..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > mahmut dağ




25 Temmuz 2011
Akla Gelen Cümleler  
mahmut dağ
durup dururken aklıma gelen cümleler.


:AEFE:
ve zaman! Apansız, uçarı. O kadar hızlı dönüp duruyor ki akrep-yelkovan, yetişebilene aşkolsun. Peki neyle geçiyor zaman kendi adımıza? Boşa mı harcıyoruz, yoksa dolu sandığımız boşlukların mayhoşluğunda sarhoşça yüzmektemiyiz? Yoksa su misali dingin ve temiz mi yaşıyoruz? Peki ne kadar masum izler bırakıyoruz geride? Kaç kalp kazanıp kaçını kırdık değerli kalplerin çizgisi çizgimize tesadüf etmiş? Ne kadarında uyuttuk birilerini ya da ne kadarında uyutulduk? Akıllıca mı kullandık fır fır dönen zamanı, yoksa en aptal hata taşlarını mı attık havuzuna zamanın? Daha bunun gibi bir milyon soru var. Acaba hangisinin yanıtları var aklımızda ya da hangi yanıtlarımızda dürüstüz kendimize? Zamanı harcadıkça artıyor sorular. Ve zaman ahmak ıslatan yağmurunun minik damlaları gibi sırılsıklam üzerimize akıyor. Ve ne zaman duracağını kim bilir?

Zavallı insan! sırıl sıklam ıslanmış üzerine akan saniyelerle. Ve çoğu zaman kendine kendini avutacak binlerce yalan söylemekte. Hata üstüne hata... ve o hatanın üstüne bir başka hata. Ve yalan üstüne yalan. Ve o yalanın üstüne bir başka yalan daha. Ve günah üstüne günah, ve o günahın üstüne bir başka günah. Peki ne için? Yalnızca korumak için uçası aklını. Çünkü kendiyle yüzleşmekten acizdir insan. ve ihanetinin en büyüğü kendine ettiği ihanettir. Ve yalan duvarlarıyla örmüştür çevresini o ihanetin. Hep ama bağlaçlarıyla doludur cümleleri. Ama ben... ama bu... ama böyle... cümlecikleriyle başlayan ve kanmaya müsait insanın aklını kolayca işgal eden binlerce zavallı hınzır cümlecik. Peki ne olur? İsteklerimizin ve arzularımızın peşinden kısa, uzun ya da uzun metrajlı koşu yarışlarına atılır. Ve gözünün ucunun bile umurunda değildir sollayıp geçtiği gerçekler. Hep kıl payı kaçar. Ama gerçek sabittir. Ve insanın geri dönüş için vakti yoktur. Çünkü canını dişine takmış koşmaktadır zamanın yağmurunda ıslanmamak için. Ya da daha fazla damlayı hapsetmek için uykulu zihnine. Nasıl da gariptir o insancık. Bir taraftan da gözü hep kaçırdığı gerçeklerdedir. Ahlar ve vahlarla dolmaya başlar aklı. Ve o ahlar vahlar onu incitmesin diye bir kaç yalancık daha bulur. Çok geç diyerek başlar. Çok geçtir geri dönmek için. Hem önünde uzun bir yol vardır. Daha karşısına ne güzel gerçekler çıkacaktır. Bu da olmayı versindir yalancı kurtarıcı cümleler.

Peki bu kadar mı umutsuz ve yalnızsın bu koca dünyada ey insan! inan bana değilsin. Önce kendi içine bakmalısın. Sus! Ve dinle! Ne diyor yüreğin? Ama yüreğinin kılığına girmiş tutkulardan bahsetmiyorum. Onlar ki alevlerin yaratıkları gibidir. Her kılığa girip kandırır seni. Aşk der adına, sevgi der, abartır sevda der. Ve sen onları masum cümlecikler zannedip atlarsın üzerine. Neyin var neyin yok teslim olursun. Sonra gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkar. Yavaş yavaş acımaya başlar canın. Yavaş yavaş mide krampları başlar. Belki öfke nöbetleri gelir. Duygusalsan ağlarsın durmaadan. Apansız gelir ağlama nöbetlerin, duramazsın, durduramazsın kendini. Aklında hep nedenle başlayıp sonsuza dek süren sorular uzanıp gider. Çünkü bilki ey insan cennet dediğin üzeri bala kaplı küf ve pislik topudur. Bal bittiğinde içine düşeceğin tek şey o pisliktir. Ve tek suçlu vardır o da sensin. Çünkü sormadan, sorgulamadan gitmişsindir peşinden yalancı kahramanların. Peki dediğin gibi gerçekten çok mu geçtir ermeye sırrına yüce gerçeğin? Kesinlikle hayır! Andolsun güne ve güneşe, aya ve yıldızlara ve bildiğim tüm gerçeklere andolsun ki değil. Ve her zaman geri dönüş vardır. Evet, belki geri akmaz zaman. Yaşanan yaşanmıştır. Belki acıdır, belkide değil. Ama pişmansan önce vaz geç pişman olmaktan ey insan. çünkü yaptın, yaşadın, oldu ve bitti. Evet onları değiştiremezsin. Ama anlamlar senin elinde. İçlerini dolduran, onları önemli yapan senin aklın ve yüreğin. Neden değiştirmiyorsun onların anlamını? Neden yalandan bağışlamak yerine sığınmıyorsun yüreğinin merhametli kollarına. İnan bana ey insan, gerçek yüreğinde gizli. Bırak sana söylenen güzel sözlerin büyüsüne kapılmayı. O sözleri yüreğinden süzüp öyle dinle. Aklının tanrısal yanı kanmaya hazırdır sahte kahramanlara. Mesela en sahte kahraman tanrıya kanmışsındır daha doğuştan. Unut, hepsini unut. Gerçeği yüreğinde ara. İnan bana ey insan gerçek yüreğinde gizli. Seni yüceltecek de, avutacak da yüreğindir.

Hadi sana bir ayna yapalım. Yalnızca seni gösterecek bir ayna. Ayna sana tek bir soru sorsun... “sen kimsin” ve sıralasın ardından. “hadi hayatındaki kavgaları, gürültüleri, sevgi kılığına girmiş her şeyi çıkar. Anne yok, baba yok kardeşler hiç yok... peki ne kalır geriye?” evet bu aynanın sorusu. Binlerce yıldır bilge kılığına girmiş şarlatanların aradığı, ancak yanıtın yakınına bile yaklaşamadığı sorular. İçinden hemen kendini küçümseyen cümleler geçiyor. Yine önünde amalar ve fakatların bulunduğu cümleler. “o bilgeler bulamadıysa yanıtı ben nasıl bulurum?” diyorsun mesela. İnan bana onların çoğu sormak için yaşadılar. Amaçları yanıt falan da değildi hani. Ancak sen farklı olabilirsin. Şimdi sen yaşamak için, yücelmek ve kendi varlığını farketmek için sor yüreğine... “ben kimim?”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevinilmez Hiç Bir Ölüme.
Hayat ve Yağmur
İki Kişilik Gerçek Bir Düş
Hep Yalnızlık! Hep Yalnızlık!
Çölde İsyankar Bir Kum Tanesi
Denizin Sevda Şarkısı.
Kemanın Çığlığının Öyküsü
Yalnızlığa Dair
Şeytanla Empati
Sen İnsansın

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bize Özgü Bir Hayat
Samed Behrengiye Mektup
Seyir Defterinin Altın Sayfası
Tek Çözüm, Hepiniz Ölün
Omelasta Devrim
Dünden Bu Güne Faşizm
Gökkuşağının Mektubu
Ateşbaz
Aşkın Her Hali
Karanfil Kokusu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnız Yolcu [Şiir]
Adem ve Havva Masalı [Şiir]
Hayat ve Hayat2 [Şiir]
Bir Kucak Aşk [Şiir]
Aşk ve Huzur [Şiir]
Savaş Korkularınla [Şiir]
Zıtlıkta Birlik [Şiir]
Her Hangi Bir Masal [Şiir]
Yalnızlığa Sürgün [Şiir]
Sıcak Gülüşler [Şiir]


mahmut dağ kimdir?

tıpkı erasmusun dediği gibi; delilik mutluluktur. bu düsturdan yola çıkıp beni delirten yazma tutkusunu özgür ve çılgın düşlerin, ve hayal gücümün en çılgın halinin emrine verdim. yazmak, yaratma tutkusunun insan zihnindeki tüm açmazlardan kurtulup, sözün ak ve kara büyüsüyle biçimlenmiş en gerçek halidir. çünkü söz büyüdür, gerçek söz deliliktir.

Etkilendiği Yazarlar:
J. R. R. Tolkien, Samed Behrengi, Stephan King, R. A. Salvatore, Tess Geritson... ve daha nice güzel kalemler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mahmut dağ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.