..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine...
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




22 Aralık 2002
tv'deki Güçlü Rakiplerim  
Kâmuran Esen
Tv’de çok sayıda rakibim var. Onlarla nasıl başedeceğimi bilemiyorum.


:BHGA:
Tv’de çok sayıda rakibim var. Onlarla nasıl başedeceğimi bilemiyorum. Onların, varlığımdan bile haberleri yok aslında. Ve bu kişiler o nedenle hiç farkında değiller rakibim olduklarının.

Şimdi gelelim tv’deki rakiplerime: Yaşı neredeyse elliye gelmiş, ağaran saçlarını boyalarla örten, gençliğini ve bir zamanlar birazcık var olan güzelliğini çoktan kaybetmeye başlamış bir kadınım ben. Böyle bir kadının tv’deki rakipleri kimler olabilir dersiniz? Elbette ki tv’deki o güzelim mankenler, şarkıcılar, sunucular ve bize “sanatçı” diye sunulan güzel bayanlar.....Güzelliğinden başka bir özelliği olmayan bazı şarkıcılar, vücutlarını sergileyen ama program yaptıklarını zanneden güzel bayanlar, bir moda dergisinin kapağından fırlamışçasına şık, ekranda salınan, sunduğu programa ait yalnızca bir- iki cümle kurmayı başarabilen konuşma özürlü ama çok güzel sunucu bayanlar...Tabi bunların yanında hem çok güzel hem de yaptıkları işte çok başarılı olan az sayıda güzel bayan. Bunlar her gün bizim evimizde, üstelik de eşimin karşısında.......Bu güzel bayanlar işte, benim rakiplerim.

Bunları izlerken, daha doğrusu eşim izlerken, kendimi çok kötü hissediyorum.Bir kendime bakıyorum, bir onlara.Her birinin boyları- posları yerinde. Vücutları düzgün. Dekolteleri, yürekleri hoplatıyor. (Bu son cümle bana ait değil. Çünkü bir bayan olarak, benim yüreğimi hoplatmaları olanaksız.) Saç, yüz, vücut bakımı, makyaj, estetik ameliyat gibi takviyelerle diyeyim, her biri huri kadar güzel. Onlarla benzer noktalarımız hiç yok gibi. Hani bir Amerikan bilmecesi vardır; “Fille maydanoz arasında nasıl bir benzerlik var?” diye......Benim onlarla benzerliğim, maydanozun fille olan benzerliği kadar....Düşünsenize bir, eşim bu güzelleri izliyor tv’de. Hangi kanalı açsa, yürek hoplatan bir afet karşısında. Kimi sunucu, kimi şarkıcı, kimi program konuğu bir manken. Haberlerde bile hep güzel bayanlar.....Bir turizm haberinde bikinili, hatta üstsüz bir güzel.....Göğüs kanseriyle ilgili bir gelişme haberinde yine dolgun göğüslü, açık- saçık giyinmiş bir bayan......Tanıtımı yapılan bir araba haberinde bile, arabadan çok tanıtımı yapan güzeller ekranda.......Yani elini sallasan tv’de, bir güzel bayana çarpıyor.

Bu güzel bayanları izlerken, acaba eşim ne hissediyor, ne düşünüyor diye çok merak ediyorum. Gözünü tv’den ayırıp, “ Benim yeşil çayımı yapar mısın?”, ya da “Bir bardak su verir misin?” diyerek baktığında, benimle gözgöze geliyor. O güzel bayanlardan sonra, sıradan ve izledikleriyle asla kıyaslanamayacak bir kadınla başbaşa olduğunu anlıyor yani. Bal yiyip üstüne sirke içmek gibi bir şey!.........Şimdi anladınız mı, tv’deki güzelleri neden rakibim olarak gördüğümü?.........”Kadın her yaşta güzeldir.”, “Çirkin bayan yoktur, güzel olmayı bilmeyen bayan vardır.” falan demeyin. Hepsi hikâye gelir...

Benim bu güzel bayanlarla başa çıkmam mümkün mü! Onlar gibi her gün kuaföre gidemem. Usta makyözlere makyaj yaptıramam. Her gün, astronomik fiyatla satılan değişik giysiler giyemem. Vücuduma, yüzüme estetik yaptıramam. Ne kadar jimnastik, diyet yapsam da, bu yaştan sonra onlar kadar düzgün bir vücuda sahip olamam. Hele hele yer çekimine, yıllara kafa tutup, sarkıklarıma hiç engel olamam.....İşte bu nedenlerle rakiplerim karşısında sürekli yenilgiyi yaşıyorum. tv’deki güzel bayanların günün her saatine evime girmesinden, eşimin karşısında salınmalarından rahatsız oluyorum. Onların yüzünden kendimi olduğumdan daha bakımsız, daha çirkin, daha yaşlı hissediyorum.

