..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdası insanın başkalarına duyduğu sevgidir; güç sevdası insanın kendine duyduğu sevgidir. -Hazlitt
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Rüya Bayram




15 Temmuz 2011
Uzun Metraj Korku Filmi, Bol Kan, Bol Siyaset, Bol Kavga, Boş Hayat!  
Rüya Bayram
20 sene sonra o kadınlardan biri de ben olmak istemiyorum.. O ateşin düşüp beni de yakma ihtimalini düşünmek içimi daraltıyor. Çok mu uzak 20 yıl sonrasını düşünmek? Hiç değil.. Bu senaristleri de seyircileri de fazla sabırlı korku filmi başlayalı 27 sene olmuş. Bitsin artık bu filmin kapalı gişe saltanatı!


:BGGC:
Yukarıda cennette bir yerlerde bir sürü gencecik çocuk birbirlerine bakıp bu soruyu sorar:

"Hangi dava uğruna öldük lan biz? Aşağıda hayat devam ediyor. Uyruk, cins, o, bu, şu ayrımı olmadan yeniyor içiliyor, eğleniliyor , takım tutuluyor maçlarda küfrediliyor, okuldan kaçılıyor, yeni bebeler dünyaya getiriliyor, komik olaylar oluyor, gülünüyor, çalışılıyor, tatile gidiliyor, üzülünüyor, trafik çilesi çekiliyor, hayat her şekli ile geçip gidiyor. Küçük bir bölgede başka ideolojilerin, bu işin içine hiç girmeyen insanların çektikleri iplerle bazı kuklalar, hava, düşünce, duygu kirliliği, metal, kan, insan ziyanlığı yapıyor sadece.. Ulan o zaman biz niye aşağıda olmamız gereken yerde değiliz? Neden yaşamamız gereken hayat elimizden bu çirkin oyunla alındı? Hangi kavga, hani nerde savaş? Ben özlemle evime dönecek, anamın özlediğim yemeklerinden yiyecektim. Ninemin duaları beni korumuş olacaktı. Şükür dolu gözlerle yanaklarımı okşayacaktı babaannem. Babamın gururu yüzünden okunacaktı. Hayal ettiğim mesleği belki yapar belki yapamazdım ama elim ekmek tutacak, ilk maaşımla akşam eve eli kolu dolu dönecek, anamdan babamdan hayır duası alacaktım. Ben mahalledeki güzel gözlü Nazlı ile evlenip çocuklarımın bana baba demesi ile gururlanacaktım, günü gelecek kendi elimle ben de evlatlarımı askere uğurlayacaktım. Torunlarım ellerimi öpecek, ben onların minik ellerini tutup parklara götürecektim. Şimdi hayallerimi gerçekleştiremeden, ömrümün baharında sevdiklerimden ayrıldım. Ne uğruna oğlum!.

Nooldu lan şimdi bana? Ben öldüm dava bitti mi? Ben hayatımı yaşayamadım, üç beş (bin)çıkarcı istediğini elde etti mi? Benim kanım onların toprağını sulayıp yeşertti mi? Daha dün birlikte arkadaşlarla şakalaşıyorduk, lan şimdi ben bir daha Nazlı'yı göremeyecek miyim? Ya o güzelim biber dolmasını anamın elinden yiyemeyecek miyim?

8000 ağızdan bu sözler döküldü..

Dünya karalar ve denizlerden ibaret bir gezegen sanıyoruz ya.. Hiç değil.. Dünya iyi kötü eylemlerimizden, enerjilerimizin, niyetlerimizin, üzüntülerimizin, sevinçlerimizin etkilediği bir oluşum bence.. O yüzden değişiyor, onu üzdükçe, kirlettikçe bizden intikamını alıyor. Ürettiğimiz herşey, en ufak kötülük bile hepimizi etkiliyor.. Etkileyecek.. Bunun için daha fazla iyiye ve iyiliğe ihtiyaç var.. Ama nerde?.. Gittikçe kötüye gidecek, kara, kapkara, katran kara hüzünler hepimizi aydınlığından edecek...

Ben ideolojiler üzerine yazmıyorum, ahkam kesmeyi sevmiyorum, düşüncelerimi dayatmak ya da birilerine kabul ettirmek umurumda bile değil, ben duygularım çağlayınca dağılıp dökülüyorum. Bu yazıyı da bilgiler, belgeler değil, duygular doğrultusunda düşünmeden hissettiğimce yazıyorum. 20 yılı aşkın zamandır bu gençlerin eceli ile ölmesi engelleniyor.. Bitmemiş bitmeyecek, adına dava dedikleri korku filmi. Senaristi ve yapımcısı belli ama oyuncular kısa ömürlü.. Ve oyuna dahil edildiklerinden bi haberler.. İstedikleri olsun sanki başka bir yerden başka bir sorun çıkmayacak mı? Yeni korku filmleri vizyona sokulmayacak mı?

Şehitler ölmez deniyor ama ölüyor arkalarında gözü yaşlı sevdikleri ile.. Analar onları büyütürken çektikleri sancıların, uykusuz gecelerinin karşılığını göremeden, umutlarının hayatlarının en değerli varlıklarının elinden alınmasını, kalbi yaslı, gözü yaşlı, eli bomboş bir hayata mahkum olarak seyretmek zorunda bırakılıyorlar.. Ben de anayım benim de oğlum var ve birgün oğlumun canı vatanına feda nidası ile o yeşil arabanın peşinde koşmak istemiyorum. Ben gelinime kaynanalık yapmak, onlar çalışırken torunlarıma bakmak istiyorum.. Çok mu şey istiyorum.. Bu ülkede iyi kötü ne varsa hepimize.. Bu kavgaları çıkaranlar darda da biz bir eli yağda öteki de balda mıyız? Boşboş konuşmak, 2 gün gözyaşı döküp sonra da susmak istemiyorum ama ne yapmalıyım onu da bilmiyorum...

Sadece üzgünüm diyerek ne yazık ki yine susuyorum...

Rüya
15.07.2011

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkür
Gönderen: Rüya Bayram / , Türkiye
25 Ağustos 2011
Yazıyı ve anlamı pekiştiren değerli yorumunuz için çok teşekkürler Müşerref hanım. Sevgiler

:: Mazeretler çok...
Gönderen: Müşerref ÖZDAŞ / , Türkiye
23 Temmuz 2011
Mazeret sepetinin taşıyamıyacağı günah yoktur...diye bir söz okudum yakın bir zamanda. '' Mazeretim var, asabiyim ben'' der bir şarkı.Mazeretler o kadar çok ki. Mazeretim var,liderler koltuklarını ve iktidarlarını çok seviyor. Mazeretleri var, orada oturmak için bölücülükten, terörden, kandan, umuttan, mahalle ağzından, külhanbeylikten besleniyorlar. Mazeretleri var çünkü eldeki değerlerin kıymetini bilmiyorlar, gözleri doymuyor... Mazeretleri var, ruhlar doyumsuz, dış kökenli oyunlara alet olduklarının farkında değiller. Mazeretleri var çünkü abesle iştigal töreleri var... Mazeretleri var , seven kızlar günahkar, töre uğruna öldürülüyorlar. .... mazeretler o kadar çok ki... Yaşamın acılarının yürekten sayfalara döküldüğü bir yazı okudum.Teşekkürler Rüya...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
En Kusursuz Cinayet Yaşama Sevincini Öldürmektir
Hani Tek Bir Kişiyi Özlersiniz Her Yer Issız Gelir Derler Ya...
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (10) (Sıradan Bir Masaldan... )
Mutluluk
Hayatı Kuralına Göre Oyna!
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (19) (Agah Efendi ile Söyleşirken... )
Herşeyin Bir Nedeni Var Ama Unutmayın Bir de Sonucu...
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (11) (Çocukluğumdan... )
Tüp Bebekler ve Çöp Bebekler
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (9) (Kalpten Kalbe Nasihatlerden... )

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çelişki [Şiir]
(Kürtaj) Olmak Ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu... [Eleştiri]


Rüya Bayram kimdir?

Yaşamayı tüm anları ile seviyorum. Bazen acıtıyor her yanımızı hayat, bazen güldürüyor yüzümüzü beklemediğimiz bir anda. Yaşanmışlıklar anılarımız oluyor ve ben uslanmaz bir anı biriktiricisiyim. Hayat biriktirdiğimi ve kaçırdığım tüm zamanları yazıyla bir yerlerde sakladığımı düşünüyorum yazıya döktüğümde kendimi. . . Ve bir gün bir yerlerde onların içinde barınan herşeyin beni bulup kucaklayacağını hissediyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Can Dündar,Ahmet Altan,Paolo Coelho,Goethe,Shakespeare,J.J.Rousseou


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.