..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Cafer ŞAHİN




4 Ekim 2009
Kızların Cep Telefonlarını Toplatalım  
Kızların Cep Telefonları

Cafer ŞAHİN


Gençlerimiz özellikle de genç kızlarımız tamamen suni ve sanal bir alemin girdabındalar.Durumları gerçekten vahim ve S.O.S alarmı veriyor!


:BIJE:
Hayır, bu yazıyı alel-acele uçup gözlerden bir hayli ırak olduğum bir okyanus ötesi ülkede yazmıyorum.

Sonra, tayyare biletim ve pasaportum cebimde, hazır kıta vaziyetinde bir hava limanına tünemiş bir halde de yazmıyorum, hem Vallahi hem Billahi…

Sonra Sürç-ü Zıman (Zıman, Kürtçede dil anlamına geliyor, Sürç-i Lisan diyoruz ya her seferinde bu defa da bir değişiklik, bizden de açılıma bir katkı hatta değişik bir açılım olsun.) yanlışlıkla bir kısım lakırdılar etmiş de değilim çok şükür.

İşin doğrusu açık seçik hiç evelemeden- gevelemeden diyorum ki;

Ey Millet, gelin hepimiz çok hayati bir konuda ittifak edelim yürüyüş yapalım, lambalarımızı açıp kapatalım, yüzlerimize boya sürelim, eşeğe ters binelim, afişler, pankartlar dövizler mesajlar, e- postalar ve bilumum ses duyurma, ses getirme yöntemleriyle güçlü bir kamuoyu oluşturup Kızların cep telefonlarını toplatalım…

Başıma ne denli büyük bir bela sardığımın idrakindeyim. Ama madem toplumun nezdinde, okurlarımızın her beklentisinin yazılmasının lazım geldiği ve vacip olduğu bir mesleğin icracıları yani mademki birer “Yazarız” biz de hakikatleri hiç kıvırtmadan, eğip bükmeden ve tırsmadan yazarız biz!

Değilmidir ki, DALGALARIN BİZE DOKUNACAĞINI VE GEREKİRSE BAZEN KUVVETLE ÇARPACAĞINI BİLE BİLE DENİZ KENARINDA EV YAPMIŞIZ BİZ…

Düşünsenize memleket sathında yüz binlerce genç kızımızın hayatta en değerli eşyalarının ellerinden alınmasını teklif ediyorsunuz, üstelik toplumu bunun için alenen kışkırtıyorsunuz.

Neyse genç kızların bizi ele geçirdiklerinde ne gibi korkunç cezalarla infaz edeceklerini düşünürken bile kızgın sacın üzerine serpilen leblebilik nohutlar gibi titrediğimi bir anlığına unutup sadede geleyim…
Hem şu iyice incelmiş Araf çizgisini neden şimdi incelttiğimi soracak ve bana nasihat ve sitemde bulanacak yazar arkadaşlarımın endişe ve kaygılarını da aktarmayı unutmadan…

Özellikle Şevket Beyin şu meyanda bir serzenişini duyar gibi oluyorum, Sadık (Sato ) beyin de hakeza: Ya “Şairim” daha gençsin, vah, tüh, canından bu kadar mı bezdin, bir Amerikan bayrağı alıp İran halkının içine dalıp bayrağı sallasaydın bundan daha az bir risk alırdın”

Eh ne yapalım aldık bir kere… Bildiğimiz doğruları yazmayalım mı yani, Sato Bey? İyi de, Sato Bey kim, nereli? Nasıl biri? Kaç yaşında? Ne gibi özelliklere sahip? Gibi suallerle muhatap olacağımı bile bile Onunla ilgili şimdilik bir açıklama yapmak istemiyorum… Nevi şahsına münhasır enteresan bir kişi işte… Kaldı ki konumuz da o değil zaten.

