..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > ESRA BAYKAL




2 Temmuz 2001
Fırtınanın Gözüne Yolculuk - 1 -  
ESRA BAYKAL
kendi içinizde yolculuğa çıkarken dikkatli olun sizi de ziyaret edebilirler.


:BBJI:
FIRTINANIN GÖZÜNE YOLCULUK…


Martı çığlıkları ile geldi yağmur bulutları, kapkara ve kasvetli..En mutlu anda bile içinize hüznü,sıkıntıyı doldururcasına.Gözlerinde gözlerini aradı,yağmur bulutları arasında güneşi arar gibi.. Sözlerinde ışıltıyı ,sevecenliği aradı,yağmur damlalarındaki gizli melodiyi arar gibi..

Sonra bir kayıkla yelken açtı,tam fırtınanın gözüne . varacağı yer onu rahatlatacakmış gibi… Düşen damlaların ölüşünü seyretti,denizin alaca karanlığında.Kirlenmiş duygularından arınırmışçasına ellerindeki damlaları sevdi.
Sevdiği sadece yağmur muydu yoksa yağmura gizlediği duyguları mıydı?Yoksa yağmuru duygularını ortaya çıkardığı için mi seviyordu?Cevaplar umurunda değildi;sorularla başı dertteydi onun… Her an patlama hazır tomurcuklardı sorular beyninde…

Üşümeye başlamıştı;soğukluk beynindeydi,çevresini saran karanlık havada değil.Kötü düşüncelere,ve duygusallığa kapıldığında hep üşürdü zaten.Kıyıdan çok uzaklaşmıştı.Bu kadarını yapabileceğine kendinin bile inancı yokken ta buralara gelmişti. Hep atmayı planlayıp atamadığı adımlarla geçen günlerine dönüp bakarmışçasına şehrin çok uzaklarda kalmış karanlığına baktı. Fırtınanın gözüne doğru çıktığı yolculukta, gideceği yolda karanlıktı,ama sıcak bir gülümseyişe ulaşmanın yoluydu karanlık deniz….

--“Uyumalı mı?” diye düşündü.

Uyku yarı ölüm demekti.Dalgalara girip çıkan kayığı batsa da , gök daha çok kararsa da uyurken göremezdi.Göremez miydi?

--“Yine kaçıyorsun!!” dedi birisi ona.

Kısık ,sitemkar bir sesti bu. İrkildi. Bu deli dalgaların arasında yalnız olduğunu düşünüyordu.

--“Sen körpecik mutluluklara bile hazır değilsin.”dedi aynı ses..
Artık iyice emindi yalnız olmadığına…

--“Buradayım” dedi ses –“Aşağıda”

Kayığın içine baktı.Hep ileriye bakardı zaten;

--“İnsanlar yere bakarak yürüyorlar;hep ezikler ufukları dar” derdi. Şimdi ise ufuklara bakmaktan önündekini kaçırmıştı.Tam karşısındaki oturakta küçük bir tarla faresi oturuyordu. Bir fareye oranla oldukça sevimliydi.

--“Düşlerle kavgan bitmedi mi hala?”dedi fare.

--“Sen…Sen bir faresin,konuşamazsın ki?!”dedi

--“Bu bir masal ,masallarda herşey olur;düşler gerçek olur,hayvanlar konuşur,hatta seni,sana bile anlatır “dedi fare.

--“Zaten bunu biliyorsun;neden şaşırmış gibisin ki?Derdin masala kapılıp düşlerle,ulaşılmazlarla olan kavganı bitirmek değil miydi?”diye sordu.

--“Sen..Sen akıllı bir faresin”dedi gülümseyerek.

--“Ben aynayım “dedi fare. “Ben senin görmek ve duymak istemediklerinin yansımasıyım"”dedi.

Küçük bir gül çıkardı ,verdi.Üzeri yağmurdan damlacıklarla dolmuş,yavruağzı bir güldü.

--Bu renk gül olmaz”dedi.

--“Ama hep olsun isterdin değil mi?” diye güldü fare.

--“Çünkü bu renk içinde çok şey anlatır.Biraz koyulaşırsa,umut olur adı;solarsa,umutsuzluk olur değil mi?Hayatın anlam yüklemekle geçti. Bana bunu hiç düşlemediğin masalını anlatma…”

Sustular; bir anda çok fazla yüklenmiş gibi geldi. Dalga ve rüzgar sesi hakimdi şimdi. Elleri üşüyordu.Cebine soktu,fermuarını da boynuna kadar çekti. Gül şimdi, oturduğu tahtanın yanında duruyordu. Gözlerine dik dik bakan fareyle gözgöze gelmemeye çalıştı. Yalnız kalmayı istemişti halbuki… Kafasının karışmasından hiç hoşlanmazdı. Ama şimdi neden şehri bir anda,hele de bu havada terkettiğini düşünmeye başlamıştı. Bu havada tek başına işi neydi burada?Nerden çıkmıştı bu fare?

