• İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
661
|
|
|
|
Genelde tatil denilince derslerden uzak kalmak, kitapları bir yana bırakmak, gazete ve dergilere asla bakmamak, geç saatlere kadar oyalanmak, gezmek tozmak, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar uykusuz kalmak ve ertesi günü de geç vakitlere kadar yataktan kalkmamak olarak değerlendirilir. Oysa bu çok yanlış bir düşüncedir. |
|
662
|
|
|
|
Gözlerim yanıyor. Uykusuz, fasılalarla toplamı yek saati bulamayan puslu gece. |
|
663
|
|
|
|
Bilmem farkında mısınız? Her futbol maçı sonrası, futbolcular; şu cümleleri söylerler.Ya da çok benzerlerini.
|
|
664
|
|
|
|
Al işte sana birbirimiz için yaratılmışız demek için bir sebep oturuşumuz bile aynı.Ama uzmanlar farklı kişiliklere sahip olan insanların daha iyi uyum sağladığını söylüyor.Bana ne ban manyak mıyım arkadaş, o benim yanımda olsun buluruz bi yolunu. |
|
665
|
|
|
|
Şefkatin kaynağı İlahi vuslattır.
Vuslatın yolcusu,
Çileyi, sabrı, kahırı, azmi,
Metaneti, dirayeti, sahaveti,
Sadakati memnuniyetle deruhte edendir. |
|
666
|
|
|
|
Van’da yıkılıp yeniden yapılan "Atatürk İlköğretim Okulu"nun adının, T.Erdoğan'ın annesi "Tenzile Ana İlköğretim Okulu" olarak değiştirilmesi; “Cumhuriyet İlköğretim Okulu” nun adının da okulu yaptıran Acun Ilıcalı’nın annesinin adıyla(İlknur Ilıcalı İlköğretim Okulu) değiştirilmesi; halkın benimsediği değerleri aşağılama olmuyo mu acaba? |
|
667
|
|
|
|
Güya, paranın başında bulunan bir insanın,
Nasıl olur da delik bir çorabı giymeyi tercih edebilir?
Öyle ya ne büyük bir gaf!
Oysaki hiç farkında olmaya da bilir!
Önemsemeyebilir!
|
|
668
|
|
|
|
değişim her zaman iyi anlamda kullanılmaz...değişim bazen bir çok şeyi alıp götürebilir...biz farkında olmadan yitiririz bir çok şeyi... |
|
669
|
|
|
|
Zorlamadan ve zorlanmadan, şöyle içimizden geldiğince gür bir kahkaha atabilsek kendimize gelir miyiz dersiniz? Ya da hiç utanmadan, özgürce ağlasak, gözyaşlarımızı saymadan... |
|
670
|
|
671
|
|
|
|
gunluk yasamdan etkilenilerek yazilan bir yazi |
|
672
|
|
|
|
Mutluyum bu sabah. Kendi karanlığımda kaybolduğum geceden sonra o yarı açık buğulu gözlerle karşıladığım sabahım ve penceremden elimi uzatıp da dokunduğum ılık rüzgarım var yanıbaşımda. |
|
673
|
|
|
|
Kapatıyor gözlerini. Sinirle göz kapaklarını birkaç saniye bekletiyor öyle. Ve bir solukta açıyor gözlerini. Karşısındaki, terslendiğini düşünüyor ister istemez. Uzlaşma ve anlaşma niyetinin eserine rastlayamıyor onda. Anlayamadığı bir şeylerin olduğunu h |
|
674
|
|
|
|
"Ve bir kelebek depresyon sancılarında parçalar kozasını" |
|
675
|
|
|
|
Yazarsal endişelerim var bu aralar! |
|
676
|
|
|
|
İnsanların bugünkü kadar birbirlerine yabancılaşmadıkları zamanlarda sanırım şu kelimeleri daha şuurlu kullanıyorduk: Hayırlı sabahlar, afiyet olsun, hayırlı akşamlar, geçmiş olsun, hayırlı olsun… Sözünü etmek istediğim artık bu kelimeleri hiç kullanmadığımız değil; daha az kullandığımız ve belki de sözün büyüsünü yitirmesi. Artık muhatabımızda sıcaklığını, yankısını bulamaması, rutinleşmesi. |
|
677
|
|
|
|
Hep bir yerler yetişme telaşı!
Geç kaldığımız bir randevuya,
Sabah işe gitmek için servise,
Kalkmaya hazırlanan otobüse,
Düdüğünü çalan vapura,
Başlayan filmin ilk karesine,
Sonraları hayatımızı belirleyecek olan ebleh sınavlara,
Bir konserin uçuşa |
|
678
|
|
|
|
İçerisi geniş bir alana sahip. Masalar özenle yerleştirilmiş ve her şey çok temiz. Pencere kenarında birkaç çift huzur içinde yemek yiyor. Bahçesi de var. Açık ve kapalı alanlarıyla burada her türlü ziyafetler, düğünler, nişanlar, doğum günü partileri, iş ve toplantı yemekleri, yeni yıl ve özel günler için yemekler veriliyormuş. Hatta özel gruplarla gelip dilediğiniz organizasyonları burada yapabiliyorsunuz. Ama en önemlisi bunlardan öte, şehirden uzak, gürültüden uzaksınız. Sakin bir ortamla baş başa kalabiliyorsunuz. |
|
679
|
|
680
|
|
|
|
Neydi bu şimdi, ne demekti?
Ölmek mi, öldürülmek mi? Kuzeyde, Irak' ın başkenti Bağdat' ın kuzeyinde........ |
|