Tanrı insanı yarattı, insan da sanat yapıtını. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bu Makalenin dayanağı,(Tevbe/71) Ayetinin yüklediği ilahi sorumluluktur! Bugün İslam ümmetinin İzzetli evlatlarının, ’’Fil dişi kulesi’’ ne çıkıp oradan halka ahkam keserek, halk adına halkı yönettiğini sananları tanıma zorunluluğu ehem bir hal almış. Bu zorunluluk her insanın en tabii hakkı olmakla birlikte, Özellikle ’’Hürriyet’’ ve ’’Adalet’’ Mektebi aşkınlarının en temel öncelikli zorunluluğudur. Biz Demokrasi adına sömürünün geçmiş tarihine değinmeden bugünü değerlendirelim, acaba aynı sonuca varacakmıyız? Batılı ülkeler; ’’sömürünün ve zulmün kara pençesi’’ne düşürdükleri milletlerin gençlerinden birinci derecede korkmaktadırlar. Neden? Zira gençlik kendi haline bırakılırsa kendi değerlerine, kendi kültürüne, kendi öz inançına dönüş yapabilir! Ve böylece kara pençelerini geçirdikleri ülkelerin gençliği, batıya karşı yeniden kendisi olma mücadelesini başlatabilir. Böylece ’’Batının örümcek ağı gibi bütün değer ve zenginliklerini tar-u mar eden elleri’’ni kırabilir, sömürü ağlarını kesebilir ve onların sahte özgürlük ve eşitlik kavramlarının altında gerçekte kendilerini sömürmek için yatan çıngıraklı yılan zehiri gibi öldürücü bir zihniyetin olduğunu keşf edebilir! İşte bu desise’lerin anlaşılmaması için batı, sahte kahramanlar yetiştirip sözde üçüncü dünya ülkeleri (gerçekte birinci dünyadır, zira medeniyetin, ilim ve irfanın beşiğidir) yada geri kalmış dedikleri ülkelerin halkları adına mücadele verdirip, onları Özgürleştirmek ve ’’Adalet kemerini kuşandırmak’’ adına! Kendi kahramanlarını piyasaya sürer. Elbette planını uygularken, bu tür kahramanları kendisine düşmanmış gibi lanse ettirmeyi de ihmal etmez!... Hakları gasp edilmiş, bütün değerleri talan edilmiş ve arayış içinde olan milletler, zavallılaşıp adeta köle halini almış mensupları ve özellikle gençiliği, sahte kahramanların sundukları Hürriyet ve Adalet sloganlarına isteyerek/istemeyerek takılır. Uzun ve yorucu uğraşılardan sonra tam oyun ve tuzaklar deşifre edilmek üzere iken, daha önceden hazırlanan Bir başka planlarını tekrar onlar adına bir başka sahte kahramanla aynı sahnede bir başka oyun adı ile sahnelerler. Batının bu oyunu Asya ve Afrika da dönme dolap gibi tekrarlanır durur! Demokrasi anlayışı işgal ve cinayet ise; Amerika demokrasisini vazgeçilmez kıstas olarak algılayan zümrenin yaratılış felsefesine dokunmadan devam edelim! Ancak şu soruyu da Asya ve Afrika’nın Demo-krasi’sinin ’’Mutlak Havarileri’’ne sormadan geçmeyelim. “Liberal”, “muhafazakar”, “çoğunlukcu”, “parlementer”, “temsili”, “sosyal” gibi düzinelerce çeşitleri adına kim? Ne kadar ekmek parsı kazanıyorlar!? Chomsky’den;’’Beşinci Özgürlüğü ön planda tutan, diğer özgürlüklere ancak Beşinci Özgürlüğe zarar vermedikleri sürece yaşama hakkı tanıyan proğramların hayata geçirebilmesi için devlet; yalan üzerine, aldatmaca üzerine, hile üzerine dayalı bir yapı oluşturma durumunda kalmaktadır. Bunun için ideolojik kurumlarla işbirliğine gitmektedir. Ülke içinde gelir ve güç dengelerinin oluşturulmasında, „serbest pazar fikri“nin işleyiş tarzında devletin bu politikasının izlerini açıkca görmek mümkündür.’’ Demokrasi şaklabanlarının dünyaya zorla dayatıp kabul ettirmek istedikleri ve kendilerince halkın ’’necat gemisi’’ kabul ettikleri ’’sözde demokrasi’’lerinin temel kıstasları nelerdir? 1- Konuşma (fikir) özgürlüğü 2- İnanç özgürlüğü 3- Eylem özgürlüğü 4- Temel ihtiyaç özgürlüğü olmak üzere ’’dört ana ilke’’den oluşur. Dünya halkları hangi kültür, inanç ve medeniyetten olurlarsa olsunlar, istisnasız bu nimetten faydalanma lütfuna ermeliler! Şayet Demokrasi nimetinin kutsallığını idrak edecek bilinç seviyesine ermemişler ise, o zaman da zorla ve ’’gerekirse silah gücü ile bu nimet dayatılmalı’’! Peki bunlar doğuştan İlahi bir lütuf olarak yaratıcı tarafından, inançlı/inançsız insanoğluna verilmiş haklar değilmidir ki? Demokrasi adına yeni bir etiketle ve lütuf olarak piyasaya sürülsün? Birde kendilerine ve yandaşlarına ait özel statüsü bulunan beşinci ilkeleri daha varki; onuda onlardan dinleyelim! Chomsky’den;’’Beşinci Özgürlük nedir diye? Soracak olursanız... Beşinci Özgürlük; soyma, sömürme ve hüküm altına alma ve sonuç alabilmek için her türlü güce başvurma özgürlüğüdür.’’ Daha da ilginç olanı şudur ki; Batılı bir müsteşrik olan Noam Chomsky müslüman ’’sözde sorumlu adanmışlar’’dan daha cesaretli bir tavır daha açık bir eda ile düşüncelerini ortaya koymakta hiç bir beis görmemekte nedir o? Sorumlu adanmışlardan daha cesaretle söylediği elbette. ABD’nin bu cümleden Batının çirkin politikasını ve çarkının nasıl döndüğünü hangi sade dille anlattığını ... Chomsky’den; ’’Beşinci özgürlük soyma, sömürme ve hüküm altına alma ve sonuç alabilmek için her türlü güce başvurma özgürlüğüdür. (Kimin için bu özgürlük elbette bilmiyor değiliz!).Bizlere rehberlik eden yol değiştirme ilkesi ile uyumlu olmak üzere geçmişin olayların bizim milli gayemiz’in hoş olmaktan çok; nahoş anlarını yansıtmakta olduğunu kabul etmemiz daha uygun olacaktır. Ne yazık ki, artık herşey değişmiştir. Yalan, değişen hiçbir şey yoktur. Geleneksel kurbanlarımız dün yaşanan korkunç olayları bugün de bir eksiksiz yaşamaktadırlar. Biz onların sırtlarındaki kamburlarıyızdır ve onlar bu beladan hala kurtulabilmiş değiller. Üstelik bir de bizim medeni, gayrisinin vahşi olduğu yolundaki iddialarımızı dinlemek mecburiyetindedirler. İşlenen her türlü cinayet ne denli vahşiyane ve ne kadar barbarca olursa olsun, bizim entellektüel kültürümüzün b o y a c ı (Mazlum milletlerin sinesine yerleştirdikleri yerli uşakları kendi rengine boyayarak satışa sunar!) dükkanında süslenip-püslenip gelinlik kız görüntüsü kazanabilmektedir.’’ Evet parentez içindeki cümleler hariç Chomsky’den aynen aktarıldı. Sahi Chomsyk gibi bir müsteşrik politikacının bu denli ’’açık tüyo’’ vermesi bizce normal mi? Yani gerçekten ezilenlerin safında yer aldığından ötürü mü aleni olarak kendi düzeninin kirli çamaşırı sayılan ABD’nin beşinci özgürlüğünü deşifre ediyor? İlginç! Sanki Chomsky sömürünün altında inim, inim inleyen Mazlum milletlerin kurtarıcı Havarisi, Mesih’i nefha olmuş! Oysa aynı Chomsky sahip olduğu ’’milyon dolar’’lar sermayesini sömürülen ’’Mazlum milletlerin alın terin’’den devşirmiştir. Ve Terör İsrail rejimi için ömrünü harcamaktan çekinmemiş. Şeytan’ın Musa’yı Tevhid’e davet edişi gibi bir Şeytanlığı var da ondan ötürü bir kısım mahremlerini açıyor! Mü’minlerin basiret ve ferasetinden şüphe etmeyerek, yakiynen biliyoruz ki, Chomsky’nin de kirli emellerini biliyorlar! Zira onlar/küfür aynı kumaşın bezi ve tek tip üründürler. Ama üzerinde düşünülmesi gereken tarafı şu olmalı ki, mazlumların ve zavallıların önüne sunulan ’’barbi’’ güzelliğindeki yapmacık oyunlarla dini, kültürü, medeniyeti ve algıda ki farklılığına rağmen!