Geçtiğimiz günlerde Ankara’daydım. Ünidağ’ın eski başkanlarından Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği öğrencisi Ahmet Teke ile sohbet etme fırsatını yakaladım. Ünidağ’ın bugünkü hareketliliğe gelmesinde büyük rolü olan Teke ile Keles ve öğrenciler üzerine konuştuk. Önceleri siyasetle de yakından ve aktif olarak ilgili olan Teke öncelikle şuna vurgu yapıyor: “Bir öğrencinin öğrencilik yaşamı boyunca başına gelebilecek her şeyle karşılaştım. Öğrenci yaşamı, istekleri ve zorlukları konusunda profesyonel olduğumu varsayabiliriz.” Hocalarının staj yakmaları, önceki üniversitesini bırakıp başka bir bölümü yeniden okuması, uzayıp giden öğrencilik anıları sonunda biraz da alaycı bir ifadeyle kendisini “uzman öğrenci” olarak tanımlıyor. Laf dönüp dolaşıp caddelerini bir zamanlar omuz omuza birlikte aşındırdığımız Keles’e geliyor. “Ne halde?” diye soruyor. Bayramda bile gidememenin özlemiyle. “Öğrenciler var, yeni bir değişiklik yok” diyorum. “Keşke alt yapısı hazırlanarak, aktivite alanları vs. planlanarak üniversite gelseydi” diyor. Ardından da ekliyor: “zaten onlar olsa üniversiteye gerek olmazdı” diye. “Keles’te öğrencilerle ilgili neler olmalı? diye konuştuğumuzda Keles halkının üniversite öğrencileriyle nerede tanışırlarsa öğrencileri öyle hatırlayacakları üzerinde fikir birliğine vardık. Örneğin bir kavgada tanışırlarsa öğrenciler kavgacı olacak, bir tiyatro oyununu izlemeye gittiklerinde öğrenciler sanatçı olarak değer görecek. Halk: “A! Ne güzel şeyler yapıyor çocuklar” diyecek. Madem üniversite kuruldu, bacasız sanayinin küçük bir kısmı Keles’e kazandırıldı, bundan faydalanmalıyız. Keles halkı ile öğrencileri Keles kampusünde yaşayan öğrenciler gibi düşünülmeliler. Sosyal aktiviteler düzenlenmeli, sportif faaliyetler ya da sivil topluma yakışır örnek dayanışma gerektiren faaliyetler… Adını siz koyun. Burada yerel yönetimin önemi büyük elbette… Öğrencileri ve halkı teşvik edecek, onların faydalanacağı tiyatro salonları, kapalı spor salonları yapacak. Keles’in kültürel faaliyetlere aç bir yapısı olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerin Keles’ten gittiklerinde: “Her şeyiyle iki yılda olsa bir üniversite okudum. Ne güzel yermiş şu Keles…” diyerek memleketlerine gitmelerini istiyoruz. Üniversitenin sosyal, ekonomik ve kültürel getirisini Keles’e kanalize edebilecek örnek projeler oluşturulmalı. Teke bu noktada yerel yönetimlerin eksiği olduğunu söylüyor: “Elbette saha yapılmalı ama yarın bir gün ilçeye uzak kalması yönünden ciddi problemler başlayacaktır. Bu tür noktaların canlı tutulması gerekir.” Evet, Keles’in öğrencileriyle kucaklaşabildiği ortamlar oluşturulmalı. Şunu unutmayalım önünüzden gidenleri takip edersiniz arkanızdan gelenlerin ne yapacağını kestiremezsiniz. Bütün eğitim kurumlarıyla Keles bir yerleşke kent olma yolunda ilerliyor. Ev sahibi-kiracı, müşteri-bakkal, öğrenci-halk gibi ayrımların yapılmadığı ve en önemlisi üniversitede kutuplaşmaların yaratılmadığı bir Keles idealimiz olan Keles. İlköğretim ve orta öğretim de sorunu kalmamış, barınma olanaklarıyla eğitimcileriyle Türkiye’de örnek bir ilçe, neden olmasın?