
|
|
|
Cevahir Caþgir, 2009 yýlýnda Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarý Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Mezun olduktan sonra Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’na girerek sözleþmeli oyuncu olarak görev yapmaya baþladý.
Caþgir, her ne kadar bir tiyatro sanatçýsý ise de onun edebiyat yönü de çok kuvvetlidir. Þiiri çok seven Caþgir, daha ortaokul ve lise yýllarýnda þiir okumaya baþlamýþ, küçük yaþlarda þiirle tanýþmýþ ve þiiri bir tutku haline getirerek þiirler yazmaya baþlamýþtýr. |
|
19
|
|
|
|
Barýþ Abi ara ara çalýp söylediði, birçok kez de Ayten yengemin eþlik ettiði müzik adeta kafama derin bir iz býraktý ve bir daha da silinmedi. Bunlardan biri de o zamanlar Edip Akbayram’dan, sonralarý da Ahmet Kaya’dan dinlediðim Aldýrma gönül türküsü. Sabahattin Ali ile ilk tanýþmamýz bu vesileyle oldu. |
|
20
|
|
|
|
Türk milletinin âb-ý hayat hükmünde deðerleri ve deðerlileri vardýr. Bunlardan birisi de Cemil Meriç’tir. Meriç, ömrünü düþüncenin girdabýnda geçirmiþ, Osmanlý’nýn inkýrazýný içinde yaþamýþ ve hissetmiþ bir akýl hocasýdýr. O, fikir namusunu yüreðinin derinliklerinde hissetmiþ, eðilip bükülmeden ve yalpalamadan dimdik ve haysiyetli bir duruþ sergilemiþtir.
|
|
|
|