--“Nerden çıktın sen?”diye bağırdı.

Fare gülümsedi:

--“Vicdanının ve beyninin arasındaki uyuşmazlığın sonucu ortaya çıktım ben..” dedi.

--“Benim varolmamı istemeseydin gelmezdim..”dedi.

--“Bu kadarı da fazla”diye düşündü. Birden kayıkta olduğunu unutup ayağa fırladı,ve sendeleyerek tekrar yerine oturdu.

--“Boşuna uğraşma beni bu kayıktan atamazsın;attığını düşünelim ne geçecek eline?Ne de olsa bu seferde beni neden attığını düşüneceksin.Madem bu sonucu biliyoruz bırakta sana yardım edeyim” dedi.

Kalbi çarpıyordu.Hem düşebilme ihtimali hem de yaşadıkları yüzünden elleri titremeye başladı. En sert bakışlarını takınarak farenin gözlerinin içine baktı. Ve ilk kez fark etti ki koyu ve karşı konulmaz bakışlar yeşildi.

--“Tanrım; yeşil gözlü bir fareyle konuşuyorum”.
Ama kabullenmek istemese de içinden bu ayna oyununun aslında kendisi için bir şans olduğunu hissediyordu.

--“Peki ayna;söyle bakalım bu havada , bu fırtınalı denizin ortasında işim ne?”


--“Önce şu özelliğinin farkına varmalısın;sen yaşadığın her kötü olaydan başkalarını sorumlu tutuyorsun. Onlara diş bileyip , sıkışınca da kaçıyorsun. Ama şimdi son çıkmazdasın. Çünkü fırtınanın gözüne doğru yapmaya karar verdiğin bu yolculuk süresince sana aslında olayların başka boyutları olduğunu da anlatacağım. Sana ayna olacağım. Aslında başkalarını suçlarken,kendi acizliğinden ve akılsızlığından dolayı kendinden nefret ettiğini ,kaçtığının onlar değil kendi vicdanın olduğunu göstereceğim. Biliyorum ki sen;fırtınanın gözüne ulaşsan dahi orada gördüğün hiçbir güzellikle mutlu olmayacaksın. Çünkü vicdanınla yüzleşmeden nereye gidersen git huzuru bulamayacaksın.”dedi su yeşili ,içten bakışlı fare…

Fare konuşurken gözlerini ondan ayıramadığını ve dalıp gittiğini farkederek silkindi. Kendini bu kadar kolay teslim etmemeliydi. Ayrıca bugüne kadar çokta kötü şeyler yapmamıştı. Kimse onu suçlayamazdı. Ortamlar ve şartlar gereği davranmıştı. Şimdi ise “vicdani hesaplaşma”diyerek buğulu gözlerine daldığı fareyi dinliyordu. İçinin titrediğini hissetti. Hava soğudu diye düşündü.Yağmur dinmişti ama dalgalar hala acımasızca kayığı bir o yana bir bu yana sallıyorlardı.

--“Belki de az kaldı fırtınanın gözüne”diye düşündü.

--“Boşuna heveslenme daha yolumuz uzun”dedi fare gülerek.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Korkak Erkeklerden Sıkıldım
Kadın Olmanın En Güzel Tarafı Erkeklerdir
Sizin hiç sıfır kilometre sevdanız oldu mu?
benimle
One Night Stand nedir, ne değildir?
Hiç Uğraşma, Sen Artık Benimsin
Ayrılık Mizanseni
Ağır Yalan....
Cinayet Planı
Bir Küçücük Fıçıcık İçi Dolu Turşucuk

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Size Aşık Olabilir Miyim?
Bugün Seni Her Zamankinden Çok Özledim
Nefesimi keseceksin biliyorum!
Aşk, askerlik, erkekler...
Her Sabah Aynı Adamla Uyanmak...
Red Kid
Korkak Erkeklerden Sıkıldım - 2
Bir gün size ahlak-sız bir teklifle geleceğim...
Hatun Kaçmış Sen Hala…
Yine Geç Kaldım...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Bu Gece [Şiir]
Nehir, Deniz, Sen vs. [Şiir]
Aşkı Küstürdük! [Şiir]
Bir Islık [Şiir]
Aşktan Korkan Adam [Roman]
Kurtlar Vadisi [Eleştiri]
İlk Gece Birlikte Olmayacak Hatun Aranıyor [Eleştiri]
Sevmedende Olur Diyorlar! [Eleştiri]
Benim Kocam Ab"ye Karşı [Eleştiri]
Reklamcılar ve Topluma Ettikleri [Eleştiri]


ESRA BAYKAL kimdir?

Arıza hallerin dışa vurumu

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.