Ama, bir yandan da, ekrandaki bu rakiplerim karşısında yenilgiyi hemen kabul etmemem gerek diye düşünüyorum. Direnmem gerek diyorum. Ama nasıl? İşte bunu bilemiyorum. Ve tv’de bir gün, benim gibi sıradan fiziğe sahip olan bayanları da görebileceğim günleri bekliyorum. ”Daha çok beklersin!” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Yüz ve vücut güzelliğinin; sanatın, bilginin, kültürün, herşeyin önüne geçtiği bir zamanda, bana benzeyen kişileri tv’de görmeyi beklemenin bir hayal olduğunu biliyorum aslında.

Bu rakiplerimin karşısında, kendimi iyi hissetmem için bir çare bulmam gerek. Mutlaka bulacağım, bulmalıyım. Eğer bulamazsam, psikolojim bozulacak..........Örneğin, şimdi kalkayım yerimden. En güzel giysilerimden birini giyeyim, makyaj yapayım, saçlarıma fön çekeyim. Belki kendimi daha iyi hissederim.......İyi de, eşim eve geldiğinde “Ne o? Bir yere mi gidiyorsun?” derse, ben ne yaparım!Ona, “Senin tv’de izlediğin güzel bayanlarla yarışacağım.” mı diyeyim?

Kısacası, tv’deki güçlü rakiplerim karşısında işim çok zor. En iyisi, yenilgiyi kabul edip, bu rakip takıntısından kurtulmak mı dersiniz? Ya da onları kendime rakip olarak görmemek mi?Ah! Bu soruların yanıtı bir bulabilsem!

22 / Aralık / 2002


.Eleştiriler & Yorumlar

:: :)) gene uzun bir yorum olacak sanırım:))
Gönderen: Meryem Uçar Kayalı / izmir
3 Ekim 2003
Gülümsedim bu yazınızı okurken:)) umuyorum ki eşiniz olgunluğun bir kadındaki güzelliğinin diğerlerinden çok daha çekici olduğu düşüncesinde bir erkektir.. ve umarım eşinizin güzellik anlayışı benimkine benzer birşeydir.. ne mi benim güzellik anlayışım? tabii ki iç güzelliği.. kesinlikle inanıyorum ki eğer bir insanın (kadın ya da erkek farketmez) içi güzelse eğer, bu mutlaka dışına yansır... ben çocukken, daha doğrusu ilk gençlik yılları dediğimiz o yıllarda kime aşıktım biliyor musunuz? bir dizideki bir kahramana.. güzel ve çirkin idi dizinin adı... oradaki "vincent" rolündeki aslan adama aşıktım.. oysaki normal şartlar altında ne de çirkin bir yüzü vardı !!! ama karakterin içindeki güzel insan o kadar güzel görülüyordu ki.. bu gerçek hayatta da böyledir inanın.. hem ortalama hiçbir erkek, tv de gördüğü o mankenler tarzı kadınlarla evli olmak istemezler inanın:))) tam bir kabustur onlar için.. düşünsenize; o zaman ne kadar çok rakipleri olurdu:)) sevgilerimle Meryem

:: :)))))))
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu
30 Aralık 2002
Merhaba Arkadaşım! Yazını gülerek okuduğumu itiraf etmeliyim.Ben ters mizaçlı biriyimdir işte;gülerim ağlanacak hallere...Eğer sen bu kötü ruh sentromunu yaşamışsan,ben ne yapayım?Hem senden daha çirkinim,hem de yaşlı!:)))Rüştü bey sadece yüzüne bakmış; sende, aklından geçenleri okumuşsun yeşil çay verirken ama,dua etmelisin bu kadarına...Rüştü beyin yerinde ben olsam,onca güzellerden birini seçer,seni boşardım:))))Var mısın,biz de erkek güzellerine bakalım,hı!Harikasın Kamuran,kutlarım!.. 2003 yılı sana güzellikler getirsin!..Sevgilerle...

:: kabul etmiyorum mutsuz olmayı
Gönderen: Papatya / İstanbul
28 Aralık 2002
Yazdıklarınız birçok bayanın ruh halini anlatıyor ama ben kabul etmiyorum ne beni mutsuz etmelerini ne de ortada itiraf edilecek şeylerin olduğu fikrini. Yenilgiyi, bedenimden yada kıyafetlerimden dolayı mutsuz olmayı. İnsanları özgürleştirmek adına, mutluluk adına yapılan yayınların bizleri bedenlerinden ve yarın ne giyeceğini düşünen insanlar haline getirmesini kabul etmiyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Ben Bir Yalancıyım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.