Birileri Mısri’yi çalıyor…

Geç kalınmış bir yazı olabilir bu ama yazılması gereken bir yazı olduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmak bu güne nasip oldu.
Niyazî Mısri Sempozyumundan bahsediyorum.
Aslında Malatya Belediyesi bu tür kültürel etkinlileri her yıl yapıyordu ama bu kez hemşerimiz Niyazî Mısri’ye biraz daha tolerans tanıdı ya da hakkını verdi.
Evet, her yıl Malatya Belediyesi tarafından ‘anma programlarla’ hatırlatılan, anılan, dile getirilen Niyazî Mısri bu yıl/2010’da daha kapsamlı ve şümullü bir bilgi şöleniyle uluslararası bir programa dönüştürüldü.
“Kulun Niyâzi Mısrî Uluslararası Sempozyum” adı altında yapılan Niyazî Mısri’yi anma programı bu yıl İstanbul ve Malatya ayağı olmak üzere iki ayrı ilde yapıldı. Mısri Sempozyumu her ne kadar TÜRKAD, İnönü Üniversitesi gibi isimlerle birlikte yapıldı gibi yansıtıldıysa da işin asıl organizasyonu -en azından maddi yönüyle tüm yük- Malatya Belediyesindeydi.
İstanbul ayağını izleyemedim ama Malatya ayağını kısmen de olsa takip edebildim.
Takip edebildiğim kadarıyla ikramlar ihtişamdı…
Malatya’da üç gün süreyle yedirilen-içirilen, gezdirilen (e tabii ki) biraz da konuşturulan konuklar Amerika’dan tut İngiltere, Almanya ve Türkiye/İstanbul’dan grup halinde katılan TÜRKAD katılımcılara/misafirlere ikramda kusur edilmedi. Misafirler memnun oldu mu, olmadı mı, bilmiyorum ama yeme, içme, konaklama, gezdirme, artı konuklara verilen hediyelerle yapılan harcamalar, ekonomik olarak Malatya Belediyesi sırtında kaba bir kambur olarak bindirilmiş oldu. (Bu kamburu “TÜRKAD” bindirdi tabii ki…)
“TÜRKAD” demek “Türk Kadınları Kültür Derneği” demekmiş. Başkanı ya da şeyhi Cemalnur Sargut Hanımefendi.
Çeşitli tv programlarda Sargut hanımefendiyi dinlemiştim ancak Sayın Sargut’un bu kadar sosyal biri olduğunu bilmiyordum.
Merak saikıyla kendisi hakkında google’de bir arama yaptım çok değişik ve çelişkili şeyler çıktı….
“Şeyhi topsakallı kravatlı laikçi zındık şeyh, Kenan Rufai nin de aslı nesli muhtemelen aynı Yahudi elitlerdendir, Zira Selanik doğumlu ve de Galatasaray mezunu, ve aile hep sosyetik.. Tüm alametleri var Sabatay Dönmeliğin. Henüz tam bakamadım amma büyük ihtimalle o da Yahudi-Sabatayist! Ve şahsen ise ne denli kafir olduğu sözlerinden de hayat tarzından da bellidir. Bu kafa ile 4 değil 40 kapıdan icazeti olsa yine kafirdir yine haindir! Önce tağutu ve Ciptleri inkar eden Allah’a iman eden bir Müslüman olsun sonra mezhebi tarikati meşrebi konuşuruz! Tağut Devletler; bu tür büyüleyen aldatan tahrifçi Ciptlere Samirilere ve hain işbirlikçi Belamlara her zaman için serbestlik hatta açık ya da gizliden destek vermiştir.” (http://www.islam-tr.net/serbest-kursu/20165-tagutun-hukmune-seriatullah-diyen-hain-kafir-sofiler.html...) diyenden tut, Sayın Sargut ve derneğini TÜRKAD’ı yere göğe sığdıramayacak kadar övenlere…
Mevzuu hakkında tartışmaya girmek istemiyorum, hem beni çok da alakadar etmiyor bu yergi ve övgüler. Ancak Uluslarası Niyazî Mısri Sempozyum’da program boyunca dikkatimde kaçmayan bir şey vardı ki, biraz ürktü beni…
Bir şair, bilge ve ezber bozan aksiyon adamı olarak rahmetle andığımız Niyazî Mısrimizi sanki birleri bizden çalıyor gibime geldi.
Oysa Mısrî’nin misyonunu vizyonu herkes (en azından araştıranlar) çok iyi bilir…
Elbette ki Uluslarası Niyazî Mısri Sempozyum’dan kastımız O’nu daha geniş kitlelere tanıtmak ve tanıştırmaktı. Lakin bu sempozyumda; -tebliğcilerin hepsi olmasa da- çoğunluk Mısrî hazretlerini bize yanlış tanıttılar…
Malatya Belediyesi sırtından sempozyumun ev sahipliği rolünü oynayan TÜRKAD(Türk Kadınları Kültür Derneği) ise O’na sahiplenme iddiasının ötesinde Mısrî’yi maske kullanarak, saman altından bazı çalışmalar yürütüyor.
Tam olarak ifade edemediysem de, sanırım siz anladınız anlatmak istediklerimi…
Özet olarak anlatacak olursak; birileri bizden Niyazî Mısri’yi çalmaya çalıyor…