Neyse konumuza dönecek olursak, kızlar hakikaten de her zaman ve her yerde sanal ve suni bir âlemin girdabında…

Evde, arabada, okulda, caddede, mağazada, cafe"de, sinemada…

Karşıdan karşıya geçerken bile bazı kızlarımızın elleri tuşlarda kulakları şarkılarda…

Erkekler hiç mi telefonlarını ikide bir kontrol etmiyorlar diyebilirler kızlarımız velâkin, erkekler de telefonlarını ara sıra yoklayıp aramalara ve mesajlara bakıyorlar ama baktıktan sonra ya ceplerine yahut çantalarına kapatıp çalma veya mesaj sinyali alıncaya kadar bekliyorlar, üstelik çok genç olanları hariç kızlar kadar müzik falan da dinlemiyorlar…

Ama kızlarımız telefon çalsa da çalmasa da mesaj sinyalleri gelse de gelmese de ne yazık ki gözlerini asla ve kat"a telefonlarından ayırmıyorlar…

Çevrelerinde olan bitenleri gözlemlemek konusunda yani gerçek hayatın devranına şahitlik etmek hususunda çok yetersiz kalıyorlar…

Oysa telefonlarını kısa bir anlığına da olsa ceplerine, çantalarına bırakıp çevrelerine dikkat kesilseler, kâinatın bin bir tür renklerini ve hayatın envai çeşit güzelliklerini idrak edip daha dakik, canlı ve zinde olacaklar… Ne gözlerinde yanma ve gencecik yaşlarında gözlük, ne kafalarında bin batman demir gibi bir ağırlık hissi, ne ruhlarında tarifi olmayan bir bıkkınlık ve tedirginlik…

Şair Orhan Veli"nin dizelerine yansıdığı gibi;

“Deli eder insanı bu dünya,
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç"

Mesela kızlar bindikleri otobüsün camından şöyle bir dışarı baksalar yahut yürüdükleri yolda dikkatlerini biraz da çevrelerine yöneltseler, Şairin tarif ettiği nice ilginç ve büyüleyici güzellikler müşahade edecek kesintisiz müzikle iyice yorulup uğuldayan kulakları daha doğal ve hoş sedalarla yankılanacak...

Altmışlı- yetmişli senelerde bırakın cep telefonlarını isimleri bile yoktu.O zamanın kızları iletişimden büsbütün yoksun oldukları için kendilerine başka meşgaleler bulurlar onlarla oyalanırlardı.
Mesela bol bol oya, nakış yapar çeyiz yapmakla ilgili maharetlerini sergilerlerdi...

Biraz tembel olanlarsa yalnız kaldıklarında küçük ebatlı ve resimli aşk fotoromanları okuyup, akşamları radyodan görüntüsüz film denilebilecek "Radyo Tiyatrosu" dinlerlerdi. Arkadaşlarıyla buluştuklarında ise karşıt kızların dedikodularını yapar şuh kahkahalarıyla ortalığı çınlatırlardı.

Onların cep telefonu gibi bir dertleri olmadığı için öyle kah mutlu kah mutsuz kendince yaşayıp giderlerdi. Zira öyle olağanüstü bir icadın bırakın cismini ismi bile olmadığı için onların böyle bir beklentileri de haliyle yoktu.

Ama onların zamanında da cep telefonları olsaydı da cepleri yasaklamak yoluna gidilseydi, onlar da bilfiil ayaklanıp memleketi toz -duman ederlerdi.

Belki günümüz genç kızları gibi çok ağır bunalımlara girmezlerdi lakin gene de haklarını söke söke alacak illegal protestolara ve grevlere yeltenip telefonlarına geç de olsa kavuşurlardı.

Netice itibarıyla hiçbir makul gerekçe beni bu düşüncemden alıkoyamaz diyor ve sonuçlarına katlanmayı göze aldığım teklifimi bir kez daha yineliyorum:

KIZLARIN CEP TELEFONLARINI TOPLATALIM

Hiç değilse kısa bir süreliğine,

Onların iyiliği için

Burada genç kızlarımıza da bir mesajım var...

Bakın kızlar değerli kardeşlerim;

Sakın delici- kesici aletleri ve balta sapı, kazma sapı gibi bilimum silahları, elinize ne geçerse kapıp gelmeyin, inanın sözlerimin en başında şaka yaptım.

