En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Aslýnda hangi mesele olursa olsun hepsinin temelinde insan vardýr ve bu sebepten hepsi insan meselesine baðlanmak zorundadýr. Yine Maurois; “Tekniðin dilinden anlayan insanlarý yetiþtirmek marifet deðil, öðretimin asýl amacý anlayýþlý, kavrayýþlý beyinler yetiþtirmektir.” demiþtir bir yazýsýnda. Ýnsan fýtratý, yabancýlaþmayý, eksilip bütünlüðünü kaybetmeyi ve yozlaþmayý geçen zaman içinde -negatif, pozitif etkileþimlerle- deðiþebilir. Bu yüzden bir bütünlük þuuru olmadan birinin baþka birine hoþgörüsünün olmasý düþünülemez ama, fakat ve lakin belki “hoþgörünme” çabasý olabilir… Bugün bu kavramlarýn içi dolmamýþ olsa da adeta bir siluet halinde belirtiliþi bile güzel diye düþünüyorum. Çünkü çözmek için baþkaca çýkar bir yol göremiyorum… Erich Fromm da, Marx’a atfen sonsuz bir iyi niyet yorumculuðuyla ayný þeyleri söylemiþtir. Zira baþka bir tutarlýlýk biçimi yok. Ýlla o dönecek dolaþacak, isteyerek istemeyerek oraya uðrayacaktýr. Peki o iþ “Ateizm“le olur mu?! Yani dilediðin kadar panteist süslemeler yap gene de olmaz. Hatta oldurmaya çalýþýrsan, yabancýlaþtýrmanýn tetikçisi olur çýkarsýn. Kapitalizme-modernizme yenik düþmenin sebebi, güya eleþtirirken onun yaptýðýný bir baþka biçimde yaparak onu dolaylý yoldan güçlendirmektir. Marksizm’in yaptýðý da budur! Bugün de durum böyledir. Görüyorum, okuyorum; savunmaya soyutta devam ediyorlar, ama oturmuyor, tutmuyor bir türlü… Ne aradýklarýný bilmeden, sýrf “arýyor olmanýn” psikolojisinden bir teselli umuduyla arayýþlarýný sürdürmeye hala devam ediyorlar… Edebiyatý ideolojide kullanmak deðil, edebiyatý bizatihi ideoloji haline getirme tavrý da bu çaresizliðin bir ürünü olsa gerek. Kendine, hayata, gerçeðe yabancýlaþmanýn dik âlâsýndan baþka bir þey deðildir bu. Ama gel de anlat… Bunlar, Marx’ý yok sayamazlar. Ýster istemez onu yorumlayacak ve yine onu merkeze alan yeni bir daire çizecekler. Fakat gene bir yol bulamayacaklar. Yabancýlaþmanýn en korkuncuna en dayanýlmazýna sürüklenirken elinden, avucundan hayat akýp gider ve inandýðýn bütün kavramlar “insan için“, “hayat için” olmaktan çýkar. Yapýlacak þey, kavramlarý, mahpus kaldýklarý kalýplardan kurtarmak ve “öz“lerine baðlamaktýr. Ama bu tutum da gerçekten mangal gibi bir yürek ister. Tabii, birikim de ister. Yýllarý boþa geçirmenin bedelini ödemek kolay deðildir. Türk solu, yeniden var olmanýn manasýný anlayabilmiþ deðil ki, baþarýsýný kazanabilsin. Peki buna nazari olarak bir imkan, bir yol yok mu? Var! Kavramlarý özlerine baðlayýp bütünlüðü fark edebilen için, soldan da baksa, önemli bir düþünce payýyla mümkün kýlýnabilir. Ancak onlarda bu yönde bir tavýr, bir alamet yok. Yapmaya çalýþtýklarý ne biliyor musunuz? Kendi kavramlarýný kalýp mahbeslerinden kurtarmalarý gerekirken, sözde mücadele ettikleri “yeni düzen” kapitalizminin kavramlarýný da oraya týkýþtýrarak bir þekilde “Aþama” kayýt etmek! Bu kilit ne yapýlýrsa yapýlsýn ancak merkez-saðda çözülebilir. Peki bu kolay mý? Deðil… Deðil; ama olacaksa da orada olacak. Olabilmesi, Maurois’nýn tanýmladýðý “siyaset düþüncesi adamlarý”nýn zuhuruna ve takaddümüme baðlý bir keyfiyet gibi geliyor bana ve bunun da bir þartý var: Müstesnalarýn, tedricen uðradýðý zaaflarý fark etmeleri. Yani, zaman içinde yerleþmiþ bazý alýþkanlýklardan kurtulmalarý. Esaslarý bilen ve gören için ayrýntýlar önemlidir. Fakat mütemadiyen ayrýntýlarý zumlayýp duran, esaslarý ise hiç hatýrlamayan ilgiler de bilgiler de “insan idraki“ni köreltir, istikamet þuurunu dumura uðratýr, aðaçlarýn peþinden koþarken ormanda kaybolmasýna neden olur. Ýþte ülkem solunun hali pür melali bu… Herhangi bir ismin üzerinden gidince bazý dostlarýmýn nefislerine dokunup tepki vermesine neden olmamak için isimler üzerinden gidip yanlýþlarýný inatla sürdürmelerini istemiyorum. Bu yüzden konuya farklý bir açýdan bakmaya çalýþýyorum… Peki bunun bir faydasý olur mu? Yani paylaþýlýrsa neden olmasýn! Kolaycýlýklara ibzal eylediðimiz paylaþma gayretinin binde biri bile yeter özlediðimiz rönesansýn ýþýmasýna. Ama anlamak için, anlamayý öncelikle istemek lâzým… Gerisi laf-ý güzaf… Kalýn saðlýcakla.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |