Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
Çok okumak insanı mutsuz eder mi dersiniz? Bence eder. Beni ediyor . Nasıl mı? Bakın anlatayım: Öğretmenlikten iki yıl önce emekli oldum. Taşıdığı çerçeveyi düşürmüş bir çivi gibiyim duvarda. Ayıplamayın, böyle hissediyorum. Eğer bunu söylemezsem, size dürüst davranmamış olurum. Zamanımın büyük bir kısmını okuyarak ve yazarak geçiriyorum. Daha doğrusu geçirebiliyorum.Çünkü bu iki etkinliğe zaman bulamama diye bir problemim yok. Son iki yılda İsmail Tonguç , Mahmut Makal, Mehmet Cimi, Ali Dündar gibi yazarların, bulabildiğim kitaplarını okudum. Köy Enstitülerinin yurdumuza neler verdiğini öğrendim; eğer kapatılmasalardı daha başka neler verebileceğini düşündüm. Mahmut Makal’ın yaptığı öğretmenlikle, yaptığım öğretmenliği kıyasladım. Günümüz öğretmenlerinin ve kendimin; onun ne kadar gerisinde kaldığımızı utanarak ve üzülerek kabullendim. Şimdiye kadar bu yazarları neden okumadım diye çok pişmanlık duydum. Eğer emekli olmadan önce bu yazarları okumuş olsaydım; eminim çok daha başarılı bir öğretmen olurdum. Okudukça, eksiklerimi daha iyi anlamış oluyorum böylece. Ama neye yarar ki? Eksiklerimi, yanlışlarımı öğrenmekle birlikte; bana hiç de yararı olmayan pişmanlıklar da duyuyorum ayrıca. Sebebi ise, okumak.......Bazı şeyleri yapmakta ne kadar geç kaldığımı anlıyorum okudukça. Bir ev düşünün.Yanıyor cayır cayır. Sizin elinizde ise, yangını söndürecek bir bardak bile suyunuz yok. Acizsiniz, çaresizsiniz.Ya da suyunuz var yangını söndürecek ama, kimse sizden bir şey yapmanızı beklemiyor. Çünkü siz artık bir emeklisiniz.Tedavülden kaldırılmış para gibisiniz. Modası geçmiş bir giysi gibisiniz.....Okuyorsunuz okuyorsunuz okuyorsunuz. Okuduklarınızdan ilham alarak yazıyorsunuz.Bazen sabahlıyorsunuz yazarken.Yazıyorsunuz sayfalarca ama; hiç bir yayınevine yazdıklarını beğendiremiyorsunuz. Ben okumakla, yazmakla ne kazandım diye kendinize soruyorsunuz? Üzülüyorsunuz. Bilmem anlatabildim mi? Yani, kitap okumak zaman zaman beni çok mutsuz ediyor. Acı gerçekleri gözlerimin önüne seriyor. Hatalarımı, geç kalmışlığımı yüzüme çarpıyor bir tokat gibi. Beni sessizce terbiye ediyor. Bağırıp çağırmadan, incitmeden, kimseye rezil etmeden...Utancınızla , eksikliğinizle başbaşa kalıyorsunuz yani. İşte okumak bu nedenle mutsuz ediyor beni. Ama ben herşeye rağmen okumaya devam ediyorum, devam edeceğim. Hani yaramaz çocuklar vardır; yerler dayağı, ya da işitirler azarı; yine de yapacaklarından geri durmazlar ya, işte aynı o çocuklar gibiyim ben. Okumaktan vazgeçemem. Çünkü; kitaplardan işiteceğim çok azar ve öğreneceğim çok şey var daha....Yaşasın kitap ve yaşasın okumak!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Kâmuran Esen, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |