(Kürtaj) Olmak Ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu...
(Rüya Bayram ) 11 Haziran 2012 |
Toplum ve Birey |
| |
To be or not to be; that is the question..(W.Shakespeare)
Yazmayayım, herşeye maydanoz olmayayım diyorum ama çıkarılması düşünülen kürtaj yasası konusunda sessiz kalmak da olmazdı bir kadın olarak.
Yalnız benim durum biraz karışık, ben hem kürtaja, hem kürtaj yasasına karşıyım..
|
|
Hayatı Kuralına Göre Oyna!
(Rüya Bayram ) 25 Mayıs 2012 |
Yaşam |
| |
Bugünlerde özgürlüğe yaktım abayı. O kaçıyor ben kovalıyorum, ama nefesim yetmiyor yakalamaya...İnsan olmak bir sürü esaretin zincirini bilerek, isteyerek boynunda taşımak demek..Canım ne isterse yapabileceğim bir dünyayı düşlerken, gerçeğe uyanıyorum ve başlıyorum bu gerçek de nedir demeye..Gerçek şu ki; bir hayat var ve onu yaşıyoruz.. Akıllı olursak veli, akılsız olursak deli ediyor hepsi bu!... |
|
En Kusursuz Cinayet Yaşama Sevincini Öldürmektir
(Rüya Bayram ) 20 Ocak 2012 |
Yaşam |
| |
Hayatımızdaki en önemli şeylerin bir anda yok olup gittiğini görmenin acısından kaçımız kurtulacağız? Yalnızca bizim için çok önemli olan insanlardan değil, düşüncelerimiz ve düşlerimizden de söz ediyorum. Bir gün, bir hafta, birkaç yıl daha dayanabiliriz, ama eninde sonunda yitirmeye yazgılıyız. Bedenimiz sağ kalır, ama ruhumuz er geç ölümcül darbeyi yer... En kusursuz cinayet budur. Yaşama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz. (Paulo Coelho) |
|
Tüp Bebekler ve Çöp Bebekler
(Rüya Bayram ) 30 Kasım 2011 |
Toplum |
| |
“Yaşamak, ilkin sevgi ile, sevmek ile başlar,
Doğumla, doğmakla değil.
Yaşam da sevgisizlikle biter,
Ölümle, ölmekle değil.”
___Özdemir Asaf
Ama yaşama sevgi ile başlayamayanlar da var, ya da sevgisizlikten ölse de yaşamaya devam etmek zorunda olanlar.
|
|
Hani Tek Bir Kişiyi Özlersiniz Her Yer Issız Gelir Derler Ya...
(Rüya Bayram ) 25 Ağustos 2011 |
Anılar |
| |
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki...
Yeni okula başlamışız, yeni sevmişiz
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
ÖZDEMİR ASAF
|
|
Uzun Metraj Korku Filmi, Bol Kan, Bol Siyaset, Bol Kavga, Boş Hayat!
(Rüya Bayram ) 15 Temmuz 2011 |
Günlük Olaylar |
| |
20 sene sonra o kadınlardan biri de ben olmak istemiyorum.. O ateşin düşüp beni de yakma ihtimalini düşünmek içimi daraltıyor. Çok mu uzak 20 yıl sonrasını düşünmek? Hiç değil.. Bu senaristleri de seyircileri de fazla sabırlı korku filmi başlayalı 27 sene olmuş. Bitsin artık bu filmin kapalı gişe saltanatı! |
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (21) (Kimi Zaman Giden, Kimi Zaman da Gidilenin Yüreğinden... )
(Rüya Bayram ) 16 Haziran 2010 |
İlişkiler |
| |
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların... insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!
Ne güzel demiş Can Yücel. Allah rahmet eylesin.
Kimileri sürekli gitmek istiyor..Sevse de sevmese de .. En mutlu olduğu insanların yanında bile olsa hep gidesi oluyor. Birşeyler sürekli dürtüyor. Bence gitmek istedikleri aslında memnun olmadıkları kendileri.. Kendilerinden kaçamadıkları için herşeyden sıkılıyorlar.
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (20) (Antikacı Dükkanından... )
(Rüya Bayram ) 24 Mayıs 2010 |
İlişkiler |
| |
Gönlümle baş başa düşündüm demin; / Artık bir sihirsiz nefes gibisin. / Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin / Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim, / Bir anda unuttum seni, eminim / Kalbimde kalbine yok bile kinim / Bence artık sen de herkes gibisin.
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor / Onlardan kalbime sevda geçmiyor / Ben yordum ruhumu biraz da sen yor / Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece / Kaçıyorum bugün senden gizlice / Kalbime baktım da işte iyice / Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim / Maziye karıştı şimdi yeminim / Kalbimde senin için yok bile kinim / Bence sen de şimdi herkes gibisin
Gün gelir ömrün kısalığına inat ruhun sonsuzluğuna yazdığın, antika dükkanında en önde koca koca yer verdiğin kişiler Nazım'ın dizelerindeki gibi herkes gibi birilerine dönüşür.
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (19) (Agah Efendi ile Söyleşirken... )
(Rüya Bayram ) 21 Nisan 2010 |
Meslekler & İş Yaşamı |
| |
"Franklin bir çocuğa bir elma vermiş. Çocuk çok sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Çocuk daha çok sevinmiş. Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüs. Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde zaptedememiş, sonuncusunu düşürmüs yere... Bu sefer ağlamaya başlamıs çocuk. Hayat böyledir işte... Hayal etmediğimiz bir saadete eriştikten sonra bile, onun bir lokmasını dahi kaybetmek bizi perişan eder. Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan."
Hani masallarda da gökten 3 elma düşer ve mutlu sonla biter ya. Ama gerçek hayatta yetmez.Yaşamak ve keyif almak.. Keyif almak için yaşamak... Bu düşüncelerin ışığında bugün Agah efendi ile söyleşeyim dedim biraz. Kendileri vicdanıma taktığım isim olur. Aslında benim vicdanım bu Agah efendi gibi katı da değildir bana kalırsa ama kim kendine kötü der ki:) Tersine anlatımla konuyu neşelendirmek adına Agah efendiye bu rolü yazıverdim. Niye Agah efendi sormayın onu da bilmiyorum öyle esti:)
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (18) (Uğurladıklarımdan... )
(Rüya Bayram ) 13 Nisan 2010 |
İtiraflar |
| |
Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir. Onları serbest bırakmak. Gevşek olanı kesmek. İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol. Zahir - Paulo Coelho
Bu sözleri okuyunca baktım bahar da gelmiş, giriştim ben de kendimde büyükçe bir temizliğe.. Bakalım neleri uğurlamam gerekmiş hayatımdan şu anda kimsem o olmam için..
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (16) (Prangalardan... )
(Rüya Bayram ) 29 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Bu sabah yağmur var İstanbul'da ve gökgürültüleri duyuluyor benim de yüreğimden az sonra yağacak yağmurları haber verircesine. Öfkem artınca şimşekler yolluyorum baktığım yerlere. Yine ne oldu demeyin. Hayat akıyor sürüklüyor ve sürüklenirken yaşadıklarımız duyduklarımız bizi de yüklüyor işte böyle bulutların yüklenmesi gibi artı ya da eksi.. Bu gidişle kimsenin derdini dinleyemez olacağım. Ya da dinledikçe koşup böyle yazıya dökülüp rahatlayacağım. Dert derde dert ekliyor. Ya da eski hikayeleri fişekliyor. :) Bir önceki mektupta anlatacağımı haber verdiğim hikayeye başka hikayeler de eklendi. Hayatın hikayesi de böyle yazılıyor işte bölüm bölüm, an an.
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (15) (Keşkelerle İyikilerden... )
(Rüya Bayram ) 25 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Çekilmez bir adam oldum yine / Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi / Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum / Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine / Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım / Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet / Fakat elimde değil / Seni kıskanıyorum.
Nazım ın bu şiirini okurken hayatın ikilemlerimizle yüklü bir yolculuk olduğunu düşündüm, iyikilerimle keşkelerimi tarttım, bir sağa bir sola baktım ve yine içimi bu mektupla dışıma attım. Şiirin sonuna bakarsak konumuz kıskanmaya daha uygun düşerdi ama derinine inince de kıskançlıkla sevdiğine güven ikilemi, sevmenin güzelliği ile kıskanmanın çekilmezliği düalitesi karşımda dikiliyordu.
|
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (10) (Sıradan Bir Masaldan... )
(Rüya Bayram ) 17 Şubat 2010 |
İlişkiler |
| |
Bir varmış bir yokmuş diye başlar bütün masallar.. Masalın sonunu başından haber verir bu söz aslında.. Önce vardır sonra yok.. Masallar güzel ve yardıma ihtiyacı olan temiz kalpli kızların etrafında anlatılmaya başlanır ama masalın sonunu kötü cadılar,kara prensler belirler.. Eğer iyi yürekli bir kahraman çıkar kızı kurtarırsa masal mutlu sona erer.. Ya çıkmazsa? |
|
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (9) (Kalpten Kalbe Nasihatlerden... )
(Rüya Bayram ) 9 Şubat 2010 |
İlişkiler |
| |
Dönülmez akşamın ufkundan dönüyor bir kez daha sana... Sana ait olmayacağını bildiğin birşey için tutuşmak cennet ile cehennem arasında git gel gibi. İşte o yüzden med cezir diyorum ben sizdeki bu duruma. İçindeki aşk ile cennete düştüğünü sanıp gerçeklerle cehennemi boyluyorsun.
|
|
|
SIRÇA SARAYIM..
Dokunur bazen yumuşak bir ses
Basar tuşuma açılır sırça sarayım
Yaşar orada en kaçılmaz aşklarım
En başa çıkılmaz hayal kahramanlarım
Görünür bazen uzaktan tanıdık bir yüz
Başlar sarayın içinde onlarca sallantılar
Belirir kör kuyuların derininde kalmış anılar
Panikler koştururum oradan oraya ama
Geç kalırım hep oynamış yerinden taşlar
|
|