|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
16 Ocak 2004
Sezen Kuşağı
ESRA BAYKAL
Bizim ruhumuz başka, bizler Sezen kuşağıyız. |
|
Sezen kuşağı...
Galiba bizim kuşağın sorunu kendimizi ifade etme yöntemlerimizde veya söylemlerimizde...Bizler Sezen Aksu şarkılarıyla büyümüş bir kuşağız. Bugünün çocukları gibi gelip geçen, iz bırakmayan hayatlar yaşamayı bilmiyoruz. Belki ondandır canımız daha fazla acıyor.Yeni yetmelerin dünyaları bize pek uzak düşüyor. Bizler aşkı, acıyı dibine kadar yaşamayı öğrendik. Sorunlarına, engellerine rağmen sadece içimizdeki sesi dinlemeye programlandık.
- “ Ben anlamam toptan tüfekten, ben anlamam akıntıya kürekten, bunları boşver ne haber aşktan” durumları bizimkisi.
Aldatılmanın acısını hoş görmeye, sadece tenimizdeki zevki doyurmaya, yaşadığımız anın tadını çıkarmaya alıştırıldık.
- “Bu gece gel yarın istersen yine git Hatta unut ne varsa verdiğim al götür öyle git Eve kokun siner duvarlara sesin Hatta unut sen dün gece nerdeydin kimle seviştin.”
Geçmişin temizliğini arar, geleceğin kaosunda kaçacak bir dünya yaratır olduk. Kendi değerlerimizle ayakta kalabileceğimizi, kimsenin kimseye benzemediğini anladık.
- “ Beni kategorize etme!”
Aradıkça bulunmadığını, çabaladıkça fedakarlıklarımızın can yaktığını, içimizdeki beyazlığın kaybolduğunu hissettik. Buna rağmen geçmişte yaşadıklarımızdan pişman olmamayı, kin gütmemeyi öğrendik.
- “ Güllerim soldu kaldırımlarda, gonca yüklü dallarıma ayaz vurdu. Demlerim oldu son akşamlarda bir nefeslik duraklarda çiçek açtım. Bir tek sana güvenmiştim...” derken;
- “ Selam olsun bütün aşklarıma...” demeyi öğrendik.
- “Geçer geçer daha öncekiler gibi Bu da geçer neler neler geçmedi ki Yine düşer deli divane gönlüm aşka Aşka, aşka vurgunum ben…” dedik ve yaşamaya devam ettik.
Sevdiklerimizi, sevdayla büyütmeyi, gittiklerinde iyi dileklerle uğurlamayı, onlarda arınmayı hatta kendimizi kutsamayı öğrendik. Belki de bununla avunduk.
- “ Bir çocuk sevdim uzaklarda, yarı adam, yarı çocuk, biraz hiçti.”
Bir gecelik aşklarla dalga geçeyi de...Hak etmeyelere en nüktelisinden eyvallah demeyi de Sezen’den öğrendik.
-“ Ben seni de sevmedim adem , doğruyu duymak istiyorsun madem , alt tarafı bir elma yedik beraber , zehir-i zıkkım oldu bize bal badem”
Yalnızlığın bizi bencilleştirdiği anlarda, bildiğimiz doğrulardan uzaklaştığımızı hissettik.Korktuk, yeniden kendimiz olamamaktan; ama “ Bu da geçer” demeyi öğretti bize Sezen.Ve yaşadıklarımızla yüzleşmeyi…
- “ Kulaklarım çınlamıyor ne zamandır , beni hasretle anan biri yok artık herhal, bir garip bencil duygu ki ruhumu saran, içtiğim içkinin buruk lezzeti acılaşır . Gün gelir serseri ruhum elbet ,acının lezzetine de alışır mı alışır , alt tarafı insanım işte herkes gibi aklım ara sıra olsa da karışır.”
- “İstesen de yok desen de Her suçun hesabı var yüreğinde İliklerinde damarlarında Sen gibi sen onu bilmesen de
Sevmenin de sevilmenin de Bir bedeli var aşar tenimizi Duygularına dur desen de Susturmak ne mümkün düşüncemizi”
Bizler, Sezen kuşağı çocuklarıyız. Bizler sevdalarımızı içesine, acıları dibine kadar, rengarenk yaşamayı öğrendik. Gururun aşkta sökmediğini, sevdamız için kendimizi feda edebileceğimizi öğrendik. Bizler şövalye ruhlu olmayı, karşımızdakinden görmesek de yıkılmamayı, kaldığımız yerden tertemiz devam etmeyi öğrendik.
Bakmayın bügun pek çoğumuzun yalnız ve kaybolmuş hissedişine. Bakmayın bizlerin bir daldan diğerine konuşuna. İçimizde kopan fırtınaları dindirecek, bizi kendine bağlayacak başka bir şövalye arıyoruz biz. Bazen değişen hayatın ritmine uyamadığımızı, bunca materyalist arasında ne yapacağımızı düşünüp, aşktan el etek çekmeye bile karar veriyoruz. Ama sabah uyanıp da baharın ilk ışıkları yüzümüze gülmeye, kuşlar şarkı söylemeye görsün yine aynı heyecanla sarılıyoruz hayata.
- “ Ben her bahar aşık olurum , rüzgar olur yağmur olurum, filizlenir anılarda gururum, taşar içimden ruhum.”
Bizler gerçek aşkın çocuklarıyız; iyi günde, kötü günde, aşk bizi ayırana kadar...
:: küstüüm.. küsstümm:) |
Gönderen: ayşegül engin / istanbul
|
20 Ocak 2004 |
|
| sonunda beni ağlatmayı başardın esra... tebrik eder, acil şifalar dilerim...
not: son zamanlarda okuduğum en iyi bi şeylerdi:) |
:: Sezen! |
Gönderen: Guvercin / Ankara
|
20 Ocak 2004 |
|
| Bu şarkılar yok mu ah ahhhhhh:) Hangisini hatırlasam bilmediğim topraklarda başka bir çiçek, başka başka kokulu, rengarenk tomurcuklar veriyor. Tomurcuğunu kırıp çıkanlar gülümsüyor. Hayatta her çiçek açacağı yeri biliyor. Dönüp bakınca işte diyorum işte bu!
Yazınızı okuduktan sonra kılıcı elinde bir barışcı gibi oldum. Yazı bitince kılıç elimde kaldı:) Çok sağolun bu güzel yazınız için. Tebrikler. Kendinize iyi bakın sevgi ve saygılarımla.. |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Arıza hallerin dışa vurumu
Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|