Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
“Arif Nihat Asya İhtişamı”nı okudunuz mu? Tuğla (Gerçi “tuğla” kelimesi de demode oldu çünkü ediplerimizin eskiden sıkça kullanıp kastettiği tuğlalar yerine şimdi sekizlik ya da on ikilik tuğlalar kullanılıyor.) kalınlığında, beş yüz sayfalık Yavuz Bülent Bâkiler’in “Arif Nihat Asya İhtişamı”nı diyorum… Üç gündür onu okuyorum, üç günde ancak bitirdim çünkü Yavuz Bülent Bâkiler’in o tuğla kalınlığındaki kitabını özümseyerek ve sentezleyerek okudum, bitirdim. Kitap, bana benim “Büyük Doğu’nun Son Kalesi: Said Çekmegil”i hatırlattı. Ben bu kitabımı Yavuz Bülent Bâkiler’in “Arif Nihat Asya İhtişamı”ndan önce yazmış olmasaydım kesinlikle ondan esinlendim diyecektim, ancak ben, “Büyük Doğu’nun Son Kalesi: Said Çekmegil” adlı eserimi 2004 Eylül’ünde yayınlarken Yavuz Bülent bey 2006’da yazmış “Arif Nihat Asya İhtişamı”nı … Gerçi kitabı yazdığım sıralarda Yavuz Bülent Bâkiler’le bir görüşme ve tanışmamız olmuştu, o esnada böyle bir çalışmamın olduğundan bahsetmiş, buna çok sevinmişti. Hatta eseri yayınlamadan önce görmek istediğini söylemişti ancak -hesapta olmayan- Said abinin vefatından dolayı kitabı (Pınar Yayınları’nın ivedilikle isteği üzere) Yavuz Bülent Bâkiler’e inceletmeden baskıya vermiştim. Evet; “Arif Nihat Asya İhtişamı”nı okudunuz mu? Okumayanlara, okumayı tavsiye ederim… Korkmayın, kitap bilindik biyografi tarzında yazılmadığı için sıkıcı değil. Benim de ilgimi çeken tarafı, kitabın bu farklı üslup ve tarzla yazılmış olmasıdır. “Arif Nihat Asya İhtişamı”ndan (bilerek ya da bilmeyerek yapılan ırkçılık hariç) çok etkilendim ve Arif Nihat Asya’yı tüm yönleriyle tanımış oldum bu kitapta. Ancak anlamadığım, Arif Nihat Asya iki yıl, iki ay Malatya’mızda ikamet edip görev yapmasına rağmen iki satırlık rubai haricinde Malatya ile ilgili hiçbir yazı kaleme almamış. Kaldı ki, -bildiğim kadarıyla- o da Yavuz Bülent Bâkiler gibi “Malatya Ekolü”nden geçmiş. Buna rağmen Malatya Arif Nihat Asya’ için hiç mi bir şey ifade etmemiş. İki yıllık Malatya hayatında (Zamanın Milli Eğitim Bakanına “paçam ağzında ne geziyor” esprisinden başka) bir hatırası/anısı olmadı mı koca şairin. Bir daha görüşürsem, Yavuz Bülent Bâkiler’e soracağım, Malatya Arif Nihat Asya’ya hiçbir şey vermedi mi? gerçekten. Kitap konusuna tekrar dönecek olursak; biyografi kitapları yazmak hem zor, bir o kadar da sorumluluk ve bedel gerektiren bir iş. Bu minvalde; Yavuz Bülent Bâkiler hakkını vererek bu kitabı yazmış kanaatimce. Benim “Büyük Doğu’nun Son Kalesi: Said Çekmegil” kitabına gelince… Vah benim kara bahtlı kitabım vah… Kitap yayınlandıktan bir iki yıl sonra, Malatya Belediyesi, Çekmegil ile ilgili bir anma programı düzenlemişti. Konuşmacı, merhumun oğlu Selami Çekmegil. Parantez içinde ifade edecek olursam; Selami bey de yazar. Hatta bu eserde, ondan da bahsetmişim. Buna rağmen merhumun anma programında konuşan Selami Çekmegil, M. Sait Çekmegil’i tüm yönleriyle anlatan “Büyük Doğu’nun Son Kalesi: Said Çekmegil” adlı kara bahtlı kitabımdan hiç bahsetmedi… Kara bahtlı kitap, diyorum çünkü bu kitabı merhumun mirasçı torunu da sevmemişti. Hayır, kitabın içeriği ile ilgili bir sorunu olduğundan ya da beğenilmediğinden dolayı değil. Bilakis kitabı cümle aile beğenmiş/en azında yüzüme beğendiklerini söylemişlerdi ancak vahim olan… Vahim olan; merhumun mirasçı torunun işletmesine kitaptan bir miktar bırakmıştım satılsın ya da yakınlarına hediye edilsin, diye. Aradan kaç gün geçtikten sonra, işletmesine gittiğimde kitabı bıraktığım yerden bulamayınca çok sevinmiştim, satıldı, diye. Ancak bu sevincimi kursağımda bırakan ya da hayal kırıklığına uğratıp kahreden şey; merhumun malum mirasçı torunu, ben oradan ayrılır ayrılmaz elemanına “bu kitabı hemen kaldırın, görünmez bir yere atın, aksi halde (müşterilerimizin çoğu asker kökenli olduğu için) bizi irticacı ( o dönemler 28 Şubat sürecin Malatya’da en faal olduğu dönemler) zannedecekler” demesi oldu. Ah vah benim kara bahtlı kitabım... Oysa Yavuz Bülent Bâkiler’in “Arif Nihat Asya İhtişamı”ndan bahsedecektim… Bahsedecektim lakin aklıma yine “Büyük Doğu’nun Son Kalesi: Said Çekmegil” adlı kara bahtlı kitabım düştü…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |