..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Pastorel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Kimi Kime Şikâyet Edeceğiz?!
Cahit KILIÇ
Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler

Ne tarafa bakarsanız zulüm! Ne tarafa bakarsanız haksızlık! Ne tarafa bakarsanız adaletsizlik! Ne tarafa bakarsanız eşitsizlik! Ne taraf bakarsanız ahlâksızlık! Ne tarafa bakarsanız bencillik! Kime bakarsanız kibirlilik! (En büyük benim, her şeyi en iyi ben bilirim hastalığı!) (Kirli egodan ve ferasetten ve de basiretten uzak; çıplak enaniyetten kaynaklı yıkıcı cehalet!) Kime bakarsanız çapsızlık! (Sade suya tirit, bir nev’i seviyesizli

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Pastorel
 Yaralı Martı  (ERDEN ERKİN)

Martı kurtulmuştu ve benim de nadir bulunan beyaz bir martım olmuştu; adını "YARALI MARTI" koymuştum. ERDEN ERKİN...
 "Güve"  (Ekrem Naif Tek)

Bütün bunları suyun üzerinde suyu çok da incitmeden, suya bir iğne gibi batmadan düşünen güve aynı zamanda korkudan olsa gerek titriyordu. Bu acımasız ve katil dolu dereye yaptığı tek etki ince, küçük ve dairesel titreşimleriydi.
 Bir Avuç Rüzgâr  (Pınar Şafak)

Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.
 Kül  (Esin Yardımlı)

‘Her yere, bir yere ya da hiçbir yere gitmek isterim.’ dedi Sigara Külü gülümseyerek. ‘Sana hangisi uygunsa..’
 Bahar, İstanbula Hep Geç Gelir!  (Gürcan Erbaş)

Komşu bahçede dut toplayan kızları görünce çok şaşırdım. Hani bahar, geç gelirdi İstanbula! Ama Doğa, bilir işini..ne bir dakika erken gelir, ne bir dakika geç kalır !!!
 Şeftali Çiçekleri  (Pınar Şafak)

Üzerine bir yıldırım düşmesi tehlikesi vardı elbette. Ne kadar yükseklere çıkarırsa kafasını bu olasılık da o ölçüde artıyordu. Sonuçta yıldırımın da bir yerlere düşmesi gerek, öyle değil mi? Buna karşı kimsenin elinden bir şey gelmez, ağacın bile.
 Karanlık Perdenin Püskülleri  (seyfullah ÇALIŞKAN)

- Nereye lan dingiller. - Eve gidiyoruz oğlum. Sabaha kadar kahvede mi pinekleyeceğiz. - Yeme beni şimdi, bi kalem geç bunları... - Sana yalın borcum mu var? - Tamam, uzun etmeyin, gidin. Kendinize mukayyet olun ama… - Bak aha buraya yazıyom. Bir çapanoğlu çıkcak bu işten. O zaman gelip bana ağlamayın tamam mı? - Amma uzun ettin be Kemal abi.
 Sevginin Anahtarı  (Simten K. Ataç)

Beklentileri azaltılmış bir hayat içerisinde tatmin olmak daha kolay olmaz mı?
 Toroslarda Bağ Bozumu  (Abdurrahman Boyacı)

Bir Geziden arta kalan
10 
 Kış ve Gül  (Osman İlter)

Doğa aslında tanıdık değil mi ?Kendi hayatımız bize doğa kadar uzak belki
11 
 Sonbaharda Gölcük  (Münevver Saral)

Bir göl ! Bir göl ki, masmavi... Sanki insan eliyle yapılmış misali; yemyeşil çam ormanının tam da ortasına bırakılmış bir avuç mavi su gibi... Ellerimin arasına alıyorum gölü; sığmıyor, taşıyor avuçlarımdan... Devlerin gözyaşları mavi mi olur ? Bilmiyorum ama; ayağıyla açtığı çukura, avuçlarında biriktirdiği gözyaşlarını usulca bırakan koca bir dev geliyor gözlerimin önüne. Sonra... Sonra o koca dev, şaşkın bakışlarıma aldırış etmeden; aniden çıkıp geldiği, o koca zamanların içinde kaybolup gidiyor yine.
12 
 Yağmur  (Ünver PAZARLI)

Endüstri toplumları yağmuru sevmez.Bu hastalık bizim topluma da sirayet etti.Ancak bizler hayatımızın en önemli varlık kaynaklarından bu varlığa hem şükran duyduğumuz ve hem de ihtiyacımız olduğundan,ona asla sırt çeviremeyiz.Ancak genç nesil üzerinde bir istatistik yaparsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.
13 
 Bir Masal, Şu Uzungöl!  (Münevver Saral)

Neyi şans sayarsınız bilmem; yağmuru mu yoksa parlak bir güneşi mi ? Bana sorarsanız ; ikisinede şans derim.Diyelimki tercihiniz parlak bir güneş.Ve güneş, koca çam ormanlarının tepesinden sarı ışıklarıyla göz kırpıyor size. Güneşin cazibesine kanıp sizde ona bakıyorsunuz. Utancınızdan pembe pembe oluyorda yanaklarınız, gözlerinizi göle çeviriyorsunuz .Bu kamaşmanın etkisiyle mi bilmem, az önceki yeşil göl birden maviye dönüşüyor. Yeşille mavi arasında bocalıyorsunuz bir an. Göl yeşil miydi yoksa mavi mi ? karasızlığında bir süre oyalanıp , neden sonra anlıyorsunuzki; bu mavi renk, güneşin göle bir hediyesi. Mavi göl, mavi gök, sarı ve parlak bir güneş, ve gölü çevreleyen yemyeşil bir orman! Burası cennet olmalı ! Yo, hayır ; olmalı değil, cennetin ta kendisi! Siz ve cennet , gerçek ve düş...
14 
 Kedi...  (serhat merdivenci)

Kirpiklerinden tırmanan bir su damlası süzülüyor aşağıya, içinde salınan bir dünya, dünyadan evrene savrulan kuş sürüleri yayılıyor içime. Yine bir şey söyleyemiyor, Yine susuyorum…
15 
 Uzun Bir Sorudan - Lirik Bir Öyküye  (Ayşe Keskin)

Şimdi bu sonsuz bahçenin içine birlikte girelim ,görelim neler yaşanılabilir.
16 
 Yeniden Bir Küçük Yaprak  (Duru Karal)

Benjamin’nin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemişti ki rüzgar yeniden kavradı; silkeledi. Bastığı yerin ayakları altından savrulmasıyla iyice yapıştı bulunduğu dar, sıska dalın ucuna. Kök sapından eğildi, sağa sola sarktı uçuşan başını telaşl
17 
 Yeniden Hayat  (quaresma_erkan@hotmail.com)

Hayatın içinde buldu kendini. Fokurdayan şelalenin içinde.
18 
 Zaman İçinde Bir Çamlıca!  (Münevver Saral)

Çiçekler karşıladı bizi tepede. Yol kanarlarına, ağaçları çevreleyen tarhlara dikili; rengarenk, hoş kokulu çiçekler... Ve ağaçlar karşıladı; o, çok yukarlardaki dallarıyla güneşe kafa tutan ağaçlar... Yaşamak için, o muhtaç oldukları güneşe, gölgelerine sığınanlar adına kafa tutan ağaçların altındaki küçük iskemlilere oturduk, bir nefes soluklanmak için. Rüzgarın eteğinde kokularıyla uçuşan çiçek yapraklarının, insan seslerine ara ara eşlik eden kuş cıvıltılarının eşliğinde... iskemlinin altına yan gelip yatmış bıyıklarını yalayan kedinin, kediye rahat vermek istemeyen yaramaz çocukların, aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya doğru akıp giden insanların seyrinde... Yarı güneş, yarı gölgede; kısa bir müddet dinlendik böyle. Sonra yerimizden kalkıp, adım adım tepeyi dolaştık. Ailelere rastladık, akrabalara, arkadaş gruplarına, yaşlılara, gençlere, yalnız bir başına gelenlere...
19 
 Test 23456788  (Test 23456788)

Test 23456788 Test 23456788 Test 23456788 Test 23456788
20 
 Kibrit Kutulu Adam  (Mualla Öztürk)

Herta Müller'den bir köy hikayesi.




son eklenenler
"Güve"
Ekrem Naif Tek
Öykü > Pastorel
Test 23456788
Test 23456788
Öykü > Pastorel
Yağmur
Ünver PAZARLI
Öykü > Pastorel
Küresel Kabus
Fadime Özkaya
Öykü > Pastorel
Keşke
Hasan
Öykü > Pastorel
Ben Havva'yım Sen Kaval
sargon
Öykü > Pastorel
Kedi...
serhat merdivenci
Öykü > Pastorel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.