|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve İsa
İsa Kantarcı
Roman > Korku Romanı
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve İsa
“İsa, senin arkandayız, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafanı yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öğleden sonra, güneş var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yağmur, sel, her şey can sıkıcı. Kadınlar, kızlar can sıkıcı, çocuklar şeytan. Güzel, işe yarar bir şey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iş?” Bir yaşamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem dişimle tırnağımda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler |
401
|
|
|
|
Yurttaşaların muzır dilekçeleri üzerine kaleme aldım.Eserleri savunmak başa düştü. |
|
402
|
|
|
|
Irak Türklerini ele alan ve günümüzdeki siyasal açmazlığın nedenlerini açıklamaya çalışan bir yazı. |
|
403
|
|
|
|
Kişisel ve toplumsal körlüğün, sağırlığın ayyuka çıktığı bu çağda en önemli hastalığın “duyarsızlık” olduğunu düşünüyorum.
İnsan ya da toplum olarak duyarsızlığın temel sebebi “neme lazım” ya da “adam sen de” davranışıdır.
|
|
404
|
|
|
|
Ey Turgut Özal Müzesi’nde sergilenen, kalleşlerin kurşunlarına hedef olan mikrofon direği;
Dimdik doğrularak ayağa kalk!...
Kalk ayağa ve zamana tanıklık et…
Çarpıtılmak istenilen tarihe şahitliğini tam olarak yap.
Titreme, eğilme, dik dur…
Sen ki; kurşunlara yenilmedin.
Sen ki; kalleş kurşunlara siper ettin kendini.
Kurtarman gereken lideri kurtardın o zaman ama yerli işbirlikçiler tarafından sincice kurulan diğer tuzaklara engel olamadın.
Sen ey mikrofon direği…
Zamana tanıklık edebildiğin kadarınca seni seviyor ve selamlıyorum…
Ve Malatyalılar olarak, merhumu; “Allah’ına gurban senin!..” vecizesiyle anarak
merhameti arz-ı arşı titretecek kadar bol ve geniş olan Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz…. |
|
405
|
|
|
|
Merhaba, Dağılmış Aileler ve Kılıçdaroğlu, başlıklı yazımda , dağılmış aileler hakkında ve siyasetin bu konuya bakışı hakkında bir yazı yazmaya çalıştım. Yorumlarınızı beklerim. |
|
406
|
|
|
|
Merhaba. Amasra Kömür Ocağında olanlar ve İşi Ehline Vermek , başlıkla yazımda güncel olaylara hakkında eleştirel bir yaklaşım sergilemeye çalıştım, yorumlarınızı beklerim . |
|
407
|
|
|
|
Merhaba. Savaşta En Büyük Suç, Savaştan Kaçmaktır başlık yazımı yorumlarınıza sunuyorum. |
|
408
|
|
|
|
Değişimin bir yanı düş, diğer yanı gerçek..
Değişimin az gerçek yanını yaşayan insan, nasıl atlatacak, değişim rüzgarının şok etkisini?