Yani ben en acele tarifeden bir ucak bileti alıp hiç tahmin edemeyeceğiniz bir dış düvele kapak atmış bulunuyorum

Neyse çook uzaklarda olduğum ve uçaklar dolusu bacılarımın gelip beni infaz etme ihtimali bulunmadığı için yerimi de gönül rahatlılığıyla söyleyeyim söyleyeyim;

Bakın ben şey yani Karayipler'deyim

Oh be...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Selamün Aleykürt
'Prim Ödülü' de Verebilir Misin Ey Devlet Baba?
First One Olan, Ana mıdır Yar Mıdır?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Höyüğün Arkası
Saman Alevi Şiirler
Ba" de Harab Ul Afra
'Kağıt Bebekler Kraliçesi'nin Hazim Sonu ve Bugünkü Ünlülerin Benzer Halleri
Hayat ve Mazi
Barış Manço'yu Anarken
Benim Asgari Ücretlim İşini Bilir
Ali Ekberçiçek
Bir Reklam: Benim Adım Kemal
En Ağır İman

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kafa Kağıdı [Şiir]
Aşk Serenadı [Şiir]
Benimle [Şiir]
Ayasofya Açılacak [Şiir]
Cunta Dede [Şiir]
Gandi Kemal [Şiir]
Deli Kıza Serenat [Şiir]
Gurbet Biter [Şiir]
Ağır Aşklar [Şiir]
Geri Dönmek [Şiir]


Cafer ŞAHİN kimdir?

Dünyaya edebi ışıltılar saçmak için gelen biri olmak harikulade bir duygu,söz saltanatının sultanı olmak,mülk saltanatının sultanı olmaktan daha üstün ve muteberdir ŞAİR-YAZAR CAFER ŞAHİN Malatya'nın yetiştirdiği en önemli Şair ve Yazarlardan biri olarak kabul edilen Cafer ŞAHİN, Hekimhan ilçesinin Kurşunlu Beldesine bağlı Güçlü(Eski adı Zahmettn)Köyünde doğdu. . . İlköğrenimini köyünde tamamlayan Şahin, daha sonra Malatya İmam-Hatip Lisesine devam etti ve bu okuldan mezun oldu. Kazandığı Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümüne devam etmek yerine, kendisini tez zamanda büsbütün sanata adamak yolunu seçti. . . Genellikle serbest vezin tarzında şiirler yazan ve şiirleri usta işi eserler olarak nitelenen Cafer ŞAHİN, az olmakla beraber kafiyeli şiirler de kaleme almış ve bu tarz şiirlerde de başarısını kanıtlamıştır. . . Şiirlerini GÖLGEMLE SÖYLEŞİ ve NE BİLİYORSAN ANLAT adlı şiir kitaplarında toplayan Şair, bunun yanısıra Deneme, Hikaye ve senaryo çalışmalarında da bulunmuş ve bu çalışmalarını şimdilik sanal ortamda pek çok sanat ve edebiyat sitelerinde yayımlamıştır. . . 2001 yılında ilk defa katıldığı bir Makale Yarışmasında Türkiye İkinciliği derecesiyle çok önemli bir başarıya imza atmıştır. Edebiyat dünyasına "YÜREĞİMİ İYİ SAKLA" adlı şiiri gibi, sevilmenin de ötesinde bütün Türkiye'de adeta birer marka olmuş şiirler kazandıran Yazarın iki adet yayımlanmış, biri Şiir, biri de deneme olmak üzere basıma hazır iki kitabı bulunmaktadır. . . çeviri Cafer Sahin MALATYA CURRENT AUTHOR POET POET-WRITER CAFER ŞAHİN Malatya is known as one of the authors raised the most important poet and Cafer Sahin, Hekimhan spot in the town of Lead Strong (Zahmettn old name) was born in the village of . . . Falcon completed primary education in the village, then continued in Malatya Imam-Preacher High School and graduated from this school was. Rather than to continue winning the Open Education Faculty of Economics Department, chose to devote himself to art . . . Generally, the thesis also entirely free-verse poems written in the style and ingenious works of poetry known as Cafer Sahin, at least, although had written poems and rhyme in poetry of this kind of success has proved . . . NARRATIVE INTERVIEW and what I know my shadow's poems by the poet gathers books of poetry, as well as the trial, the story and screenplay, and this work is found in the studies of art and literature of many sites published in a virtual environment . . . Article Competition for the first time in 2001 with the participation of Turkey has achieved a significant degree of second place. Letters to the world "GOOD SAVE my heart" as his poem, almost a brand in Turkey was to be loved beyond all winning author of two published poems, one poem, one of which has two books ready for printing, including the trial . . .

Etkilendiği Yazarlar:
Divan Edebiyatı şairleri,Cumhuriyet dönemi şairlerinden,Necip Fazıl,Cahit Külebi,Attila İlhan vs.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cafer ŞAHİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.