..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Yunus Emre Coşan




13 Ağustos 2008
3 Başkanla Baş Başa  
Yunus Emre Coşan
DağSes Gazetesi Yazıları


:BACB:
Keles’te Mustafa Bektaş, Orhaneli’de İrfan Tatlıoğlu, Göynükbelen’de Hüseyin Bozkurt… Üçü de yörenin sayılı isimlerinden…

Sıkıntıları var…

Keles’te Mustafa Bektaş’ın ölü yatırım yapmaktan ürktüğünü söylemeliyim. Belediye imkânlarının uç uca yönetildiğini söylüyor. “Eğer halı sahada oynayacak genç bulamasaydık karşısına geçip bakardık,” diyor. “İdareci olmak ileriyi görmektir yoksa idareci olmanızın bir anlamı olmaz” diyerek zor bir görevde olduğundan bahsediyor.

Kocayayla için güzel planları var… Şölenlerin yaylaya zarara uğrattığını kendisi de biliyor. Yayladan çoğu kimse menfaat kazanıldığını söylese de beş para etmeyen doğa güzelliği bulunuyor. İşte bu noktada ‘5 para etmeyen bir yer nasıl 10 para eder’in hesabı yapılıyor. Yaylanın cazibe noktası olma yolunda çalışıyor. Bunu istemeyenler var tabi… 1-2 kişinin “mera” olarak kullandığı yaylamız turizme bir türlü açılamıyor. Mera kanunu belediyenin yüklü bir miktarı ödemesini gerektiriyor. Bu da zaten kıt kanaat ilerleyen belediyeyi zor durumda bırakıyor. Gece 2 de başkanı su deposunun çevresinde görürseniz şaşırmayın… Hem de bu bilhassa tatil geceleri olsa bile. Ben gördüm şaşırdım. Bektaş’ı böyle bilmezdim.

Bursa’dan gelen Keles’te kendini harcıyorsun, gel daha ekonomik görevlerde bulun tekliflerini: “Burası benim memleketim” diyerek geri çevirdiğini bilmezdim. Avukatlığını bilirdim, belediye başkanı olduğunda kazancının düştüğünü bilirdim ama hizmet ederek huzur dolduğunu yeni yeni öğrendim.

Yayladaki birkaç tesisin camını kıran menfaatçilerin, alkollü sapık eğlence düşkünlerinin hep karşısında durdu. İhaleleri iptal etti. Görev yaptığı sürede Keles’te huzuru bozan bir durum ortaya çıkmadı.

İrfan Tatlıoğlu ise zaman zaman bahsettiğimiz üzere tabiri caizse ‘eğitim delisi’ bir başkanımız bir öğrenci sınavı kazansın ben 10 seçim kaybedeyim ne çıkar diyerek hizmetini sürdürüyor. Popülist bir yaklaşımı da yok. Bektaş gibi o da basında boy boy çıkmayı sevmiyor. Yıllık broşürlerimizle ne yaptığımızı tanıtalım yeter bize diyenlerden.

Şimdilerde ne mi yapıyor? Yörenin sözcülüğüne soyundu. Kalkınmada öncelikli yöre vasfına kanun elvermediği için yörenin teşvik kapsamına alınmasını istiyor. Bu yolda da ‘tek başına’ hayli yol almış durumda. Yanında kimsenin olmadığını söylüyor. Ama biz olacağız. Ancak bu teşvikin ‘pis sanayi’ olmasını istemiyor. Yöreye has bir sanayinin olmasından yana. Öyle kocaman kocaman alanlarımız da yok zaten. Aynı zamanda eğitimin, bilinçlenmenin ve birlikte yaşayıp selam verme onurunun da teşvik edilmesini istiyor. Çok mu şey istiyor?

Gelelim Hüseyin Bozkurt’a kendini CHP’nin milli görüş kanadından olarak tanıtıyor. Alaycı bir tanım elbette. Bunu Göynükbelen’in çıkarları için yaptı. AKP’den CHP’ye transfer olarak cümle âlemi hatta Baykal’ı bile şaşırttı. “Bizim bu kanat ne zaman kuruldu” dedi Baykal Efendi.
O da göçün önüne geçmek için çırpınıyor, cazip noktalar bulmak istiyor. “Burada kimse kalmadıktan sonra fabrikayı ne yapayım?” diyenlerden. Haklı elbette…

Yıllardır sömürüldü belde belediyeleri. 100 lira aldılarsa 45 lirası bağlı olduğu merkez belediyelere aktarıldı.
Her şeye ve herkese rağmen 3 başkan da umutlu… Partilerin ilçe teşkilatları zayıf olsa da onlar hâlâ bir şeyler yapabilmenin telaşında. Seçime az kalsa da popülist yatırımlardan özellikle kaçınıyorlar. Orhaneli oraya buraya taş döşemek yerine yolun altında görünmeyen belediyecilikle uğraşıyor. Sıra sosyal belediyecilikte diyor. Eğitime, sağlığa kısacası ‘insan’a hizmette…
Keles yine sosyalleşmenin ivmesinde... Birbirini tanımayan insanlar topluluğu olmasını istemiyor Bektaş. “Üniversitelilerin verdiği bir selam bozuk moralimi düzeltir, okumamış biri bana çok şey öğretir” diyerek işini özetliyor aslında…

Yeter ki biz ne istediğimizi bilelim, Neyi niçin istediğimizi…

İsterken de yerel yöneticilere katkı sunmayı asla unutmayalım. Çünkü büyük bir eksikliğimiz istemediğimiz bir şeyin yerine yenisini önerememek. O hâlde ya bir yol bulun ya da başkanlarımızın önünden çekilin!




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çabalayan Adam Niyazi Çapa
Arabası Dört Teker
Termik Santrale Nereden Bakmalı?
Mustafa Şahin ile Yeniden
Kampus Kent Keles
İrfan Başkan'ın Eğitim Işığı
Rafting Hep Aklımızdaydı
Dağdan İnene İş Var!
Demirel'den Selam Var
Danışık'tan Dip Notlar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Jandarma Ne İşe Yarar?
ve Kozalak...
Bursa'yı Sevmek Bursa'yı Bilmek Midir?
Sadağ Kanyonu
Kanas - Der'den Anlamlı Kutlama
Rektör Umut Verdi
Kepler Düş'erken
Şenlikler, Hayırlar, Bizler
Kpss Gençliği
Dağ'ın Asfaltsız Yolları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dedeme [Şiir]
Beşinci Yalnızlık [Şiir]
Şişe Kıran Kız [Şiir]
Geleceğe Mektup Yazmak [Eleştiri]
İnsanı Yücelt ki Devlet Yücelsin [Eleştiri]
Kocayayla Sahipsiz mi? [Eleştiri]
Suya Sabuna Dokunmamak [Eleştiri]
Peynir Yiyen Polis [Eleştiri]
İşgüzar Öğretmen [Eleştiri]


Yunus Emre Coşan kimdir?

Hayatın öğrenciliği, öğremciliğin bir hayat olması asıl hayata karşı bir bakış. . hayatın biteceği yerden hayata başlamak. . Keles'ten Bursa'ya Bursa'dan İzmir'e kıvrılarak ettiğim yolculukların tadı yok 3-5 şeritli yollarda. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Sunay Akın


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yunus Emre Coşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.