..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yeraltı
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Perde
Hülya Güzelkasap
Şiir > Tasavvuf

Teklik diye aranırım Çokluğa aldanırım Varlığa dayanırım Gözüm tevhide perdeli Zamana yenik düşer bu vücut Ağarır saçlarım, tenim geçici Lakin hiç yaşlanmayacak olan Ebedi ruhum perdeli Gönül yüce sevgiliyi aramakta Kalp aşkla atıp durmakta Akıl hep yanlışa düşmekte Doğrunun ardında hakikat perdeli Ayaklarım dünya zincirlerine bağlı Ruhum bu tende takılıp kaldı Zannım bu hayatı gerçek s

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı
161 
 Karakol 2  (Şenol Durmuş)

-Beyler canı sıkılan iki kişi yardım etsinde, sorgu var.Bir esrarkeşi konuşturacağız.Meraklısı varsa buyursun.-
162 
 Fabrika  (uFuK)

Uzakta kalmış. Sevilmeyenlerin arasında yaşamış.
163 
 İntihar Planı  (Gökçe Gün)

......Geriye sadece zehri içeceğe katmak ve izlemek kalıyordu. Kolay gibi görünüyordu ama hemen sonuca varmayacaktı, önce denemeliydi. "Başlamazsan bitmez" hep böyle söylerdi babası......
164 
 Yendim  (tezat)

yanıyorum...
165 
 Ne Yemek Yaptın?  (Ö. K.)

Tahtakale'de sıkıcı bir iş yapan Hasan'ın sefil hayatı hakkında
166 
 Gördüm  (tezat)

üşüyorum
167 
 Sırada ki Gelsin  (Şenol Durmuş)

Hadi konuş, bizi fazla yorma.Ne yaptıysan yaptın, bizi ilgilendirmez.Sadece anlat.Bir an önce konuş da kurtul.Duymuyormusun, bu sesler senden çıkıyor.İnliyorsun, ağlıyorsun çocuk gibi.Buna bir son ver.Delikanlı ol ulan.Adam gibi anlat bize.
168 
 Kova  (özgür durmaz)

Kadın gözyaşlarıyla stüdyodaki bir kapıya bakıyordu.Karizmatik sunucu: 'Sence gelecek mi?' diye sordu kadına. Ama kadın büyük ihtimalle söylenenleri duymuyordu bile..
169 
 Son Çıkmaz  (Uğur Can)

Son çıkmazdayım. Kafam bulanık bir su gibi. Beceremediğimden, artık yaşamamayı yaşamaya başladım. ...
170 
 Süzülüyordu Kente O Karanlık Gece Gibi  (Kerem Yüce)

Tepeden bakıyordu şehre,beyazlar giyinmiş o yüksek tepeden...Yirmi dört saat o beyaz elbisenin üstünde otururken kenti izliyordu o siyah lekeyle.Kucak açmıştı kimsesiz bir dağ,sarmıştı kollarıyla,unutması için bir daha hatırlamaması için basmıştı sımsıkı bağrına.Kenti dinliyordu kızaran kulaklarına aldırmadan,o kulakları sağır eden insan kalabalığının sesini.Herkes birbirine benziyordu yukarıdan bakınca,aynıydı herkes farklı renklerdeki,farklı şekillerdeki kıyafetlerin içinde.
171 
 Muhsin Bey'in En Garip Meşgalesi  (Burak Mollamehmetoğlu)

...'Mezarlar' dedi kendi kendine, 've ruhlar... Neredesiniz?'..
172 
 Yol ve Külahi  (alp)

"gün sona erdiğinde; ve yolun değil de külahinin yürüyüşünün sonu geldiğinde; yaşamı varmış olduğu amaçlar toplamına ya da eriştiği yerlerin toplamına değil de yürüyüşünün ya da yolculuğunun kendisine eşittir.."
173 
 Kara Kutu Kuyuda  (tezat)

güneşten eser yok.hücrem karanlığa misafir.allah ın emri peygamberin kabriyle,bedenime bi dar ağacı istenir.bu son günüm.biraz daha yürümeliyim.10 adım.bi daha yok.
174 
 İçki İşine Engelse, İşini Bırak da Gel...  (ilker)

Birahanelerdeki, meyhanelerdeki muhabbetleri çok samimi buluyordu, gerçek buluyordu. Orada daha önce birbirini hiç görmemiş insanların yer yokluğundan aynı masaya oturup, kırk yıllık dostlarmış gibi muhabbet etmeye başlamaları, birbirlerine en yakınlarına bile anlatmadıkları sorunlarını anlatmaları, sıkıntılarını paylaşmaları hoşuna gidiyordu. O masalarda hiç kimse olduğundan daha iyi, olduğundan daha dürüst, olduğundan daha esprili, keyifli olmaya, mutlu görünmeye çalışmıyordu, çünkü gerek yoktu
175 
 Fesat Ağacı'nın Ardı  (Burak Mollamehmetoğlu)

İstanbul’un mehtapla şereflendirilmiş göğü, hepsinin garabet ve habis çığlıklarıyla ağırlaştı. Sabah kimse korkusunu üzerinden atamamıştı… Cinler de…
176 
 Susturucu  (tezat)

ıslıklarım kaldı sana...
177 
 Ayıraç  (GÖKHAN BEDİR)

Annem demişken. Şu anda karşımda oturmuş televizyonda bir kelime bir işlem yarışmasını izliyor. Bildiği her sorunun kendine verdiği sahte özgüvenle gülümsüyor.
178 
 Gömlek  (tezat)

kelimelerimin, şöhret harfleri suspus olmuş, susuzluk pususunda, pusulası şaşmış şaşı bakan şaşırmış insanlara, zindanlara tezat özgürlükler, dışarda, masumiyetin mahkumiyeti...
179 
 Kabirci  (Burak Mollamehmetoğlu)

Çünkü er ya da geç karşılaşacaksınız...
180 
 Yüceler  (Burak Mollamehmetoğlu)

Ne zaman Yüceler zirvelerine karalar bağlasa, hep o şaibeli sessizlik çökerdi kasabanın üstüne. Evlerin ışıkları soluklaşır, gece kara bir deliğe dönerdi.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Adam ve Kadın
Serhat Kaya
Öykü > Yeraltı
Buluşma
vicdan sönmez
Öykü > Yeraltı
Tanrının Dönemeci
selim çok
Öykü > Yeraltı
Korsan Çıkmazı
selim çok
Öykü > Yeraltı
Yıkılış
selim çok
Öykü > Yeraltı
Düş Köprüsü
Fatma Şahin
Öykü > Yeraltı
Eli Kanlı Toplum
cem yılmaz
Öykü > Yeraltı

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.