… Bu cevabı herkesin kendi inandığı değerlere sunması ve ayrı bir perspektifle değerlendirmesi ise farklı bir konudur. Bir başka müsteşrik tarihçinin “ yaşayabilmemiz ancak militan bir tavır takınmamızla mümkündür. Disiplin her güçlü ordunun temel direğini oluşturur“ sözleri acaba İslamın “Allah yolunda mücadele edin“ ve “inancınızın size yükledikleri ile hayatınızı düzenleyin“ öğretisinden farklı bir şey mi söylüyor? İlahi önderlerimizin öğretilerinde “siz söyleyene değil söylenene bakın“ ikazı bize sözü edilen prensipleri kabul etmemizi gerektirmez mi? Bunun ötesinde onların olsun demokrasileri, özgürlükleri ve insan hakları. Kaldı ki, bunlar kendi söylediklerine de sadık değiller. Batı, Mazlum milletlere (özellikle Filistin, Afganistan, Irak ve ümmetin tamamı) aktif mücadeleden başka bir dilden anlamaz dedirtecek kadar vahşileşti. Neden? Uzakdoğu İslamı (Endonezya, Malezya gibi) şu an için batıya tehdit dışı islamın etkisinde ise de... Sömürge ve batı emperyalizmine karşı koymak ’’Kelami ve Mezhebi’’ tartışmaları ya da ’’mensubiyet’’ olmaktan daha öncelikli oldu. ’’Hıra dağı kadar Müslüman, Tanrı dağı kadar Türk’’ sentez morfini ile uzlaşmayan bir İslam’a duyulan ihtiyaçla inançlar yeniden şekilleniyor da ondan. Neden? Tarihin levhalarına sıkıştırılmış ilahi şahsiyetlerin manevi kişilikleri ve getirdikleri, bir halkın karekterinde hayat bulması dünyaya yansıyan sonucu verdi de ondan. Neden?Geçmişte İslam coğrafyalarının haritasında pervasızca yapılan manüpülasyonlar sonucu oluşan sınırlar, şekillendirenlerin ummadıkları bir farklılıkla şekillenecek safhaya geldi. Şekillenen yeni sınırlar jeolojik kıvrımlardan ziyade, ideolojik bir oluşumun öncüsü olan ’’siyasal islamın üssü’’ olan evrensel diriliştir de ondan. Neden? Bugün Evrensel islami harteket-ler dönüşü olmayan bir rotaya girmiş ve ’’Tarih Treni’’ olanca hızıyla hedefine yol almakta iken, Trenin bir vagonu olması gereken Ülkemiz hala o senaryolardan kurtulamamış ise de ... ondan. Birde; egemen güçlerin çöküşünde iki rol etkendir. Biri, mevcut egemen gücün zulüm ve Adaletsizliğin neticesi ile egemenlerin etkisinde olan diğer dünyanın mensuplarının başkaldırısı ve kontrolden çıkışı. Diğeri ise; Egemen gücün kontrölünde olan güç odaklarının kendi inisiyatifleri ile kontolden çıkarak mevcut egemen gücü çöküşe hazırlaması... ...Ve Hindistanlı mücadeleci şahsiyet ”Mahatma Gandi” nin dahi; “Ben Hindistan halkına yeni bir şey getirmedim, Kerbela kahramanı ve onun yaşadıklarından çıkardığım sonucu Hindistan halkına hediye ettim” demesi ise bu mektebin (İslamın) evlatlarından daha iyi tanıyor olmasını gerektirmez! Öyle ise; İslam ümmeti, asla demokrasi şaklabanlarının oyununa gelmeyecek kadar Aziz bir ümmettir. Gerçek Hürriyet ve Adalet gününün özlemi ile. Muhammed CAN Frankfurt 02.03.2008 mcan313@yahoo.de
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |