..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Pastorel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Portakallı Kek
Hilal Polat ÖZDEMİR
Öykü > Anı

Çocuklar, Dede Korkut Hikâyeleri’nin özetini yazıyorlar. Çisil çisil yağan yağmur, içime ferahlık veriyor. Sınıfın penceresinden yağmuru seyretmek güzelmiş. Dışarı bakarken, eşimin beni okula bıraktığı andaki bakışları geldi aklıma. Sevgili can yoldaşım, sabahki kahvaltımı akşamdan hazırlamış, sabah da güzel bir çay demlemiş, tam buğday ekmeğine tereyağı ve balı sürmüş, bir an evvel yiyeyim diye kaçamak bakışlar atıyor ve ben bunları fark ett

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Pastorel
21 
 Küresel Kabus  (Fadime Özkaya)

Ormanlar kralının krallığını elinden aldılar. Rengarenk kanatlı güzellerin hava alanını bozdular. Uzun ağaçların uzun kemiricilerinin boyu kısaldı giderek. Çizgi filmlerde izlediğimiz, ağzını açtığında bir adam yutan göl sakinleri görülemedi bir daha. Yeşilin tonları giderek azaldı...
22 
 Dışarda Sonbahar İçerde Bitmeyen İşler  (harun şeker)

Bazen herşey bunaltırya insanı işte tam o zamanda ne yapmalı bence.
23 
 Kibrit Kutulu Adam  (Mualla Öztürk)

Herta Müller'den bir köy hikayesi.
24 
 Ben Havva'yım Sen Kaval  (sargon)

Aysa, hiçbir şey demeden ağaçtan inmiş. Resal’a yüzünün ışığını ve gülümsemesini bırakarak oradan uzaklaşmış. Resal, bu rüyadan çok sonra uyanmış. Gün akşam olmuş. Yol belirsiz, iz kalmaz olmuş.
25 
 Keşke  (Hasan )

Bir Adam Sevdigi Kadını aldatır,fakat hangi ten kadını kadar mis kokar.
26 
 Şimdi Düş Zamanıysa...  (Elif Bengü)

Geldiğin şehir, geldiğin karmaşa, geldiğin yalnızlık arkanda kalıyor. Çok gerilerde bir yerde... Adını bile anımsayamadığın bir ülkede kalıyor anlamsız iç savaşların.
27 
 Kasabadaki Cinayet Ben ve Aşkım  (Ferudun Ergan)

(Üniversiteli bir genç kızın anılarından) Kısık sesle konuşmalarımızın arasına, gülüşmelerimiz karışıyor, sesimiz duyulmasın diye, ağızlarımızı ağızlarımızla kapatıyorduk. Dudaklarımla mühürlüyordum aşkımın dudaklarını. Onun, nergisliğim dediği göğüslerimin üzerinde(...)
28 
 Zemheride Koca Dağ"ın Çağrısına Kulak Vermek!  (Aydın Akdeniz)

Gece boyunca lapa lapa yağan kar, ufuk çizgisine dek görebildiği her şeyi bembeyaz bir renge mahkûm etmişti. Doğmakta olan güneşin, yoğun bulutların arasından sıyrılarak çehresini gösterebildiği günün şu ilk ışınları altında köy sakinleri bu canlılıkla tezat oluşturmak istercesine derin bir sessizlik içerisinde geceden kalma uykusuna devam etmekteydi henüz. Bu sükûnet çalılıklar arasında daldan dala sıçrayarak birbirine kur yapmaya hazırlanan birkaç göğsü kınalı çalı kuşunun neşeli ötüşleri ile bozuluyordu. Yeni günün bu erken saatlerinde köyün kenar mahallelerinden Ahmet’in bulunduğu yere kadar havlamaları işitilen köpekler vardı sokaklarda. Üşümemek için kabanına iyice sarıldı Ahmet. Elindeki tek kırma av tüfeğini sol omuzu üzerinden çaprazlama olacak şekilde sırtına astı. Sırt çantasını tekrar gözden geçirdi. Yolculuk boyunca ihtiyaç duyabileceği her şey, akşam hazırladığı şekilde tas tamam yerli yerindeydi. Günün sonunda büyük bir yabani dağ keçisini avlamak göze aldığı bunca yorgunluğun ardından kim bilir ne kadar eğlenceli olacaktı. Heyecanla yola koyuldu. Kaybedilecek zamanı yoktu çünkü. Aşılacak ilk engel, köye uzaklığı yaklaşık beş kilometre olan ve zirvesinde yaz, kış karın hiç eksik olmadığı şu heybetli sıradağların yamaçlarıydı.
29 
 Sesler Ayaklar ve Yunuslar  (Akasya)

Dünyanın benden haberi var mı bakalım? En azından şu anda kimsenin benden haberi yok, bu kadarı kesin.
30 
 Doğa İle Başbaşa  (Aydın Akdeniz)

Ne kadar geniş bir otlaktı burası. Neredeyse diz kapaklarına dek yükselen otlar arasında iki kardeş, bir birlerine baka kaldılar. Vakit bir hayli geç olmuştu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneşin battığı yöne doğru uzayıp giden çayırlığı keşfetmek arasında ikilemde kalmışlardı. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeşil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârın etkisiyle uğulduyor, çocukların endişesini bir kat daha arttırıyordu. Çocuklardan irice olanı, ürpermesine rağmen korkularıyla yüzleşmek ve sınırlarını keşfetmek istiyordu. Bakışlarını uğultunun geldiği karanlığa çevirdi. Onun bu vahşi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasına olursa olsun dalacaktı bu ormana.




son eklenenler
"Güve"
Ekrem Naif Tek
Öykü > Pastorel
Test 23456788
Test 23456788
Öykü > Pastorel
Yağmur
Ünver PAZARLI
Öykü > Pastorel
Küresel Kabus
Fadime Özkaya
Öykü > Pastorel
Keşke
Hasan
Öykü > Pastorel
Ben Havva'yım Sen Kaval
sargon
Öykü > Pastorel
Kedi...
serhat merdivenci
Öykü > Pastorel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.