|
|
409
|
|
|
|
" Enflasyonda sürpriz düşüş......Türkiye İstatistik Kurumu, Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 0.30 gerilerken, üretici fiyatlarında yüzde 0.42`lik artış görüldü. "....Gazeteler
|
|
410
|
|
|
|
Yeni yüzlü ile tanıdığımız kişiler ve kişinin kendisinin aday koyduğu demokrat kişi hatta onu destekleyenler. Acaba sonuç ne olur? |
|
411
|
|
|
|
Osmanlı İmparatorluğu’ nun son dönemlerinde başlayan ‘Avrupa Özentimiz’ halen devam etmektedir. Paris’ i kutsal mekan olarak gören aydınlarımızdan başlayan bu medeniyet âşıklığı, yüzyıllar geçmesine rağmen bizleri halen etkisi altında tutmaktadır... |
|
412
|
|
|
|
Tanrılaştırdığımız sosyal kurumlar sebepleriyle nice buhranlar yaşamaktayız. Doyumsuzluslukların, açgözlülüklerin, devletin, milletin ve de tüm insanlığın yarattığı kavgalar, savaşlar, girdaplar içinde bazen cenneti bazen cehennemi tatmaktayız. Oysa kabullunmek olmamalı bazen. Bazen masayı devirmek gerek. Sonra da bırakacaksın sen değil başkaları toplasın. Ya da oturup masada her şeyi sineye çekip kabulleneceksin. Beterin beteri var deyip kafayı çekeceksin. |
|
413
|
|
|
|
Ortadoğu kazanı kaynaya dursun, bizim tenceredeki sorunlar da oradan tetiklenip fokurdanmaya başlayacak sanki.. Bizdeki görece açılım durdu; birileri tarafından çözüm yolları tıkatılmaya çalışılıyor.. Barış güvercini olan umudumuz can evinden vuruldu. Umutlarımızı kimler, niçin söndürmek istiyorlar; barışa giden yolları kimler mayınlıyor, savaş tamtamlarını niçin çalıyorlar?. |
|
414
|
|
|
|
İlkelliği, yazılı tarihin başladığı dönemin hemen gerisine atarak orada bulunan ve insanlığa ait maddi, manevi bütün birikimlerin bir karşılığı olarak tanımlarsak acaba ne kadar doğru bir tesbitte bulunmuş oluruz? İlkellik iç içe geçerek süreklilik oluşturan zaman kavramında bir şekilde burun kıvırarak sırtımızı döndüğümüz ve ait olduğu zaman ve mekâna hapsetmeye çalıştığımız bir başkalığın, alışılagelen normların dışında oluşun tanımlaması ise eğer daha şimdiden bugün bize ait olanların yarınki nesiller için, ilkelliği yadsınamayacak değerler olduğunu kabullenmemiz gerekecek. |
|
415
|
|
|
|
AKP’den il, ilçe ya da belde belediye başkanlığını yürüten belediye başkanı tekrar aday olduğunda bir hesaplaşma sürecini de atlatmak durumunda.
Bu süreç için ilk anda aklınıza mevcut belediye yönetiminin kente yaptığı hizmetler ve bu hizmetlerin halkın teveccühünde nasıl bir noktada olacağı gibi bir hesaplaşma gelebilir. ... |
|
416
|
|
|
|
İnsanı günaha sokuyorlar. |
|
417
|
|
|
|
DİKKAT HIRSIZ VAR!
Özellikle İzEdebiyat sitesine dadanan ERDİNÇ ARAS isimli yazı hırsızı, yazılarımı çalmaktadır. Aynı şekilde başkalarının yazılarını da çalan bu sahtekar sözde köşe yazarını tanımak için altta verdiğim linkleri tarayıcınızın link satırına ekleyerek okuyunuz. |
|
418
|
|
|
|
Merhaba. Hükümetin Teşkili Hakkında Bir Öneri başlıklı yazımı yorumlarına sunarım . |
|
419
|
|
|
|
Alacağı kararlarda belirleyici unsur ne idi gerçekte? Yaşamın kendine özgü o akıp giden kurgusunda önüne çıkan “özel” şartların kendisini almaya mecbur bıraktığı tavır ve duruşları kendi derinliği içerisinde yaşattığı ve aslını sorarsanız kendisinin dahi tam olarak emin olamadığı o, olası kimlik sahiplenmelerinden acaba hangisine karşılık gelmekte idi? Yaşamdan beklentilerine göre şekillenen tercihleri ve bunların toplamıyla kendisine ilişkilendirilen kimliği gerçekte hangi oranda içerisinde yaşatıp üzerine titrediği o “ ben” e ait birer gerçeklik olabilirdi? Gelecek zamanlarında olası bir “ben”i vardı. İçinde bulunduğu şu zaman diliminde basiret ve görüşüne kapalı olan ve asla doğruluğundan emin olamayacağı gelecekte ki eylemleri, niteliği belirsiz birer muamma olarak şimdiden beklemekte idi kendisini. |
|
420
|
|
|
|
Her Şey Dine Ve Dindarlığa Bağlanmamalı... |
|
|
|