Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
SAĞIR KAPLUMBAĞA Bu günkü yazımı büyük bir moral bozukluğu ile oturup yazıyorum. Keşke bu haleti ruhiye ile oturmasaydım yazıya. Ama siz yine boş veriniz!. Her zaman olduğu gibi yine aldırmayınız beni. Hem bu güne kadar ne zaman kale alındık ki?.. Bu düşüncelerle yazıya oturmuştum ki; telefonum çaldı..Telefonda, kadrini bildiğim bir kadim arkadaş… İçinde bulunduğum moral bozukluğumdan bahsediyorum… Ama o katılmıyor benim düşündüklerime, her zaman olduğu yine pozitif gözlükle bakıyor hayata. Bana nasihat çekiyor: “Siz olumsuz eleştirilere karşı çabuk yıkılıyorsunuz… Sen hiç sağır kaplumbağa hikâyesini dinlemedin mi?” Nasıl bir hikâye bu, diyorum. Başlıyor anlatmaya.. Telefondaki zarif sesi pürdikkat dinliyorum… “…Tarihin bir yerinde, canlı varlıklara kazanma hırsı aşılandığı bir vakitte, kaplumbağalar arasında bir yarış tertiplenmiş. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Vakti gelince, bir sürü kaplumbağa arkadaşlarını seyretmek için yarış yapılacak bölgeye toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Seyircilerden hiçbiri arkadaşlarının kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Kimileri bu inançlarını yüksek sesle dile getirmekten kaçınmıyorlarmış. Öyle ki, yarışmacıların bazıları ‘… Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!’ seslerini dahi işitiyorlarmış. Yarışmaya katılan kaplumbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmaz gayretle kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyircilerin sesleri yükselmeye başlamış: ‘…Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!’ Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kaplumbağaların tümü ümitlerini, gayretlerini yetirmiş ve yarışı terk etmişler. Ama yarışta yapayalnız kalan son kaplumbağa, büyük bir gayret ile mücadele ederek, kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğer yarışmacılar ve seyirciler, hayret içinde bu işi nasıl başardın diye, o anda farkına farmışlar ki… Kuleye çıkan kaplumbağa sağırmış! Sağır kaplumbağanın çıkılmaz sanılan doruğa tırmanmayı başarması ile kaplumbağalar dere tepe demeden yeryüzüne yayılmanın, sabır ve karanlıklarla yol almanın ne demek olduğunu öğrenmiş ve bunları gerçekleştirmeye cesaret bulmuşlar…” “Rüyalarınızı gerçekleştiremeyeceğini söyleyenlere karşı sağır olmak, size seslenenlere saygısızlık değildir; düşünüze karşı saygınızı korumanız demektir.” diyor, sevgili dostum. Önemli olan rüyalarınız, düşleriniz var mı? Ulaşmak istediğiniz bir hedefiniz var mı? Hedefiniz üzerine düşler kurabiliyor musunuz? İnanın / adanın / başarırsınız… ŞEVKET BAŞIBÜYÜK
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |