En güzel cinayet planını senin için yaptım...Bu gece dolunay var ; ne yaparsın benim şeytanımda ayda belirli günlerde çıkıyor , piyango sana vurdu...Ama sevinmelisin kafa patlattım senin için...Bak anlatıyorum bayılacaksın....Hayır öleceksin... Hahaha ! Evet öleceksin !

Bir güz akşamı.Her yan sarıya boyanmış...Ben bile...Yeşille sarı arası bir dünya...Ve o dünyanın ortasında Konstantinapol ‘ün sesleri dolaşıyor...Bir vapur düdüğü...Bir martı çığlığı...Ölüm kokuyor...Sen sessizsin her zamanki gibi ve ben dayanıyorum o sessizliğin kalın duvarlarına...Gözlerimi kapatıyorum...İçinde seni görüyorum karanlığın...Ne de yakışıyor sana karanlık...Önümüzde boğazın derin ve mavi suları , serin bir esinti her yanı kaplıyor...Rüzgardan mı? Yoksa bizden mi? Önemsiz ne de olsa öleceksin , sorularla vakit harcama...Anlamlar bitmek üzere zaten...Ben çıkacağım artık sahneye...Kalbim kırık...Kırdığın için , ve tamir etmek gibi bir kaygın olmadığı için öleceksin bu gece...Sana neden bu lüksü verdiğimi düşünerek geçireceğim zamanımı...Neden seni süründürmedim de öldürüyorum değil mi? Ama...arada bir sevda masalı var...Onun hatırına...

--“ Akşam yemeğini hazırlamamı ister misin ? “

--“ Sen bilirsin !”

--“ Biliyorum , o zaman hazırlayayım ! “

Kırmızı şarap bu gece için uygun bir içki olacak...Özel soslu spagetti ( seversin ) , biftek , salata...Ve son için küçük şekerlemelerle süslü , çikolatalı pasta...Ne ateşli bir menü...

Sofrayı misafir gelecekmişçesine donatıyorum...En sevdiğim tabaklar , bardaklar ve renkli peçeteler..Bir şamdan vardı evde? Ah! Buradaymış..2 tane mum koyuyorum şamdana...

--“ Yemek hazır! “

--“ Geliyorum ! “

Çok ünlemliyiz bu gece...Her ikimizde...Az kaldı ünlemsizleşeceğiz...Hissizleşeceğiz....

--“ Hayırdır ! Yine özel bir günü mü unuttum ben ? Sofra şahane ! “

--“ Yok , içimden geldi...”

--“ Hala içinden birşeyler gelebilmesi güzel!”

Önce kırmızı biftek , her şey kırmızı bu gece...Yanına soslu spagetti...

--“ Şarap ? “

--“ Evet lütfen , hatta sen otur ben doldururum “





1 saat sonra...

--“ Pastanı şimdi mi istersin çayla mı?”

--“ Şimdi , görüntüsü çok güzel olmuş”

Yumuşamak yok , her ölümlü çikolatalı pastanın görüntüsünü güzel bulabilir...

Küçük şekerlemelerin içine bir miktar arsenik...Bu dilimin üstüne çokça serpelim...

--“ Al bakalım ! “

--“ Bu akşam resmine devam edeyim diyorum ne dersin ?”

--“ Olur , çok uygun bir akşam , dolunay var “

--“ Evet kıpkırmızı , çok güzel gözüküyor ! “
Pastası bitmek üzere...Rengi biraz sarılaşmaya başladı...

--“ Hadi resme başlayalım ! “

Tuval , boya fırçaları , binbir renk...Ama en çok sarı , yeşil , kahverengi...

Gözleri kararmaya başladı ...Elleri de titriyor..

--“ Midem yanmaya başladı..”

--“ Gastritin tutmuştur !”

--“ Galiba ! “

Resmin son darbelere ihtiyacı var...Az kaldı bitmek üzere...Fırça resmi bozmaya başladığı an elinden alacağım , benim resmimi de mahvedemez...Evet fırça darbeleri hissizleşiyor...Gözleri bana acı acı bakıyor...Yanına gidiyorum , yatmasını söylüyorum , doktora haber vereceğimi söylüyorum...Salona gidip bir sigara yakıyorum...Birazdan beden tamamen ölecek...Soğuyacak...Ayrılıktan beter değil...Sensizlikten beter değil...Sen gitmeyeceksin...Hep bu evde benimle kalacaksın anladın mı? Ölü olman umurumda bile değil...Az sonra ben de yanına geleceğim...Her ikimizde cehennemin alevleri arasında şarkılar söyleyeceğiz...Ama sen yine de yanımda olacaksın...Gitmeyeceksin...Bak seni ne çok seviyorum sırf senden ayrı kalmamak için seninle cehenneme geleceğim...Yoksa ben yerimi ayarlamıştım cennette...Seni Seviyorum...Önümüzde yüzyıllar var , ilk günkü gibi seveceksin beni sen orada...Öğreneceksin yeniden...Ve biz asla ayrılmayacağız...


--“ Hayatım ?”

--“ Efendim ? “

--“ Çok acıktım yemeği hazırlar mısın ? “

--“ Tabii birtanem...”

--“ Rengin neden solmuş senin?”

--“ Şey , dalmışım da...Sanırım bir kabus gördüm...”

--“ Yemekte ne var ?”

--“ Kırmızı şarap , soslu spagetti , biftek ve pasta..”

--“ Harikasın , Seni seviyorum “

--“ Ben de....”