GÖZÜN ÇIKSIN 2012

Bir yılı daha geride bıraktık. Şöyle bir düşündüm, eski yıldan aklımda kalan saçmalıklardan, garipliklerden bazıları şunlar:

Başbakanın ODTÜ öğrencileri için “Öğrenci dedikleri terör örgütü mensubu.”; hocaları için de;“Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa; ülkemiz batmış, gitmiş. Böyle hocalara ihtiyacımız yok. Yazıklar olsun!" demesi.

Başbakanın, “Dindar ve kindar nesil yetiştirmek istiyoruz.” demesi.

Yunus Emre’nin bir şiirindeki; “Cennet cennet dedikleri / Birkaç melek, birkaç huri / İsteyene ver onları / Bana seni gerek seni.” dörtlüğünün sansürlenmesi. ( Şairin; Allah sevgisini, başka hiçbir şeyle değiştirmeyeceğini en güzel ifade ettiği dörtlük olmasına rağmen.)

İlköğretim okullarında güya serbest kıyafete geçilmesi Yani; kısa kollu gömleğin, diz üstü eteğin yasaklanması ama türbanın- dikkatinizi çekerim, baş örtüsü değil- örtünmenin serbest bırakılması.

Anadolu Gençlik Derneğinin yeni yıla girerken "alternatif bir yılbaşı kutlaması" yaparak Mekke'nin fethini kutlaması. ( Kaç yıldır neredeydiniz acaba? )

Başbakanın Muhteşem Yüzyıl eleştirisinin ardından dizide namaz, dua sahneleri olması ve dizide aniden Ramazan’a girilmesi.(Feleğin işleri ayıya kaval çaldırır diyeceğim yine.)

Adalet Bakanının 10 yıllık AKP iktidarında tutuklu ve hükümlü sayısının iki kat arttığını söylemesi; “5 yıl içinde kapasite 2 katına çıkacak.” diye müjde vermesi.

Samsun’da bir mermercinin, reklam amacıyla, inşaatın çatısına mermer mezar yerleştirmesi. Vatandaşların, mermer mezarı türbe sanarak ziyarete gelmesi sonucu mermercinin işlerinin artması.(Başbakanın istediği dindar nesil, işte bu!)

Ankara Valiliğinin 29 Ekim yürüşünü yasaklaması.(Bu da kindar nesil örneği)

Başbakanın avukatının, Erdoğan'ın basına açtığı davalarla ilgili olarak, " Açtığımız tazminat davaları, caydırıcı rol oynadı. Artık yazarlar ve yorumcular eleştiri sınırını dozunda tutuyorlar." demesi.

B. Atalay’ın birkaç ay önce “Suriyeli sığınmacılara 380 milyon lira harcadık. ” demesi. ( Sığınmacılara para var; emekliye, memura gelince, yok.)

Ergenekon davasının gizli tanığının tecavüz suçundan 31 yıl hapis cezasına çarptırılması. ( Ne kadar güvenilir(!) bir tanıkmış. )

Erciş İlçesi'nde yıkılan Atatürk İlköğretim Okulu'nun yerine yaptırılan okula, Başbakanın annesinin adının verilmesi.

Cemaat dershanesinden üniversiteye gelen bir öğrencinin canlı yayında; dersanelerin kapatılmasına neden karşı olduğunu anlatırken, “üniversite sınavının şifrelerini biz tamamen dershaneden aldık” demesi.

Başbakanın, 10. Yıl Marşı'ndaki "Demir ağlarla ördük" mısrası için, "Neyi ördün? Hiçbir şey ördüğün falan yok. Demir ağlarla Türkiye’yi biz örüyoruz." demesi. ( O kadar örülmüş ki, sata sata bitiremediler.)

Türkiye'de 66 gazetecinin mesleğinden dolayı tutuklu olması.

10 Kasım törenine katılmayıp Brunei’ye giden Başbakan’a “ Sultan mı sizi çığırdı? ” diye sorduklarında; Başbakanın “ Yoo, kendisini görünce ne zaman döneceğini sordum. Cuma deyince, aynı gün gel’im mi dedim.” diyerek bizimle dalga geçmesi.

Bir imamın, camiye 180 kez namaz kılmaya gelen küçük çocuklara tablet bilgisayar hediye edeceğini vaat etmesi.

Daha onlarca gariplik. Kindarlık, vefasızlık, intikam örneği olay. Yazacakalrım bitmedi ama, yerim doldu...Yazarken, yüreğimin küçüldüğünü hissettim. Ve ben, bu yaşananların hiç yaşanmamış olmasını ne kadar isterdim. Gözün çıksın 2012.