Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Gençliğin günümüzde nereye gittiğini merak eden yaşlılar; bu gençlik nereye gidiyor diye olmuyor. Gençliğe dindar olun demeyle de olmuyor ve olmaz da… Çağa uygun olarak gençliğin meşgul olduğu gerçekler ve bu gerçeklerin de hem iyiliği hem de kötülüğü vardır elbet. Gençliğin kötü işlerle meşgul olmasını istemiyorsanız, bunu illaki dine ve dindarlığa bağlamamalısınız. Son liderimiz Atatürk’ ün Gençliğe Hitabesini tam anlamıyla okumuş ve anlama kapasitesine sahip olsaydı kendini dindar sanan zevatlar bu gençliği bugün orda burada konuşuyor olmazlardı. Sahte dindarlıkla gençlik yönetilmez, korku üzerine terbiye edilenler doğrunun ne olduğunu bilmez. Sadece korkusundan doğruya yönelir ama maalesef doğrunun ne anlama geldiğini asla bilmez ve hiçbir zaman da kavrayamaz. Lakin korku olmadan doğruyu öğrenip yaşayabilmek daha erdemlidir. Korku ve baskı içinde kurulan dindar gençliği kolayca yönetme düşüncesi; kendini dindar sayan zevatların koltuklarını koruma sevdasından başka bir şey değildir. Aslında bilmiyorlar ki korku ile doğruya yöneltilmek istenilen gençliğin ileride koyundan bir farkı kalmaz. Çünkü hiçbir zaman kendi mantıklarını kullanmamışlardır ve kullanmasını da bilmezler. Doğruyu sadece belirlenmiş mottoların üzerinde onun dışındakiler doğru gelmez… Ancak kendi mantığını kullanan bir insanın dindar olmasına gerek kalmaz çünkü o zaten bilinçlidir. Doğruyu ve dini kendi hayatının bir parçası olarak yaşarlar. İşte buda bilinçli vatandaşlık; haliyle kendini dindar sayan zevatların işine hiçbir zaman gelmemiştir ve gelmez de. Çünkü mantığını kullanmayı bilen insan kendi mantığı doğrultusunda hareket eder. Dindar zevatların dilinden düşürmediği din ve laiklik kavramlarının asıl özü mantık ve özgürlüktür. Ama onların dilinden düşürmediği din ile halkı koyun kendilerini padişah ilan ediyorlar. Aslında bu tarihte bile görülmüş bir vakadır. Kiliseler halkı dinden çıkarmakla ve aforoz etmekle korkutarak kendilerini bir ilah haline getirmişlerdi. Ama kilise yıkılınca bizde gördük onların mabadını. Dinciler ve kendini dindar sayan zevatlar böyle devam etsin. Atalarımızın da dediği gibi “su testisi suyolunda kırılır”. Hayalini kurdukları emperyalist, despotik ve keşmekeş yönetim sistemine kavuşunca başlarında ki çok çok dindar şehzadeleri hepsinin mabadından şırıngayla kan çeker olacak. Adem KOÇAKER
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem Koçaker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |