Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Dün gece gene saçma bi ürya gördüm. Kimseye anlatmadım, kötüye yorarla diye. Ürya dediğin, nasıl yorarsan öyle çıkar. Sabah yüzümü yıkarken suya anlatdım, gocaman torunuma anlatdım, bi de sana anlatacam. Ama bak, “Hayırdır inşallah!” demezsen, gatiyen anlatmam. Tamam mı? Gene de senin yerine ben “ hayırdır inşallah” deyim, anlatmaya başlayım. Yandaş medyada işden govulanları öğrendim televizyondan. Eeee! Dünya, Sultan Süleyman’a bile galmadı, onlara mı galacak! Merak etdim işin perde arkasını. Sordum çocuklara; bu ikdidar yanlısı yazarları neden govdular ki, dedim. Torunla bilgisayardan sayfa sayfa haber açıverdile bana, okudum. Gaste patronu ne vakıttır bunları işden atmayı düşünüyomuşdu da zaten, cumhurbaşkanımızı ikna edemediği için atamıyomuş. En sonunda ikna etmiş, ondan sonacıma da yazarları işden atmış. Allah Allah! Bi gaste patronu düşün ki sevgili günlüğüm, gastede çalıştıracağı adamları, işden kovacağı elemanları bile cumhurbaşganına soruyo. Düşündüm kendi kendime: Cumhurbaşganı, basına bu müdahalesinin çerçevesini genişletirse; her birime, her guruma yayarsa, bizi de içine goyarsa halimiz nice olur? Yatdım yatağa emme uyuyamıyom, bu gonuyu düşünüyom. Düşün bakam, gaşın bakam derken gece yarısı oldu. Sonunda uykuya dalmışım. Şinci, bizim çoluk- çocuk, torun- torba toplaşmışız. Güya, büyük toruna gız isdemeye gidecekmişiz. Ancak, cumhurbaşganından beklediğimiz izin gelmemişmiş. Haydaaaa! Üryaya bak sen. Oğlumuza alacağımız gızın bize uygun olup olmadığına; bizim oğlanın da gıza münasip olup olmadığına cumhurbaşganı garar veriyomuş. O olmazsa, başbakan. Ah diyom içimden; “Memet Amca’nla iyi ki evlene goymuşum zamanında. Yoksa, cumhurbaşganı, binbir çeşit bahane bulurdu bizi evermemek için. Sonra da Memet Amcan ömür boyu bekâr galırdı, ben de evde galmış gız gurusu olur çıkardım.” Ürya bu ya; o sırada bizim ortanca torun çıkıyo ortaya. Üniversiteye gidecekmiş, tercihlerini yapmış, ama başbakanın onayını bekliyomuş. Birinci sıraya Konservatuar yazmışmış, benim sanatkâr ruhlu yavrım. Konservatuara da golay golay onay vermiyorlarmış.” Müzik de neymiş !” diyorlarmış. Torun da ikinci sıradaki Resim Öğretmenliğine gidermiş. Fakat; resim öğretmenliğine onay çıkması da imkânsızmış. Erotik, ucube resim yaparlar belki diye, gatiyen onay vermiyorlarmış. Yoksa, dindar nesil nasıl yetişirmiş! Çocuk, tasasından ölecek sevgili günlüğüm. “Ben isdediğim okula neden gidemiyorum?” diye delileniyo. Derken sevgili günlüğüm, ürya bu ya; küçük torun gaste almaya gidiyo çarşıya. Memet Amcan çocuğa; “ Sakınam sakın, muhalif gaste getirip de bizi fişletme. Hangi gaste ikdidarı övüyosa, o gasteden al gel.” diyo. Meğer hükümet, kimin nankı gasteyi okuduğunu takip ediyomuş. Hele bi de Sözcü Mözcü okuyorsan, yandığının resmiymiş. Bu gasteyi alan ailelerin dükgânı varsa bi bahane bulup gapısına kilit vuruyorlarmış. Memur olan biri varsa ailede, onu üç ayda bi sürüyorlarmış ordan oraya dama daşı gibi. Şu saçmalığa bi bak hele. Gerçek yaşamla uzakdan yakından alâkası yok. Ondan sonra sevgili günlüğüm, sofraya oturacaz yemek için. Ürya bu ya; yemekde gadınbudu köfte, dilber dudağı datlısı varmış. Amanin amcan bunları görünce, yemek sofrasını altüst getirmesin mi! “Oldu olacak, bi de – af edersiniz - vezir parmağı yapsaydınız!” diye çıkışdı. “Siz adam olmayacak mısınız? Af edersiniz, Dilber Dudağı gibi seksi ismi olan datlının ya adını değişdirin, ya da bi daha bişirmeyin. “ diye bağırı bağırıverdi. Öyle saçma bi ürya ki; evlerimizde gizli gamera gibi bi şey varmış. Hükümet bizi izliyomuş. Ne yediğimizi, ne giydiğimizi, ne gonuşduğumuzu takip ediyormuş. Bi tuvalette ırahat bırakıyorlarmış. O sırada bana bi kötülük geldi sevgili günlüğüm, tansiyonum düşdü, içime bi golaylık geldi. Oracığa yığılı verdim. Ama, gonuşulanları duyuyom; fakat ağzımı bile gıpırdatamıyom. Az sonra, dokdur geldi dedile. Dokdur Bey, “Ben gadın hasdaya bakmam, na mahrem. Çabuk gadın dokdur bulun,” dedi. Gocaman torun “Ben hemen dokdur hanımı alıp geleyim,” deyince, dokdur bey uyardı. “Yanına bi gadın al da git. Bayan dokdurun, bir erkekle yolculuk yapması yasak,” dedi. İşde ben tam bu sırada birdenbire dirilmeyim mi? “Bismillah” çekip kalkdım ayağa. “Demek ben sana na mahremim. Öyle mi dokdur bey?” dedim. Bi sinirle başımdaki örtüyü çıkardım, üsdümdeki hırkayı atdım, gısa gollu galdım. Saçlarımın örgüsünü çözdüm, şampuan reklâmındaki gibi başımı şöyle iki yana salayı sallayıverdim dokdurun garşısında. “Namahrem öyle olmaz böyle olur; al sana na mahrem!” dedim. Bu hırsla daha soyunacadım inat olsun diye de, Memet Amca’n engel oldu. “Gadın deyince sizin aklınıza hemen haşne- fişne geliyo besbelli. Ama ben erkek görünce, hiçbir cinsel duyguya gapılmıyom.” dedim. Başka şeyler de söyleyecekdim de Memet Amca’n ağzımı gapattı iki eliyle. Ben de ağzımı açmak uçun çırpınırken, depinirken uyandım. Bi bakdım, Memet Amca’nın goynunda yatıp dururum. Yaşadıklarımın ürya olduğunu o zaman anladım. Gahvaltı ederken, gocaman torunuma anlatdım üryamı. “Allahım! Sana şükürler olsun. İyi ki üryamdaki rezilliklerin yaşandığı bir ülkenin vatandaşı değilim,” dedim. Torun acı acı gülerek yüzüme bakdı. Niye öyle bakdı, anlamadım. Daha doğrusu anlamak istemedim. Hani bi atasözü va; “Eşeği gurt yemiş; sahibi, düş olaydı bari demiş," diye. Ben de torunumun gülüşünün ne anlama geldiğini anladım da, anlamazdan geldim, üryada gördüm saydım. Yoksa aklı kıt, izanı eksik biri değilim Allah’ıma bin şükür. Hadi hoşca gal sevgili günlüğüm. Öpüyom, olmayan gözlerinden.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |